Perşembe, Aralık 31, 2009

Hitit Güneşi Epizort 25! 7th Son yalakasıyız!

Hepinize mutlu 2010lar! Yılbaşı hediyeniz nah burda....

Huzurlarınızda: Kansu, Eralp, Oruç, Yiğit ve Hakan!



Çarşamba, Aralık 30, 2009

Amazon, Kindle, E-booklar

2009 Noel tatilinden hemen sonra Amazon bir duyuruda bulundu. Tarihinde ilk defa Amazon'dan satılan sanal kitapların sayısı fiziksel kitapların sayısını aşmış durumda. Daha geçen hafta bahsettiğimiz okuyucular bu tatil döneminde Amerika'da iyi satmış olsa gerek ki herkes yanında bir sürü kitap almaya koşmuş.

Bundan üç sene önce OLPC adlı bir örgüt 100$ karşılığında üçüncü dünya ülkelerindeki çocuklara bir mini-laptop yapacağız diye fırlamıştı ve ben çok heyecanlanmıştım ama bir türlü gerçekleşememişti bu olay. İkibuçuk sene önce Asus "biz daha iyisini yaparız" diye fırlayıp Eee serisini çıkartmıştı. "Early Adopter" olarak masamda bir tane 701 durur şu an. Ancak aradan iki sene geçtikten sonra şu an evde 7 laptop var ancak üç tanesi mini laptoplardan!

Kanımca bir aşamayı geçtik. Amazon ve diğer ABD/Avrupa yayıncılarının benzeri bir yolu izlemesi çok normal. Gerekli teknoloji gerçekten hayli ucuzladı. Bilgisayardan, bu mini-laptoplardan, e-book okuyucularından, olmadı Kansu gibi iPhone ekranından bir şeyler okumayı insanlar yadırgamıyor artık. İlk başta sadece teknofililerin takıldığı cihazlar olmaktan çıkıp herkesin alabileceği fiyatlara düştü bu cihazlar.

Öte yandan yayın endüstrisinin bu değişikliklere nasıl uyum sağlayacağını daha göreceğiz. İngiltere'de devlet 500 milyon Sterlin değerinde bir vergi getirmek üzere. Sebep? Müzik ve film endüstrisi lobileri tarihte en büyük miktarda para kazanmalarına rağmen yeterince gürültü yaptığından kopyalayan/kopyalamayan bütün halk bunların cebine para dökmek zorunda kalacak.

Merak ediyorum açıkcası. 1900ler civarında Edison'un yeni teknolojisi mum endüstrisini imha ederken o adamların benzeri bir lobi yeteneği olsaydı hala mum almaya zorlanıyor olacak mıydık?

Salı, Aralık 29, 2009

Stross, Hitit Güneşi ve The Atrocity Files

The Atrocity Archives - Charles Stross
ISBN 978-1-84149-569-9
İlk Baskı: 2004
Madalyalar: 9/10

Bu kitabın yorumuna girmeden önce birazcık başka bir şeyden bahsetmem lazım.

1999 yazında 7 seneden sonra elime ODTÜ Makina Mühendisliği diplomamı aldım. O andan iki sene önce "Yeter!" diyerek neredeyse hayatımdaki bütün hobileri bir yana koyarak (D&D, müzik, BBS, amatör astronomi) bu kağıt parçasını ele geçirmeye yoğunlaşmıştım. Bir Ağustos günüydü galiba, yedi sene içerisinde defalarca danışman değiştirmenin sonucu olarak daha önce muhaf olduğum söylenen, ben okula girdikten üç sene sonra ortaya çıkmış bir dersi yaz okulunda AA getirerek verip bütün kredilerimi tamamladığımda içimden tek geçen "Bunca yıl bu kağıt parçası için mi acı cektim?" idi. Pek bir mutluluk kalmamıştı içimde, daha çok bir rahatlık duygusuydu yaşadığım. Daha kötüsü en azından iki senedir hedef belirlediğim şey aniden kaybolmuştu. Amaçsız ve bundan sonra hayatımda ne yapacağımı bilemediğim bir halde yılbaşını buldum, bir yandan ne iş yapacağım diye kara kara düşünürken. 7 sene uğraştığım bu diploma üzerinde mi çalışacaktım yoksa hobilerimden birisi olan IT olayına mı el atsaydım? Yakın arkadaşlarımdan
birisinin iş teklifini reddederek (ne kadar doğru bir karardı bilemiyorum ama arkadaşlarla ve aile ile iş kurmaya karşıyım, uzun vadede tek elde edeceğin acı olacaktır) CV'mi (IT ve MakMüh olarak iki ayrı şekilde yazılmış olarak) sağa sola fakslamaya başladım. Uzun vade planı olarak aklımda bir şekilde İngiltere'ye gitmek ve yerleşmek vardı. Kısa vadede bu işi karıştıran başka konular olduğu dan herşeyi kısa vade planlamaya başladım.

