SciFi London etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SciFi London etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Haziran 19, 2016

Haftanın Videosu - The Invention of The Perpetual Motion Machine

Makina Mühendisi diplomalı, enerjinin korunumundan anlayan, ayrıca Alan Sugar (veya şu günlerde korkutucu bir şekilde Amerikan başkanlığına oynayan Donald Trump (veya Türkiye'de bunun eşi her kimse aynı şekilde itici birisi olduğundan eminim)) gibi dingiller tarafından kontrol edilen bu tarz programlardan nefret eden birisi olarak bu kısa ve son derecede basit filmden hoşlandım.

Buyrun bir de siz izleyin.  SciFi London 2016 sağolsun!

The Invention Of The Perpetual Motion Machine from Steve Young on Vimeo.

Pazartesi, Haziran 06, 2016

Hitit Günesi Podcast 95! London Scifi Kısalar! Az da olsa!

Scifi London 2016'ya gittik! Çok gidemedik ama olsun. Başar, Emir, Hakan, Işın ve Leyla olarak buluştuk ve birkaç session kısa film takıldık. Sonra bir birahanede oturup izlediklerimiz hakkında konuştuk.

Hepsi olmasa da bulabildiklerimi aşağıya listeledim:


Çikolata vermeseler hiç
 gideceğimiz yoktu
RSS feedden veya hemen aşağıdan indirerek dinleyebilirsiniz.





















Yılın Videosu - Cropped

 Scifi London'da 10 üstünden 9 verdiğim bir kısa film olarak Chris Thomas'ın bu filmini herkese öneririm! İzleyiniz!

CROPPED from Chris Thomas on Vimeo.

Salı, Nisan 15, 2014

Sci-Fi London Film Festivali

Artık Apollo olmasa da aynı tadı verir.
Yine zamanı geldi, Londra'da Bilim Kurgu işgali var!

Kısa film gösterileriyle hastası olduğum Sci-Fi London 14, 24 Nisan - 4 Mayıs tarihleri arasında gösterimde.

Programları hayli yoğun ve güzel geçecek gibi. Bu festivalin yaratıcısı ve ana insanlarından birisi olan Louis Savy'yi Picocon'da gördüğümde  bu sene Stratford'da bile olsanız kesin geleceğim dememe ve daha çok kısa film istememe rağmen Hitit Güneşi'nin bir grubu olarak İskoçya adalarında viski peşinde koşmaya karar verdiğimizden ben gidemeyeceğim. Başar ziyaret etme niyetlisi ancak ne kadar yazar bilemiyoruz!
Ent Efendi, hüooooğğğ, baksanıza! Foto çekicez! 

Öyle ki Louis Savy kesinlikle benim ricamı dinlemiş, 6 ayrı kısa film seansı var, bunu kaçırdığıma gerçekten üzüleceğim. Filmlerin biletleri şimdiden bitmeye başlamış, gidecekseniz olabildiğince hızlı filmleri seçin, risk almaktan endişe etmeyin!

Yolunuz Londra'ya düşerse, bir uğrayın. Bu güne kadar katıldığım tek bir festivalleri vasat değildi. Olağanüstü kötü filmlerden bile zevk aldım.

Louis Savy ve ekibine bu festivalde başarılar! Eminim gidenler çok eğlenecekler!

Cuma, Şubat 15, 2013

Kısa Film: Murgi Keno Mutant!

Ne yazık ki sadece trailer.

Başar ile beni SciFi London film festivalinde gülmekten yaran Bangladeşli filmin en azından bir tadına siz de bakın.


İki kısa videosu daha var, onları da kaçırmayın, hemen aşağıda.

Umarım hepsini bir gün nete koyarlar da siz de yarılırsınız çatır diye ortadan!

Salı, Haziran 05, 2012

Sci-Fi London 2012: Death

Film: Death
Yönetmen: Martin Gooch
Yayın tarihi: 2012

Bir sene daha gelmiş geçmiş. Geçen sene Başar ve Ent efendi ile beraberce katıldığımız Sci-Fi London film festivaline tekrar gitme zamanı gelmişti. Başar efendi 'abi ben sadece kısalara gelirim' dediği için (onların hızlıca yorumları yakında bir podcast epizortu olarak geliyor!) bana da uzunlara gitmek düştü. Toplamda galiba 11 seansa gittim, 3 tanesi kısa, gerisi uzun metraj, bir tanesinin de seans fiyatına DVD'sini aldım ama daha izlemedim. Başar'la buluşmayı ayarlayamadığımızdan... Benim eski püskü laptopumun DVD playeri nanay, evimde televizyon yok, 15.1" iş laptopunda da izleyesim olmadı, Başarın duvar kadar televizyonundan izlenir artık. Herneyse... Sadede gelelim.

