"Galaksi Meclisi'nin özel birliği Uzay Akıncılarının bir bölüğü basit bir
görev için Timsahların gezegeni Hekate'ye ulaşmıştır. Diplomatları
koruma ve Timsahlarla dostuluk kurma görevi yeni mezun Halil Teğmen'in
ilk görevidir. İşler İmparatorluk askerlerinin ani saldırısıyla bir anda
karışır. Halil Teğmen Hekate ve Timsahların geçmişindeki sırrı
çözemezse tüm galaksiyi büyük bir tehlike beklemektedir."
Gökçe Mehmet Ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gökçe Mehmet Ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazar, Nisan 21, 2019
Hekate'deki Sır - Gökçe Mehmet Ay
Pazartesi, Eylül 23, 2013
BKF ve Yanlızlık
Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik blogunda geçen hafta Gökçe Ay güzel bir yazı yayınladı. Kendisi uzun zamandır bu harika blogu devam ettirdiği gibi öyküler yazıyor ve telifli bir öykü dergi çıkartmak için uğraşıyor. Gökçe yazısında, gençlik yıllarında bizler gibi yoğun olarak bilim kurgu, fantastik ve türevleri ile ilgilenen ancak yıllar içerisinde çeşitli nedenler ile birbirinden kopan, bu zevkini diğerleri paylaşamayanları bir araya getirmek için fikirleri topluyor. Lütfen aklına gelen her şeyi kendisine iletin. BKF ve alt tüleri, yan türleri, benzerleri gerçekten de çok az bir kesim tarafından takip ediliyor ve paylaşılıyor. Lütfen sizler gibi düşünenleri bir araya getirmek için fikirlerinizi hiç çekinmeden gönderin.
"Bugün sizlerden bir ricam var. Gelin BKF seven ancak ister
mecburi hizmet ya da herhangi bir sebeple Türkiye’nin ya da dünyanın
dört bir yanına dağılmışlar için bir şeyler yapalım. Fikirlerinizi
yazın. Yeni bir site mi yapmalı, yoksa Facebook’da, Google+’da veya Goodreads’de
grup mu kurmalı veya toplantı/lar mı düzenlemeli? Yoksa bu insanları
kendi haline bırakmak mı gerekli? Hobimiz yaşlandıkça terk edilen bir
beğeni mi? Lütfen yorumlarda fikirlerinizi paylaşın.
Bu yazıyı ilgisini çekebilecek herkese ulaştırın. Hobimizi paylaşanlar için bir şey yapalım."
Pazar, Mayıs 05, 2013
Bilim kurgu, fantezi, öykü ve öykücülere destek
Bir süredir cümleten Hitit Güneşinden koptuk. Mesai tanrıları kıskanç ilahlar. Kesinlikle rekabet sevmiyorlar. Umarım bu haftadan itibaren arayı kapatacağız. Bu kadar ağlamadan sonra esas konumuza gelelim.
Gökçe Mehmet Ay pek sevdiğimiz bir kişilik olmasının yanı sıra öyküler yazıyor ve büyük bir başarı ile Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik'i çıkartıyor. Bir süredir de elektronik bir bilim kurgu dergisi için çalışmalar yapıyor. Biz her ne kadar şifahen destek vereceğimizi belirtsek de tabi ki bu konuda temelliğimiz ağır bastı. Gökçe bu çalışmalarının bir parçası olarak Zemheri'den Kalan adlı son öyküsünü Smashwords'de 0,99 USD'ye satışa sundu. Amacı kesinlikle kendisi için para kazanmak değil, amaç bu yolla öykü yazarlarına yayınlanan öyküleri karşılığında küçük de olsa para verebilen, kendini çevirebilen bir derginin ilk adımlarını atmak. Bence bu çok önemli ve desteklenmesi gereken bir çaba. Kendisine dergi konusunda yardımcı olabilecekler lütfen Gökçe ile bağlantıya geçsin. Öykücülerin öykülerinin yayınlandığı ve cuzzi de olsa desteklendiği bir bilim kurgu fantezi dergisi büyük bir hayal. Ancak hayal olmaktan çıkması tamamen bizlere bağlı.
Perşembe, Eylül 03, 2009
Yazar: Gökçe Mehmet Ay

Ağaçların karanlığının ardından suyun üzerinde oynaşan ışık gözümü almıştı. Kaynaktan çıkan su sakin bir dereye katılıp uzaklaşmadan önce ufak bir gölcükte birikiyordu. Gölün ortasında birkaç nilüfer akıntıyla salınıyor, daha önce görmediğim çiçekler kıyıda kayalara tutunmuş güzel kokular saçıyordu. Düşünmeden ileri atıldım. O suya varıp bir yudum içmek, çiçeklerin arasında uzanmak istiyordum. Halil kolumu tutmasaydı belki devam ederdim.
“Dur. Burada bir terslik var.” Sesi sakindi ama suratında sıkıntının izi görülüyordu.
“Ne tersliği var ki?” Büyülü bir etki hissetmiyordum. “Kaynağa beni çeken bir sihir yok. Bunu kesin olarak söyleyebilirim.” Zeynep de durmuştu. İkimiz de Halil'e bakıyorduk.
“Bilmiyorum. Ama baksana ne kadar sessiz. Etrafta bir kuş bile yok.” Gerçekten de etrafta sinek bile yoktu.
“İddiaya girerim ki suyun kenarında bir hayvanın bile ayak izini görmeyeceğiz.”
Halil etrafına dikkatle bakınarak suya yaklaştı. Onun peşinden giderken bu güzelliğin bir tehlike saklayacağına inanamıyordum. Suya bir metre kadar yaklaştık, Zeynep Halil'in solunda ben sağındaydım. Dikkatlice kaynağın etrafını inceledik. Suyun sesi ve bizlerin nefesinden başka bir çıtırtı bile yoktu. Küçük havuzun ortasında salınan nilüferler dışında hiçbir şey bizi izlemiyordu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)