Pazartesi, Haziran 30, 2014

Franz Kafka'ya Fransız Kalmak



Birkaç saattir suratımda müstehzi bir gülüşle dolaşıyorum. Beni bu kadar eğlendiren şey ise Nazlı Ilıcak’ın dünkü (yazım gece yarısından sonra yayınlanacak) köşe yazısında Kafka’yı bir Fransız’a, ünlü roman kahramanı Gregor Samsa’yı  da bir örümceğe dönüştürmesi. Bu vesile ile  Kafka’nın “Metamorfoz” isimli eserinin sevdiğim bir animasyonunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Caroline Leaf’e ait bu animasyon 1977 yılı yapımı. Ayrıca Oguz Atay’ın “Günlük &Eylembilim” isimli eserinden  Türk aydınıyla ilgili şu cümlelerini de paylaşmadan edemeyeceğim. İyi seyirler.

Ghost in the Shell Arise 3. Bölümün ilk dokuz dakikasını izleyin

Ghost in the Shell Arise'ın üçüncü bölümü Hayalet Gözyaşları dün Japonya'da sinemalarda gösterime girdi. İki hafta gösterimde kalacak. Animenin resmi sitesi sayesinde ilk dokuz bölümünü seyretme imkanına sahibiz. Fazlası için bastırın parayı alın DVD/Blue Ray'ini. İkinci eli kalmış fiyatlar biraz artmıi gibi :(


İlk dokuz dakikada daha önce animelerde olmayan bir ilk mevcut. Motoko Kusanagi'nin sevgilisini görebileceğiz. Akira Hose adlı bu zat hakkında tacir olduğu dışında çok da fazla bilgi yok. Büyük ihtimalle üçüncü bölümün tamamını izlememiz gerekecek. İlk dokuz dakikada kısa bir çatışma, virüs, hayaleti kırmak, bir kez daha ölen bir polis ve ne hikmetse kırmızı motor üzerinde kırmızılı bir sürücü göreceğiz. rastlantı olsa gerek. İlginç duruyor. Halen ikinci bölümü seyretmedim. ne yalan söyleyeyim ilk bölüm umduğum kadar sürükleyici değildi. Fakat bu görüntülerden anladığım kadarı ile bu sefer ki hiç fena değil. Baştan ilk iki bölümü seyretmekte fayda var.

Aşağıda görüntüleri bulabilirsiniz. Japonca ama İngilizce alt yazı imkanı var atlamayın. Bundan sonra dördüncü ve son bölümü beklemeye başlayacağız. Ancak gösterimi için herhangi bir tarih mevcut değil. Bekleyip görelim.

Pazar, Haziran 29, 2014

Mech. Dikkat bağımlılık yapar

Mech: Human Trails insanların tedavi eden, hatta kayıp uzuvlarını tamir eden bir deneysel ilaç hakkındaki kısa film. Ancak ufak bir sorunu var. Kullananlarda bağımlılık yapıyor ve birazcık onları değiştiriyor. Yukarıdaki resim de bu ilacın zararlarına dikkat çekmek için hazırlanmış internet sitesinden. Film Patrick Kalyn tarafından yönetilmiş ve Mike Le tarafından yazılmış. Bu kısa filmin başarısından sonra uzun metrajlı olarak çekilmesi için çalışmalara başlanmış bile.

Cumartesi, Haziran 28, 2014

Esas Hafiye ve Ktulhu

True Detective son dönemlerde seyrettiğim en etkileyici dizilerin başında geliyor. Karanlık atmosferi, derin karakterleri, etkileyici oyunculuğu, tekinsiz nesneleri,  gizemli kurgusu ile bir çırpıda izleyip bitirmemi sağladı. Her ne kadar sonu dizinin geneli kadar vurucu olmasa da lezzuzatlı bir tat bıraktı. İzlemeyenlerin biran önce izlemesini salık veririm.