Bir şekilde Ocak başında (tam 10 yıl önce) kendime bir iş buldum kıçıkırık bir yazılım şirketinde ve sonunda hayatımda ilk defa makul miktarlarda para kazanmaya başladım. Şu ya da bu şekilde işler yoluna girecekti.

Bu arada ufaktan takip ettiğim birkaç konu tekrar gündeme geldi. Mezuniyet sonrasında tekrar hobilerime zaman (ve ilk defa makul bir miktarda para) ayırabilmeye başladım. Elime geçen ilginç iki eser Chaosium'un Call of the Chtulhu RPG'si ve Steve Jackson Games'in Illuminati GURPS oyunuydu. Bundan bir süre önce okuduğum Robert Anton Wilson ve Robert Shea'nın olağanüstü
Illuminatus! üçlemesinin etkisi de cabası. Aynı zamanlarda ikinci ve üçüncü ODTÜ con'larında oynattığım ev yapımı Rifts Anadolu ortamı aklımdan çıkmıyordu. Ancak arkadaşlarımın büyük kısmı ile yaşam saatlerimiz uyuşmuyordu (bir kısmı benim gibi çalışıyor, bir kısmı ise hala ODTÜ Çatı'da kağıt oynayarak hayatlarını devam ettiriyordu. Steve Jackson Games'in gazına gelerek "Yahu, play-by-e-mail?" dedim bir birkaç son derece geyik ama yeniliğe açık arkadaşı ikna ederek aklımda bir senaryo tasarlamaya başladım.

Oyunun adı "Hitit Güneşi" idi. Evet. bu blog, podcast cart curt olayı böyle başladı. Eralp, Mert, Yigit ve Fatih olmasaydı aklımdaki bi sürü olan ama bir türlü gerçekleşemeyen olaylar listesinde bir girdi olarak kalacak bu garip fikir, bu insanların hevesi sayesinde aniden hayli bir hız kazandı. Kıçıkırık yazılım şirketinde heyecanlı birkac saatten sonra genelde son derece bayıcı uzun boş zamanlar oluyordu. Yöneticilerin yeteneksizliği arka arkaya fırsat kaçırmalarına sebep olurken, bana bolca zaman bırakıyordu kendi aklımdakileri kovalamak için. Kendi kendime bol miktarda ARGE yapıp aklıma gelen herşeyi denemek son derece zevkliydi.

Hitit Güneşi yukarıda saydığım iki RPG'den çok etkilenmişti. Aklımda Ankara'da geçen, bürokratlar, bilim adamları, akademisyenler, iş adamları, mafya ve politikacıların bir araya girdiği, bir yandan Eski Tanrılar ile daha yeni yetme Hitit tanrılarının güç mücadelesinde olacağı, (o zamanın) günümüz olaylarını arka plan yapacak bir senaryo vardı. Tam olarak nereye gittiğini bilmiyordum ama becerebilirsem ilginç olacaktı. Aniden Cumhuriyet dışında gazeteler okumaya başladım, olup biteni takip edip notlar yazmaya başladım.

Ancak tek bir şeyi göz önüne almamıştım: Gerçek dünya hayal gücünün yaratabileceğinden çok daha garip bir yer.