Cumartesi, Haziran 11, 2011

Hitit Güneşi - Epizort 52! Sci-Fi London 10 Bölüm Üç

Mert ve Hakan Londra'da buluşup film izledi... Sinemada herşey bittikten sonra oturup son bir durum raporu yaptilar...


  • Sci-Fi London Filmleri
  • Brutal Relax
  • Transfer
  • İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü beleş meret açlığı
MP3 olarak indirmek icin buraya gidiniz.

Cumartesi, Haziran 04, 2011

Hitit Güneşi - Epizort 51! Sci-Fi London 10 Bölüm İki



Mert ve Hakan Londra'da buluşup film izledi... Arkasından bira içtiler ve filmler hakkında geyiklediler!




MP3 olarak indirmek icin buraya gidiniz.

Cumartesi, Mayıs 28, 2011

Günün Resmi ve videosu - Brutal Relax


Bundan daha önce yazmıştım kısa film yorumları arasında, birkaç hafta sonra yayına girecek podcastımızda da bahsediyoruz ama şimdiden bir izleyin... SciFi London'da en iyi kısa film ödülünü alan bu manyaklığı seviniz, yayınız.

Hitit Güneşi - Epizort 50! Sci-Fi London 10 Bölüm Bir

Mert ve Hakan Londra'da buluşup film izledi... Tabii bilim kurgu!







MP3 olarak indirmek icin buraya gidiniz.

Perşembe, Nisan 28, 2011

SciFi London Film Festivali 2011 Kısa Filmleri Seans 2

Galiba bu ikinci gün keyfim daha yerindeydi. Migren olmaması filan feşmekan derken daha çok zevk aldım ve puanlar daha yüksek. Yine kendi fikrim olduğundan aynen öyle bırakıyorum puanları. Aşağidaki listede film isimlerine basarsanız gidip izleyebilirsiniz, kendi fikirlerinizi de iletirseniz sevinirim. Ne kadar taraflı olduğumu görmek iyi olur. Öte yandan rekler ve zevkler olayı da ayrı bir olay.

(Pascal Alain, 2011, Kanada)
Fena bir eser değildi. Bir asker kendine geldiğinde hiç bir şey hatırlamamaktadır ve hemen ayaklarının dibinde bir asker daha vardır, gırtlağı yarılmış şekilde. Nerede ve kim olduğunu anlamaya çalışırken bir vızıltı kendisini kaybetmesine sebep olur. Kısa bir sürede olup bitenlerin arkasında bir başkasının olduğu ortaya çıkar. Güzel bir son yapmışlar. CGI o kadar sırıtmıyordu.

(Ian Hothersail, 2010, UK)
Bir çiftin ayrılık hikayesiyle Dünyanın uzaylılar tarafından işgali çakışınca hayli ilginc sahneler ortaya çıkabiliyor. Komedi-drama tadında. Bir karakterin zıvanadan çıkmış uzaylı robot tarafından öldürülmesi bu kadar komik işlenebilirdi. Sonun çok klişe olmasından iki puan kaybetti bende.

(Adina Istrate, 2010, UK)
Yıl 1969. Ruslar tekrar öne çıkmak üzere uzay yarışında ve bir roketleri pistte hazırlanmakta. Amerikan devleti ve NASA, bilinmeyen bir genç yönetmeni kullanarak gizli bir yerde "Aya İniş" filmeye karar verir. Kaprisli yönetmen ve moron aktörler her şeyi hayli zorlaştırır. Arada bir yolunu kaybetse de güldürmeyi başardı. Yine klişe bir son ile bitti ancak en sson kareler bütün salonu kahkahalara boymayı başardı. Hiç CGI yoktu ve yine de inandırıcıydı.