Dizide Sarılı Kral ve Carcosa sürekli gönderme yapılan, uğruna cinayetler işlenen  gizemli kavramlar. Carcosa Ambrose Bierce'ın öyküsünde geçen meşum bir şehir. Daha sonra 1895 tarihli The King in Yellow adlı öykü seçkisinde Robert W. Chambers tarafından kullanılıyor. Chambers ayrıca Hali ve Hastur isimlerini de alıyor. Bu kitap tekinsiz öyküler arasında bir klasik olarak sayılıyor. İçerisine on adet öykü bulunan kitabı henüz okumadım ama yakın gelecekteki okuma listemin içerisinde. Umarım okuduktan sonra buradan hakkında bir şeyler yazarım.

Cuma, Haziran 27, 2014

Haftanın Resmi

Bu Mech resmi Hakan için gelsin. Sancient gerçekçi bir çizim yapmış. Az kaldı yakında bunların gerçeklerini de göreceğiz. Hoş o zaman bunların da tomasını yaparlar, o ayrı konu.


Perşembe, Haziran 26, 2014

Darth Maul geri döndü!

Lego Star Wars: The Empire Strikes Out Cartoon Network'de yayınlanan Yıldız Savaşları çizgi filmi. Bir hayli eğlenceli ve komik. üzerinden kaç zaman geçmiş ben yeni gördüm. Sanırım film çekimlerinin etkisi var. Her tarafta Yıldız Savaşları haberleri var. Phantom Menace çıktığında tek beğendiğimiz Darth Maul ve müzikleri idi. Çizgi filmden aşağıdaki bölüm her ikisini de anlatıyor. Bilen bilir "network kuralım!"

Çarşamba, Haziran 25, 2014

Mars'ta Selfie

Uzaydan sonra Mars'tan bir selfiemiz var. (Sevemedim özçekim kelimesini, selfieyi de sevmiyorum ama anapalım) Nasa'nın Mars Curiosity adlı Mars aracı kızıl gezegende tamamladığı ilk Mars yılı şerefine selfie çekti ve biz dünyalılara gönderdi. 687 günün hatırasına bir resim.

Peyniiiir! 

Yeni oyunlar

Eskisi kadar bilgisayar oyunları ve bilgisayar ile haşır neşir olmasam da elimden geldiği kadar çıkan oyunları takip ediyorum. Bir iki haftadır gördüğüm kadarı beklemeye değecek oyunlar ile ilgili haberler ve görüntüler çıkmaya başladı. Aşağıda Star Wars: Battlefront, Assassin's Creed Unity ve Bloodborne oyunlarının görüntüleri ve kısa bilgileri var. Fırsat buldukça ve toparladıkça oyunları yazmaya devam edeceğim. Belki arada oynayanlar da oynadıkları hakkında bir iki satır yazarlar.

Salı, Haziran 24, 2014

Masa üstü lobisinin gerçek yüzünü görün!


Hitit Güneşi'nde yazanlar ve okuyanlar arasında zamanında masa üstü oyunlarını oynayan, yolu zindanlar ve ejderhalardan geçen pek çok kişi mevcut. Hepimiz zamanında zevkle oynadığımız, gecemizi gündüzümüze kattığımız, kitap üstüne kitap okuduğumuz bu oyunların tüm zevkine rağmen fazlası ile vakitimizi aldığını da öyle ya da böyle farkındayız. Pişman mısın derseniz tabi ki değilim. Vaktim ve enerjim olsa halen de oynuyor/oynatıyor olurdum. 


Muhtemelen Türkiye'de çok tanınmadığı için olacak, yurt dışında başta Zindanlar ve Ejderhalar olmak üzere pek çok masa üstü oyun için ciddi bir muhalefet var. Kilise bir dönem oyunlarda İncil'den iblis isimleri kullanılıyor diye çıldırmıştı. Sanırsam son yıllarda biraz daha sakinlediler. Ancak pek çok yerde rol yapma oyunlarının gençleri zehirlediğini, dimağlarını bulandırdığını okuyabilirsiniz. Türkiye'de bu konudaki önyargı biraz daha az. 


Dark Dungeons Amerika'da pek meşhur bir Zindanlar ve Ejderhalar karşıtı uyarılar içeren çizgi roman ya da onun gibi bir şey. Ne kadar uçuk olduğu ve olayları ne kadar yanlış yansıttığı kısmını geçiyorum ama yine de görmediyseniz okuyun derim. İşte bu meşum ya da komik çizgilerin yakında filmi geliyor. Okuyarak kalın kafanıza girmiyorsa filme çekerek sokacağız. Oturun izleyin de utanın. Tabi ki sadece tanıtımı var. Esas aydınlanma sonraya kaldı. Ama yine silkinin ve kendinize gelin. Masa üstü lobisinin şeytan işi olduğu görün!