2001 Ocak ortasında apar topar İngiltere'ye gelmem ve onun öncesindeki olaylar biraz hızını kesmişti Hitit Güneşinin. Bu kez ciddi bir yazılım şirketinde çalıştığımdan kendime ayıracak zamanım çok daha azdı. Ayrıca Türkiye politikasındaki abuk subuk olaylar beni iyiden iyiye bunalıma sokmuş, bu adamların gerçekten Illuminati tarafından yönetildiği fikrini aklıma
yerleştirmişti. Haliyle benim kontrolümden çıkmış yaşamım yüzünden bu ilginç oyuna zaman ayıramaz oldum. Aradan günler, aylar, yıllar geçti ve Hitit Güneşi bu haliyle karşınızda. Bence oldukça da iyi oldu.

Herneyse, niye bunları anlatıyorum? Olay şundan ibaret. Öyle gözüküyor ki o aralar bir çok kişi benzer şeylerle ugraşıyormuş.

Şu günlerde hayli bir Charles Stross okuyorum. Daha dün Stross'un son derece başarılı "The Halting State" romanını bitirdim. Onun yorumu ayrıca gelecek.

Elimizdeki kitap (Stross'un arka sözünde yazdığı gibi) acayip Len Deighton'un macera/casusluk romanlarına benzeyen bir eser.

İngiliz gizli servisinde alt tabakada bir memurluk kadrosunda bulunan Robert Howard adlı arkadaşımız müdürlerin eğitim bütçelerini harcaması amacıyla kendisini Uygulamalı Büyü Teknikleri dersinde bulur ve ilk gün salak iş arkadaşı Fred'in başka bir boyuttan bir yaratık tarafından ele geçirilmesi ile sonuçlanır. Fred'in kafası ile Bob'un elindeki bir yangın söndürücüsünün sert ve kuvvetli bir şekilde teması Bob'un aktif bir ajans yolunda eğitimlere
gitmesiyle sonuçlanır.

Deighton'un isimsiz düşük derece memur casusu gibi Bob'un da en büyük düşmanları muhasebe müdüreleridir. Gerekli eğitimlere ancak göreve gönderilip olayların ağzına sıçtıktan sonra gonderilen Bob, California'da tanıştığı Mo ile kendisini aniden seviyesinin çok üstünde Eski Tanrılar ve Himmler'in büyü ustası SS'leri ile karşı karşıya bulur ve olaylar gelişir! Tann! Tannn! TANNNNNN!!!!

Stross'un Bob karakteri biziz. Alt seviyelerde IT ile boğuşan, tepemizde kendi ofis politik oyunlarını oynayan birden fazla müdürlerden nefret eden ama yine de dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan insanlar. Nasıl ki Deighton'un isimsiz casusu James Bond'a karşı bir tepki idi, Bob Howard da bilim kurgu/fantazi dünyasının süper kahramanlarına bir tepki. Bob için işler normalde kötü gidiyor. Zor durumda kaldığında her yaptığı üstlerinin tepkisini çekiyor. Birden fazla defa agzına sıçıldıktan sonra geri planda önemsiz bir işe atanan Bob, eninde sonunda işleri yoluna koymayı başarıyor, ancak kendisi gibi insanların yardımıyla.

Stross bu kitapta ve esas romanın arkasına eklenmiş The Concrete Jungle adlı novella içerisinde matematiğe dayalı bir büyü ile günümüz (ancak romanın yazıldığı dönem itibariyle 9/11 öncesi) dünyasını Chtulhu, SSler ve bir sürü başka bol derece kollu ve iğrenç yaratıkların kontrol ettiği dünyalara bağlamayı başarmış. Özellikle IT endüstrisinde çalışanlar için bir sürü espri dolu kitap ve dün sabah başlayıp gece btirdiğimde yüzlerce defa kahkahalar attım. Her ne kadar komedi kitabı olmasa da aradaki referanslar o kadar hoş ki gülmemek elde değil. The Concrete Jungle, İngiltere'nin bolca dalga geçilen şehirlerinden birisi olan Milton Keynes'de geçiyor ve yine kendisi espri olarak ele alınabilecek beton koyunlarından açılıyor konu.