(Trevin Matcek, 2010, ABD)
Klonlara kişilik konusunda grup terapisi. Daha ne diyebilirim. Mükemmeldi. Fikirden tutun oyuncular ve senaryo, her şey son derece başarılı idi. Filmin başından son karesine kadar son derece sürükleyici yapmayı başarmışlar, bir odada birkaç kişi ile çekilmesine rağmen bir klon olmanın nasıl kişilik sorunlarına yol açabileceğini birkaç dakika içinde anlatmayı başarmışlar. Hayran kaldım. Çok başarılı az bir CGI ile (eğer bi klon tip ikiz kardeş değillerse tabii) nasıl başarılı bilim kurgu yapılır örneği.

(Greg Jackson, 2011, Kanada)
Süpriz olarak bir 10 verdiğim film. Bildiğiniz manyak bilim adamı olayı süper anlatılmış. Doktor Maximilian Strand, Birleşik Bilim Liginden ölmüş eşini tekrar canlandırdığı için atılır. 10 senesini intikam ateşinde geçiren Maximilian amca, yarattığı (süper demeden geçemeyeceğim) robotlarla son saldırısını verecekken bir telefon gelir.... En sonundaki Hindenburg'un düşüşünde canlı yayınlanan meşhur radyo parçasına atıf olağanüstü idi. Ah Robotlar!!

(Tal Shamir, 2009, ABD)
Bilim kurgu demeye bin şahit isteyen, bomboş New York sahneleri rüzgar efektiyle. Sinemografisinden ve andırdıklarından (zombi veya salgın sonrası şehir havası) yüzünden 6 verdim gitti.

(Devi Snively, 2010, ABD)
Sonu taaa uzaktan gözüken ama başarılı irdelenmiş bir fantazi/korku hikayesi. Yaşlanmış köpeğini uyutup öldğrmeye götürmesi ve kendine yeni bir dost bulmasının hikayesi. Fikir çok yeni değildi ve akış konusunda çok fazla ipucu veriliyordu. Daha heyecanlı yapılabilirdi. Bir sahnede gözüken maske tırstırıcı idi!

(Julian Grant, 2010, ABD)
İzlerken ingiliz zannetmiştim, değilmiş. Müzikal deli bilim adamı animasyonu. Daha ne sevilmez ki? Deli doktorumuzun eşi hastalanmış, her gün durumu kötüden kötüye gitmektedir. Doktor elinden geleni yapar kızı kurtarmak için, bir yandan geçmişteki günlerini düşünerek. 10 vermememin tek sebebi hasta hatunun gözlerinin beni tırstırmasıydı.

(Tom Philips, 2010, UK)
Sürreal bir kukla gösterisi ve çocuk hikayesi olarak başlayan hikaye, aniden genç ve fakir bir balıkçının hikayesine dönüşüyor. Denizden ağlara takılan kadife bir elbise balıkçımızın şansını değiştirir. Hikayue gittikçe sürrealleşir. Hayran kaldım. Tam kafayı yemiş bir anlatımdı. Her sahnede bir sonrakinde ne olacağını bilmeden izledim. Tam puan.

Embedded - 4
(Matthew Savage, 2011, UK)
Afganistan'daki bir arama kurtarma ekibi gittikleri helikopter kazasında çok daha ilginç şeyler bulurlar. Afganistan yerine geçen sene yürüyüşe gittiğimiz Galler Brecon civarında çektikleri bariz sırıtıyordu. Belki ben çok şey istedim ancak zaten ellerindeki birkaç dakikayı çok gereksiz şekilde Askerlerin yanına verilmiş haber ekibi ayağında harcadılar. Sonra bir dakikada aaa uzaylılar. CGI bütçelerinin azlığından olsa gerek ancak CGI olmadan da bilim kurgu çekilebiliğinin bir sürü kanıtını izledim bu gun.

(Fred Mangan, 2011, Avusturalya Irlanda ortak)
Lego animasyon! Daha ne olsun! Okadaaarrr! Tam puan!

(Vincent Templement, 2009, Fransa)
Züpper başarılı zombi kısası. Kahramanımız beyin ve vücut parçaları peşindeki yaratıklardan kaçarken eski tip bi telefon kulübesinde bulur kendini (kaldı mı onlardan yav?). Etrafını yaratlıklar çevirdikçe sırayla polisi, arkadaşlarını ve ailesini arar ancak herkes kendi yaşamlarındaki küçük şeylerin derdindedir. Kahramanımızın geleceği her saniye daha karamsar görünmekteyken Polis'in cevap süresi gittikçe artmaktadır...
Son derece eğlenceliydi.