Ya da sadece benim gibi gülün :)

Pazartesi, Haziran 23, 2014

Artık yeni bir dizi ve kitap bulmalıyız

Eyy Taht Oyunları'nın kitaplarını soluksuz okuyan, yeni kitaplar için G.R.R Martin denilen zatı katli vaciptir diye fetva noktasına gelenler, eyy Taht Oyunları'nın dizisini iple çeken, saniye saniye izleyen, diziyle yatıp kalkanlar, eyy işi bir üst boyuta taşıyıp kitabı ezbere bildiği gibi dizi ile farklarını bir çırpıda sayanlar. Artık Taht Oyunları ölmüş, cenaze namazı kılındığı gibi kırkı çoktaan çıkmıştır. Artık yeni kitapların sayfalarına dalma zamanıdır. Artık yeni dizileri izleme, facebook'da paylaşma zamanıdır. O gün gelmiştir. Taht Oyunları tamamen popüler kültürün maşası olmuştur. Faiz lobisi o çirkin yüzünü göstermiştir. Taht Oyunları bundan böyle Puff Daddy'nin klibidir, dansçı kızlarıdır. Ahanda aşağıdadır her şey. Taht el değiştirmiştir. Hayırlısı olsun.

Cuma, Haziran 20, 2014

Haftanın Resmi

Concept Robots sitesinde pek çok benzer temalı robot ve benzeri çizimler yayınlanıyor. Bir kısmı birbirine çok benziyor. Yine pek çoğu benim hoşuma gidiyor. Ama tekrar olmasın diye Hitit Güneşi'nde paylaşmaktan imtina ediyorum. Filip Dudek'in aşağıdaki çizimi diğerlerinden farklı geldi. Özellikle de kafadaki bere. Basit bir detay ama yine de güzel. 


Çarşamba, Haziran 18, 2014

TBD Bilimkurgu Yarışması episode 16!

Utanmasam bu duyuruyu ödüller verildikten sonra yayınlayacaktım, artık o kadarına da utandım. Lakin yapacak bir şey yok, ihmalkarlık bir HititGüneşi geleneğidir :)

Neyse, geç olsun güç olmasın, duyduk duymadık denmesin: Türkiye Bilişim Derneği'nin her yıl düzenlediği Bilimkurgu Öykü yarışmasının onaltıncısı başladı. 15 yıldır istikrarlı bir biçimde  mütevazi bilimkurgu dünyamıza yeni tadlar, yeni yazarlar katan bu güzide yarışma yolculuğuna devam ediyor. Buradan uzun uzun yazmaya gerek yok, tüm bilgiler aşağıdaki linkte mevcut. 

Bilimkurguya ilgi duyan, eli kalem tutan değerli arkadaşlar: Öykü yazın. Daha önce yazmadıysanız, deneyin. Hiç yazamıyorsanız yazanları gaza getirin. Büyük yazarların (bildiğimiz kadarıyla) hiç biri genetik mutasyonla yazar olmamıştır: sadece yazmışlardır. Kendinize küçük (ikibin kelimelik) bir dünya kurun. Geliştirin, düzeltin, değiştirin. Mükemmel olmasa da olur, size ait olsun yeter. TBD 15 yılda yaklaşık 3.000 öykü toplamış şimdiye kadar; bu mütevazi evrenimizde irili ufaklı 3.000 dünya eder bu. Biri de sizinki olsun. Aysız gecelerin okurlarına göz kırpsın dünyanız.

Son başvuru tarihi 29 Ağustos. Vaktiniz var. Yazınız.

http://www.tbd.org.tr/index.php?sayfa=211&c1=142&c2=3826&mi=24





 

Salı, Haziran 17, 2014

Yüzüklerin Efendisini Tolkien'in kendisinden dinlemek ister misiniz?