Stross bir "fikirler" adamı. Heinlein gibi o kadar çok güzel bir sürü fikir ortalığa atılıyor ki bir süre sonra takip etmek zorlaşıyor. Öte yandan bu fikirleri genelde kitabın 3/4'ünde son derece başarılı bir şekilde götürürken her nedense sonuna doğru ne yapacağını bilememiş gibi biraz apar-topar şekilde bağlıyor. Bu kitap bunu yaptığı tek eser değil. Daha önce okuduğum romanlarının hemen hemen hepsinde bu oluyor nedense. Öte yandan o ana kadar yaşadığım zevk ve eğlence genelde benim için yeterli oluyor. Kitapların sonunu da adam gibi bağlayabilse çok daha başarılı olacak. O zaman on üstünden on alabilir ancak.

Hitit Güneşini ilk düşündüğümüz günlerin üstünden 10 sene geçti. Arada Eralp ve Deniz yavruladı, Mert ve Yigit everdi, bir kısmımız başka şehirlere, ülkelere göç ettik. Hepimiz şu ya da bu şekilde değiştik. Aklımızdaki "şimdi ne yapalım?" sorusu her gün farklı bir cevapla karşılanıyor ama tek bir şey değişmedi: "Önce eğlenelim!". Stross eğlendiriyor. Efendiler! Okuyunuz!

Yıldızlararası Galaktik Uzay

NASA'nın Voyager 2 isimli sondasından haber var. 1977'de çıktığı yolculuğa bugünlerde yıldızlararası galaktik uzayda ve 55.000 km/s hızla devam eden Voyager 2'nin heliosheath bölgesinde topladığı birinci el bilgiler bu bölgedeki manyetik alan özelliklerinin şimdiye kadar tahmin edilenden farklı olduğunu gostermiş.

Cuma, Aralık 25, 2009

2009 BK filmleri icin iyi bir seneydi

Dun aksam TVde Inside Man vardi. Goz ucuyla seyrederken "ne kadar guzel bir filmdi bu yahu, bos vakitte bastan sona tekrar etmeli" diye dusundum. Sonra "acaba kac senesi filmiydi" filan derken kafam gitti bu seneki BK filmlerine takildi. Amma cok iyi/iddiali film cikti di mi bu sene... Sirf bizim podcast epizortlarinda bahsettiklerimizi saysam bile bayagi kabarik liste oluyor: Avatar, District 9, Surrogates, Watchmen, Moon, Star Trek, X-men: Wolverine... Adam yerine koymadiklarimiz da var tabii: GI Joelar, Transformerslar, Terminatorler...

Sizin akliniza gelenler neler? Bir de tabii en begendiginiz hangisiydi?

Çarşamba, Aralık 23, 2009

Kindle Dolandıcılığı ve çözümler

Eğer podcastlarımızı dinliyorsanız benim DRM düşmanlığımı farketmişsinizdir. Podcast tayfası olarak ebook okuyucuları hayli seviyoruz ve Sony favori üreticimiz.

Ancak Amazon'un Kindle ürünü özellikle Amerika'da çok popüler. Öte yandan çok iğrenç bir şekilde kitapları satın almıyor, sadece okuma lisansını ödünç alıyorsunuz. Amazon kafasına göre lisansları geri alıp kitapları Kindle'inizden silebiliyor. Bu işi bir daha yapmayacağı sözünü vermiş olsa da bir şirketin sözü ne kadar geçerli olabilir ki? Ayrıca satın aldığınız kitabı, pardon, ödünç aldığınız lisansı bir cihazdan diğerine geçirmek engelleniyor. Son baktıgımda Waterstones (veya Dost Kitabevi) kasiyerleri evime gelip aldığım kitabı tuvalette oturup okumamı engelleyemiyordu. DRM'li ürünlerle donanım üreticisinin rastgele kurallarına bağımlı oluyoruz aniden.