Çarşamba, Nisan 27, 2011

SciFi London Film Festivali 2011 Kısa Filmleri Seans 1

İsimlere basarsanız videoları, olmadı trailerlerini izleyebilirsiniz. Kendi yorumlarınızı ve on üzerinden puanlarınızı göndermeyi unutmayın!

(Rob Sprackling, 2011, UK)
Düşük bütçeli ama son derece eğlenceli bir film. Ev cihazlarının ayaklndığı günde Galler yöresinden bir ailenin başından geçenler. Son derece geyik ve tüketim alışkanlığımızla dalga geçen bir kısa. Çok az CGI var acak bol miktarda kuklalık yapmışlar. Dyson marka süpürgenin ortaya çıktığındaki çekimler hayli başarılı. Film boyunca karakterler cihazların tam isimleriyle bahsediyor, televizyon değil, Sony Brava mesela. Sadece birkaç dakika olmasına rağmen salondakiler bitince uzunca alkışlamayı gerek gerek gördü. Diğer komik olan filmler pek güldürmezken kahkahalar çınlattı. Benim favorim.

(Gregory Erdstein, 2009, Avusturalya)
Kahraman girdiği beyin tümör ameliyatından bir ikizle çıkar. Meğerse tümör zannedilen meret ana rahminde bünyesine aldığı ikiziymiş. Hemşirenin Rupert ismini verdiği ikiz, bir şiseye yerleştirildikten sonra gittikçe büyür. Mutsuz kahramanımızın acımasız Babası ile de tanışırız. Kahramanımız bunalım yapıp Rupert'in olduğu şişeyi yere vurur. İçinden çıkan Rupert, tek tek yüz orgnlarına el koyup hastanede dolaşmaya başlar.

Başarılı bir şekilde kullanılabilecek bir fikir boşuna harcanmış. Rupert'in kuklası ve göz burun yürütme sahneleri resmen mide bulandırdı nedense.

(Simon Jones, 2011, UK)
Çok kısa bir İstimpunk hikayesi. Kırımda Ruslarla savaşan İngilizlerin hikayesi. Sadece bir kaç dakika. Savaş süresince teknolojinin hızlıca gelişmesine bir atıf ancak çok daha iyi olabilirdi. Silahlanma yarışı konulu ve isimli bir filmde birden fazla silahın gelişmesinin anlatılmasını beklerken sadece birer silah gördük. Haliyle pek yarış olmamış bana sorarsanız ancak İstimpunkun hayranıyız burada. O yüzden puanı yüksek. Başar olsa çok bol veriyorsun puanları derdi.

(David Munoz ve Adrian Cardona, 2010, İspanya)
Bu film festivalin en iyi kısa ödülünü almış bir ispanyol yapımı slapstick. Surat ifadesinden manyak psikopat bir seri katil olduğu belli olan bir karakter tımarhaneden azat buzat edilir ve tatile çıkıp sakin bir şekilde dinlenmesi önerilir. Kendisini bir sahilde bulan psikopat güneşte eğlenirken denizden yaratıklar çıkıp plajdakilere saldırmaya başlar. Psikopatımız Walkmanın pilleri bitene kadr hiç kaale almaz olup biteni ancak pil bitince....
Geyik vahşet hikayesi. Çok hoşuma gitmedi ama Psikopatın parçalanmış bir cocuğun cesedini bacağından tutup yaratıklara saldırması ve vurması bazılarının hoşuna gidebilir.

(Pierre B, 2011, Fransa)
Bir tane daha anti-tüketim kısası. Fransız yapımı. Paris bir felaket sonrasında ormnlarla kaplanmıştır ve bir mağara adamı kılıklı tip vahşi yaratıklardan kaçıp yiyecek ararken gökten habire spor ayakkabı düşmektedir. Yalayınca tadı bir moka benzemeyen bu ayakkabılar başka ne işe yarar? En komik sahnesi en sonunda kocaman bir Nike sembolu koymalarıydı.

(David Franklin, 2010, UK)
Çok kısa, sıfır bütçeye yakın çekilmiş bir şey. Ayda su aramak için roket çarpıştıracaklar da dört NASA görevlisi karanlıkta bir ekran başında. Hadi doksanlarda bizim camia BBS ekranı etrafına toplanırdık da bu zamanlarda NASA elektrik faturasıyla 3 tane daha ekranın parasını mı veremeyecek? Tam olarak en sonunad ne olduğunu da anlamadım. Gökten bir şeyler düşüyor ama niye??? Aylılar bize gıcık olduklarından??? Fikir fena değildi ama üretim tüketim çok zayıftı. Genelde düşük bütçeleri severim (bkz en tepe) ancak bu başarılı değildi.