J.R.R. Tolkien hepimizin bildiği, sevdiği en azından bir şekilde eserlerini okuduğu, izlediği, gördüğü bir yazar. (Hiçbirini yapmadıysanız sessizce odayı terk edin lütfen) Günümüzde pek çok yazar ile sosyal medyadan iletişime geçebiliyor, konferanslarını seyredebiliyor ve yarattığı eserleri hakkındaki görüşleri bizzat kendisinden öğrenebiliyoruz.

Ancak geçmişe gittikçe yazarlar ve eserler hakkındaki bilgiler giderek soluyor. Gazete kupürlerine, mektuplara, dost sohbetlerinde ettiği lafların hatırlanmasına kalıyoruz. Zamanla söylenceler efsaneye bile dönüşebiliyor. Böyle bir ortam varken son yüzyılın en çok okunan serinin sahibi Tolkien'in eserleri hakkında bizzat kendi düşüncelerine erişmek bugün ki kadar kolay değil. Her konuda olduğu gibi ufak tefek dedikodular, şehir efsaneleri mevcut.

Fakat geçenlerde yazarın 1958 yılında Hollanda'da bir grup kitapsevere yaptığı kayıp olduğu düşünülen bir konuşmanın kayıtları ortaya çıktı. Jay Johnstone adlı zat bin bir zorluk da olsa yaklaşık 200 kişiye yapılan bu konuşmanın kaydını bulmuş ve insan içine çıkartmak konusunda sahibini ikna etmiş. Yıl sonuna kadar konuşmanın tamamını dinleyecebileceğiz. Tolkien'i Yüzüklerin Efendisi hakkında konuşurken, elfçe şiir okurken dinlemek mümkün olacak. Şimdilik aşağıda bir kaç kuple iyi yetineceğiz.

Pazartesi, Haziran 16, 2014

Yeni filmde Millenium Falcon olmayacak!

Gün geçmiyor ki Yıldız Savaşları setinden yeni haberler, yeni resimler çıkmasın. Oyuncu isimleri, filmdeki karakterler, filmin ismi, senaryosu, yeni yaratıklar ve daha pek çok konu hakkında dedikodu almış yürümüş durumda. Geçenlerde setten sızan resimler için J.J. Abrams veryansın etmişti. Kolay değil uzun zamandır yeni bir Yıldız Savaşları filmi olması, öykünün devam edecek olması insanları heyecanlandırıyor.

En son tartşma konularından biri ise Yüzyılın Şahini/Millenium Falcon'un yedinci filmde olup olmayacağı yönünde idi. Tabi ki tartışmanın önemi ve gerekliliği ayrı bir konu ama insan merak ediyor tabi. Ne de olsa Kessel'in Yolunu 12 parsekten daha kısada uçmuş bir gemiden bahsediyoruz.

Bu en son tartışma başlığına J.J. Abrams bir cevap vermek ihtiyacı hissetmiş olacak ki, konuyu aşağıdaki fotoğraf ile kapatmış. Ne dediğini merak ediyorsanız fotoğraf aşağıda.

Pazar, Haziran 15, 2014

Cuma 13, dolunay ve mech!

Geçen cumayı iyi atlattık. Hem ayın 13'ü, hem cuma, hem de dolunayç Sevdiğim Mech dışında Hiçbişi blogu çok tatlı bir resimle kutlamış bu günü. Hoverkraft kullanan kurtadam.

'Hey Jorçj, versene borj...'



Nuthin' But Mech tayfasına aferin ve herkese takip etmeyi öneririm!

Perşembe, Haziran 12, 2014

Peki ya Harry Potter'ı Ayn Rand yazsaydı?

"Harry Potter ve Feylezof'un Nesneciliği" yeni bir  Harry Potter kitabı değil. Bu isim internet sitesi The Toast'un Ayn Rand ile Harry Potter birleştirdiği kitabın adı. Ayn Rand sevdiğiniz ya da sevmediğiniz bireycilik, rasyonel bencillik ve kapitalizm kavramları sarmaladığı objektivism/ nesnelcilik akımının anası. Yazdıkları ile olumlu ya da olumsuz pek çok kişiyi etkilediği kesin. Ona karşı olan hislerinizi bu işin dışında bırakın derim. İşte büyücü çocuğumuz Harry Potter'ın öyküsünü Rand yazmış, kurgulamış olsaydı nasıl olurdu sorusu ilginç bir sonuç ortaya çıkartıyor. 