Herneyse, her DRMli ürün satıcısının ögreneceği gibi bu yazılım sınırlarını aşmak imkansız değil. Haliyle bu The Register haberini okuyunca hiç şaşırmadım.

İsrailli bir takım hacker tayfası Kindle'in DRM kurallarını aşmanın yolunu bulmuş. Bu arkadaşlar işi kolaylaştırmak için bizlere bir yazılım bile yaratmışlar.

Eğer bir Kindleniz var ise veya almayı düşünüyorsanız haklarınızı gerisin geriye elde etmek için kesinlikle saniye beklemeyin derim!

İşin ilginci daha yeni yayınlanmış podkast epizortumuz bunlardan bahsediyor...

Hitit Güneşi Mini-Mi Dokuz! Ebook readerler!



Geçen kayıtların birisinin arasında dijital okuyuculardan bahsetmeye başladık ve hayli şenlikli oldu. Buyrun kaydı.

Sony 505 nah şöyle bişi ve hastasıyım:




Bir de Borders kitabevinden bahsediyoruz. Ne yazık ki sonu şöyle oldu:



Yarın son günleri... Sniff....

Salı, Aralık 15, 2009

Podcast Hava Durumu

Hemen durumu bildirelim: Elimizde biri uzun biri kısa iki kayıt var. Yılbaşı tatiline yaklaştığımızdan bir kısmımız uzun yolculuklara çıkıyor olacağından o aralar kayıt yapma ihtimalimiz hayli düşük.

Kayıtlardan birisini 19-20 Aralık haftasonu, diğerini 26-27 Aralık haftasonu piyasaya sunacağım. Ondan sonra elimdeki birikmiş kayıtlar bitiyor. Tahmini olarak 8-9 Ocak gibi tekrar bir araya gelip kayıt yapabileceğiz, daha öncesinde bir pundunaya getirip buluşamazsak. Ondan sonra da benim iki hafta Southampton'da uzaklarda çalısıyor olmamdan başka gecikmeler söz konusu olabilir.

Öte yandan o arada yazılı eserlerimize ağırlık vermek gibi bir ümidim var, umarım başarılı olur. Ayrıca elemanlarımızı kendi başlarına kayıtlar yapıp bana göndermelerini rica ediyorum, yorumlar filan feşmekan, belki onu becerebiliriz toplanamazsak da!

Kısacası bir yere kaybolmuyoruz.

Lütfen arkadaşlarınıza, dostlarınıza ve özellikle düşmanlarınıza bizi önerin :)

Joe Haldeman == Grand Master

Forever War'in yazarı Joe Haldeman SWFA'nın büyük ustalarından birisi ilan edilmiş. Bütün hepimize mutlu olsun.

Pazartesi, Aralık 14, 2009

Hitit Güneşi Epizort 24! Konudan konuya nasıl atlanır?




İlk defa en çok sayıda ODTU bekafete başkanı bir arada podkastımızda!
Selim, Kansu, Başar, Eralp, Hakan.... Güya FRP konuşacaktık... Acayip dallandı olay her zamanki gibi.



Pazar, Aralık 06, 2009

Hitit Güneşi Epizort 23





  • Konuk sanatci Selim aabi.

  • ODTU BKFTnin kac baskanini taniyoruz acaba?

  • Sene 1997, METUCon dogdu.

  • Duyurmakta geciktik, seneye gidersiniz: BilCon 2009

  • Fantastik RPG'ye ilgi gosteren ilk hobi magazalarindan ikisi: Gerekli Seyler ve Oversoul.

  • Bir sosyal ag olarak World of Warcraft.

  • Kerem'in RomeoJuliet set tasarimi hakkinda bir yazi var surada.

  • Dragon Age: Origins'ten yola cikarak, eskiden fantastik urunler daha mi iyiydi?



  • Holy water undeade 2d4 hasar verir.

  • Massively Multiplayer Online RPG olayinin ekonomik boyutu.

  • Standart copyright isyanimiz ve bolum sonu sayiklamalari.




Ses dosyasini indirmek icin: HititGunesi-Podcast-Ep23.mp3