(Ashraf Ghori, 2010, BAE)
Bu meret Birleşik Arap Emirliklerinden bir grup insanın 'bakınız bizim render farmımız var' reklamı. Anladığım kadarıyla sağa sola yetenek göstermek için yapmışlar çünkü senaryoyu 3 yasındaki bi çocuğun sayıklamalarından yazdıkları kesin. Bilim Kurgu demek hele çok zor.

Tub - 3 veya 7
(Bobby Miller, 2009, ABD)
Bu ilginç bir şeydi. Banyoda masturbasyon yapan stresli bir iş adamının banyosu doğurur. Önce bu garip bebekten kurtulmaya çalışırken zamanla birbirlerine ısınırlar ancak bu çok sürmez. Konu ve işleme son derece iyiydi, kuklalar ve efektler de çok başarılıydı ancak çoook iğrençti bazı sahneler. Hali1yle kararsızım puanda.

(Suki, 2010, Oman (Amman?))
Existentialist Oman bilim kurgusu. Boş bir park yerinde -1 katında dolaşıp duran, ne yaparsa yapsın bir üst kat çıkamayan bir adamın macerası. Çok emin değilim ne amaç çıkartacağımdan. İşleme başarılı iken bilim kurgudan çok daha bir kötü rüya havasındaydı. Sinematik açıdan bu seansın en iyi filmlerinden birisiydi.

(Antonio Altamirano, 2010, ABD)
Bir uzay roketi kaza gecirir ve astronotlardan birisi kör olur, diğierisi de omuriliği kırıldığı için hareket etemez olur ve oksijenleri bittikçe gittikçe karanlık çöker senaryoya. Süpriz bir sonu vardı ama ölmekte olan astronotun anıları mıydı yoksa harbiden öyle mi bitti benim kalın kafm almadı. İkincisini varsayarsam kesin başarılı.

(Erwin Jaquez, 2010, Meksika)
Seksi bir hatuncuk ve doktoru diye başlayan hikaye çok hızlı bir şekilde kıskançlığın robotlar tarafından hissedilmesi üzerine bir filme dönüşüyor. İlginç bir sonu var. Çok az miktarda CGI ile iyi götürülmüş bir hikaye ancak insanın aklı hatunun vücudunda kaldığından!!!! Doktor'un hatunun üstündekileri çıkartıp göğüslerine uzun uzun bakmasına hiç gerek yoktu.
(Mathilde ve Jean-Yves Arnaud, 2010, Fransa)
Bir tane daha Fransanın adını kötüye çıkartan film. Suratsız bir yaratık sağda solda resim çekmekte, ses kayıtları yapmakta ve sonra bunları kötüye alet edinmekte. Ben tiksindim. Herhalde amaç oydu, öyle ele alınırsa başarılı idi ancak benim hiç hoşuma gitmedi, puanları dağıtan ben olduğumdan sıfırı bastım gitti. Otur! (Benim modern sanat hakkındaki fikirlerime hiç girmeyelim!)

Salı, Nisan 26, 2011

Onuncu Londra Sci-Fi Film Festivali!

Muhabiriniz Hakan (süper üçüncü tekil şahıs konuşup gıcık bi adam moduna girerim yaaa) Londra Sci-Fi film festavaline takılmakta.

Dün süper bir sağ-taraf migreniyle iki tane kısa film seansı izledim. Bu gün zaman ayarlayıp hatırlayabildiklerim hakkında döktüreceğim.

Sci-Fi London sitesinden eski ve yeni kısaların bir kısmını izleyebilirsiniz. Ayrıca yakın bir yerlerde iseniz kesinlikle gidiniz. Bu gün tekrar yollardayım, bir kısa film seansı ve üstüne bir Gantz izleyeceğim.

Perşembe, Haziran 04, 2009

Sci-Fi London 8 Kisa fimleri

Birkac episod once konusmustuk bunlar hakkinda. Sonunda web sayfalarina yuklemisler. Gidiniz izleyiniz. Ben de yorumlarimi yapacagim festivalde izlediklerim hakkinda bu gunden itibaren.

Iste buradan izleyebilirsiniz.