Kendinen emin, boyuna bakmadan ukala cevaplar veren, düşmanları karşısında eğilmeyen, özel teşebbüsü ve piyasa ekonomisini her şeyin üzerinde tutan, diğerlerini aşağılayan, başına geleceklerden bihaber, sopayla ağızına ağzına vurulması gereken bir velet ortaya çıkmış. Şiddet dürtüm bana özel olsa da Potter'ı hep pataklamak istemişimdir. Bu uyarlama sadece bu dürtüleri pekiştirdi.

Aşağıda en beğendiğim iki örnek var. Çevirmeye mecalim olmadığı için olduğu şekilde koydum. Belki bir hayırsever çıkıp çevirir. Kim bilir.

Çarşamba, Haziran 11, 2014

2014 Gio Ödülleri Açıklandı

Güzel ülkemde her ne kadar günlük hayatımız bir romana dönmüş olsa da bilim kurgu ve fanteziye olan ilgi ancak küçük bir bardağı dolduracak kadar. Bu nedenle Fabisad çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Geçen yıldan  itibaren düzenlemeye başladıkları Gio Ödülleri de her anlamda çok önemli. 

2014 yılı Gio ödülleri geçen hafta sahiplerini buldu. Kazananları kutlar, emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Tabi ki bir Hitit Güneşi klasiği olarak anca bugün yazabiliyoruz. Tembellik büyük bir sorumluluk. 
 
Öykü ödülünü İlyas Engiz Bindik Bir Alamete adlı öyküsü ile, illüstrasyon ödülü Evren İnce Giritli Ali Aziz Efendi’nin “Muheyyelat” isimli romanından esinlenen çizimi ile, kısa filmi” ödülünü Can Evrenol Baskın isimli filmiyle, öykü kitabı ödülünü ise Deniz Tarsus Ayrıkotu isimli kitabıyla kazandı. Ayrıca Nazlı Eray'a onur ödülü verildi. Daha detaylı bilgiyi Fabisad'ın ödül sayfasında bulabilirsiniz.

Salı, Haziran 10, 2014

Ghost in the Shell'i fotoğraflamak

Mamoru Oshii'nin animesi Ghost in the Shell benim için ve muhtemelen pek çokları için en etkileyici ve klasikleşmiş animelerdendir. Filmin girişindeki Kenji Kawai'nin müziği ile tavan yapan bir siborgun imalat sahnesi nefes kesicidir ve pek çok şey anlatır. Makinenin parça parça bir araya gelmesi, boyanması, cilanması ve en sonunda canlanması muhştemdir. Ghost in the Shell 2.0 adlı DVD/Blue Ray sürümünde açılışı biraz değiştirmişlerdi ama ben ilk versiyonunu her zaman tercih ederim.

Pazartesi, Haziran 09, 2014

Ryu ile Ken aramızda, yanı başımızda

Yaşı yetenler kadar pek kişi biliyordur Street Fighter'ı. Pek çoğumuz jeton dilenerek makineler başında tükettiği gençliğini. Aklıma hep İstanbul'un Kuşçuları'ndaki sarı saçlı, bıyıklı abi geliyor "istikbalime mal oldu" derken. Bir nevi bizim de geleceğimizin bir kısmı Ankara'da Sakarya ve Meşrutiyet Caddesinde kaldı :) Street Fighter bir döneme damga vuran, oyun makinelerine insanları esir eden efsane bir konsol oyunudur. Kulaklarımızdan aduket, oryuken nidaları hiç gitmedi. Oyunun yaratıcısı Capcom firması tabi ki oyun sayesinden voleyi vurdu. 

Yıllar içerisinde yeni sürümleri, çizgi filmi ve en sonunda bana göre izlemeye değmez bir filmi de çekildi. Bütün bunların üzerine Joey Ansah ile Christian Howard kendi başlarına dizisini çekmeye başladılar. 2010 yılında çektikleri ilk görüntülerden sonra diziyi bitirebilmek için Kickstarter'dan bağış topladılar ama ismi gizli bir bağışcı tarafından yapılan cömert bağıştan sonra dizi için finansman sorunu çözülmüş oldu. Street Fighter Assassin's Fist için 2013 yılının yazında başladıkları çekimleri şu an için tamamladılar ve Machinima'nın Youtube kanalından bölümleri yayınlamaya başladılar. 12 bölümlük ilk çalışma netten yayınlandıktan sonra, televizyon dizisi olarak yayınlanacak. Akabinde ise bir televizyon filmi olarak tamamı yayınlanacak.

Aşağıda ilk bölüm var. Fazlasını netten seyredebilirsiniz. Bence bir hayli güzel olmuş. Ken ve Ryu'yu böyle izlemek hem eğlenceli hem de nostaljik geldi bana. Umarım bu dizi daha büyük ama bu ruhu taşıyan bir prodüksiyona yol açar. Abi geçiyim mi?

Cumartesi, Haziran 07, 2014

Taht Oyunları için Türk kast

Geçen gün Yıldız Savaşlarının resimlerinden sonra Hürriyet, Milliyet ve CNN Türk'de Taht Oyunları için Türk karakter önerilerini gördüm. Galiba yavaş yavaş yayılıyor bilim kurgu ve fantezi ya da sadece denk geldi. Her neyse aşağıda sevdiğim eşleşmeler olmuş. Bir hayli eğlenceli olanları var :) Buradan diğerlerine ulaşabilirsiniz.

 

Cuma, Haziran 06, 2014

Haftanın Resmi

Bugünlerde çok fazla DC Comics ile ilgili materyal okuyorum, izliyorum, oynuyorum galiba. İnternette gezinirken süper kahramanlar ile ilgili yazılar daha bir dikkatimi çekiyor. Aşağıda çizer Simone Bianchi'nin Mikelanj'ın eserinden yola çıkarak yaptığı Yarasaadam ve Kedikadın çizimi var. Kötüler de işin cilası olmuş.

Perşembe, Haziran 05, 2014

Yıldız Savaşlarından ilk resimler

Bir süredir Yıldız Savaşlarının yedinci bölümü için pek çok şey yazılıp çiziliyor. Karakterler, oyuncular, öykü, isim, mekan, çizim vs. vs. Sürekli bir şeyler yazıp çizeyim diye niyetleniyorum ama ha yazdım ha yazacağım derken daha yenileri çıkıyor ben de bir kenara bırakıyorum. Geçen gün internetten gazete okurken Milliyet Gazetesinde Abu Dabi'deki film setinden ilk resimleri gördüm. Ne yalan söyleyeyim gazetelerin bilim kurgu konusundaki cahilliği ve verdiği saçma haberlerden dolayı önce pek inanmadım ama resimler bir hayli gerçek gibi duruyor. Yıldız Savaşlarının resmi sitesinde kasttan başka bir şey bulamadım. Pek çok yerde de resimler yoktu. Ancak sonradan öğrendiği üzere resimler gizli olarak sızdırılmış ve bundan J.J. Abrams da rahatsız olmuş. 

Velhasıl resimlere Milliyet'in internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Bir şekilde resimler kaydedilmediği ya da ben beceremediğim için aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz.


*Resim film için çizilen temsili posterledendir ;)

Çarşamba, Haziran 04, 2014

Aspir tarlalarında bir içsel yolculuk


Bir Karadeniz sahil kasabasında doğup büyüdüm. Çocukluğumuz kırlarda komşu köpekleriyle  bin bir türlü bitki ve ağaçların arasında koşuşturarak geçti. Gölgesinde oynadığımız erik, dut, kavak, söğüt, iğde ve defne ağaçları…Evimizin arka  tarafında uzanan yazın aralarında saklambaç oynadığımız mısır tarlaları… Mısır ekilmeyen boş arazileri bir renk curcunasına dönüştüren  deve dikeni, papatya,  gelincik ve aspirler… Hepsi ne kadar da güzeldi… En çok da aspirlerin rengini severdim. Ama güzel olduğu kadar iğneli dallarıyla tehlikeli çiçeklerdi aspirler. Aspirlerden ruj  yapıldığını yıllar sonra izlediğim İsao Takahata’ya ait bir animeden öğrendim.  

Ghost in the Shell Arise 3. bölümden ilk görüntüler

Ghost in the Shell Arise yeni çekilen GitS serisi. Şimdiye kadar iki bölümü yayınlandı ve yazın üçüncü bölümü izleme imkanına kavuşacağız. Ne yazık ki sinemalarımızda değil. Çizim tarzı olarak önceki animelerden biraz daha farklı olan bu seride ilk filmden öncesini, Kamu Güvenliği Bölüm 9'daki ekip ile esas kızımız Motoko Kusanagi'nin tanışmasını anlatıyor. Henüz seyretmemiş ve seyredecekler için daha fazla detaya girmeyeceğim. İleride iki bölümü de bir kez daha seyredip, inşallah, bir inceleme karalarım.

Hayalet Gözyaşları adlı üçüncü bölüm 28 Haziran'da iki hafta süre ile Japonya'da gösterimde olacak. Akabinde parayı bastırıp DVD/Blueray felan şeklinde edinebilirsiniz. Amazon ne güne duruyor. Aşağıda ilk görüntüler mevcut.  Ne yazık ki altyazı henüz olmadığı için komple Japonca. Ufak bir ipucu vereyim görüntülerde kısa olsa kızımızın bir gönül ilişkisi olduğunu görebilirsiniz. Mangaları saymaz isek sanırım bu ilk :)

Salı, Haziran 03, 2014

Haftanın Vidyosu: İstimpunk - Airlords of Airia

Devletvari ebeveynlerimiz henüz Youtube iznini vermemiş olabilir, ya, öhöömmm, eski Reisicumhurumuzun dediği gibi 'Vatandaşımız yolunu bilir' (hoş, o 'memur' demişti) metodlarıyla ya da biraz bekledikten sonra bu Alman yapımı, ingilizce dublajlandırılmış İstimPunk vidyosuna bi takılın.

Akira'nın filmini bu gençler çeksinler

Akira'yı ilk kez Hacettepe'de okurken duymuştum. O yıllarda internet daha yeni, monochrome ekranlarda siyah üstüne yeşil yazılarla ile netteyiz. Resim falan yok hele görüntü hak getire. O günler Can Hocamız yurt dışından video kasetlerle filmler getirirdi. Pek çok filmi Hacettepe Bilik Kurgu ve Fantezi topluluğu olarak sinemalardan önce kütüphanedeki salonda izlettik. İşte o gösterimlerden biri de Akira'ydı. Ama filmi Can Hoca mı getirmişti emin değilim. Suat Efe Us'un çizdiği bir afişi yerleşkede her tarafa asmıştık. Resimde bildik pozu ile Kaneda motorunun üzerinde duruyordu. Gelenlerin sayısı da hiç fena değildi. Huşu içerisinde seyretmiştim. Nedendir bilmem ama Akira ve Ghost in the Shell'in ben de farklı bir yeri vardır. İlk seyrettiğim animelerden olmalarından ya da içerdikleri klasik bilim kurgu, siberpunk ögelerden veyahut hepsi yüzünden. 

Pazartesi, Haziran 02, 2014

Yeni Zelanda'da gölgeler arasında neler oluyor?

Jemaine Clement Flight of the Conchords'un yarsını oluşturan sevdiğimiz, güldüğümüz, Yeni Zelanda'nın bağrından kopup gelen müstesna bir kişilik. Arada çeşitli filmlerde de boy göstermişliği var. Arada ikili olarak arada tek başına çalışıyorlar. Clement Taika Waititi'yi alıp yeni bir belgesel çekiyor. İsmi Karanlıkta Neler Yapıyoruz/What do We do in the Shadows. Belgesel Wellington Yeni Zelanda'da yaşayan bir grup vampirin hayatlarını gözler önüne seriyor. Aralarında yaş ve kültür farkı olan bu kadim mahlukat özel hayatlarının tüm mahremini görüntülerde gözler önüne sürüyorlar. 


Film Ocak ayında Sundance Film Festivalinde gösterilmiş ve olumlu eleştiriler almış. Türkiye'de sinemalara ulaşacağını pek zannetmiyorum. Aşağıda filmin görüntüleri var. Özellikle kurt adamlar ile olan münasebetler eğlenceli. "Biraz edeb yahu, kurtadamlar küfüradam değillerdir!" :)