Eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Nisan 11, 2012

Eleştirinin Eleştirisi?





Geçen hafta Charless Stross'un yazım tarzından bahsetmiştim. Bilgisayarlarla büyüyü zekice karıştıran casus romanları yazıyor. Kurgusal olarak, derinlik olarak tartışmaya açık romanları var. Edebi yönünün çok da güçlü olduğunu söyleyemem ancak fikirleri bence çok yaratıcı. Velhasıl Stross benim sevdiğim yazarlardan.

Bu sene de Rule 34 adlı romanı ile Arthur C. Clarke ödülüne aday gösterildi. Buraya kadar herşey yolunda ancak. Adaylar açıklandıktan sonra Kansu gönderiği bağlantılardan gördük ki Christopher Priest adlı İngiliz yazar bu seneki Clarke ödüllerini ve jüriyi acımasızca eleştirmiş.

Cuma, Mart 02, 2012

Aslında Ne Demek İstiyorlar

Kitapların arkasında içeriği hakkında olumlu yorumlar bulunur. Süper, nefes kesici, bir çırpıda okudum gibi. One-Minute Book Reviews bu yazılanların gerçek mealini yazmış. Sel Yayıncılık bunu Türkçeye çevirmiş, HaberTürk de yayınlamış. Bana da araklamak düşmüş. Buyrunuz efendim:

Pazar, Eylül 04, 2011

Taht Oyunlarına Feminist Bir Eleştiri ve Eleştirinin Feminist Eleştirisi

G.R.R. Martin'in bu sene HBO tarafında, bana göre gayet başarı ile, diziye çekilen Buz ve Ateşin Şarkısı serisi hakkında Sady Doyle adlı hanımefendi, kitapların ve de dizinin, içerdiği kadınlara karşı haksız ve acımasız yaklaşım konusunda bir eleştiri yazmış. Yazıda Doyle, Martin'e ve kitaplara giydirmekle kalmayıp, bilim kurgu fantezi sevenlerin takip ettikleri yazarlar, kitaplar ve filmler konusundaki fanatizmine de dem vurararak eleştireye kapalı olduklarını, hatta olaylara gayet çocukca yaklaştıklarını beyan etmiş. Nerdler (Türkçe karşılığını bulamıyorum, "inek" biraz yetersiz geliyor bana) için takip ettiklerini eleştirenlere gözü kapalı saldırdıklarını falan söylemiş. Bu konudaki fikrine bir şey diyemiyeceğim çünkü konu hakkında pek de bilgim yok. Amma velakin kendisi fanatizmden bahsederken Martin'in kitaplarını yakma arzusunu da eklemeyi ihmal etmemiş. Kendisinin Martin hakkındaki kanaati "tüyler ürpetici" olduğu yönünde.

Peki neden Martin'e karşı bu kadar muhabbeti var derseniz, nedenini kitaplarda kadınlara karşı takınılan tavırlar ve başlarına gelenler olduğunu söyleyip, Martin'in ırkçı ve cinsiyet ayrımcısı olduğunu eklemiş. Yazısının tamamını okumadım çünkü kitap kitap yapılanları yazmış. Halen üçüncü kitaba başlamadığım için ilk iki kitap hakkında yazdıklarına kadar okudum. Velhasıl Martin'in özel hayatı hakkında çok fazla bir şey bilmiyorum. Kadınlara karşı olan tutumunu ya da beyazlara karşı yaklaşımını mesela. Kitaplarda yaşanılanların acımasız, vahşice ve rahatsız edici olduğuna ben de katılıyorum. Ancak bunlardan dolayı Martin'i ve dahası okurlarını linçe kalkışmak bana komik geliyor. Ayrıca Martin hakkında beğendim bir nokta da budur: karakterlerine karşı acımasız olması ve gerçekciliği. Ölen ölüyor.

Medeniyetin ortaçağa anca ulaşmış olduğu, bir çok yerde durup dururken ölmenin gayet kolay ve alışıldık olduğu, havada ejderhaların uçuştuğu, ensestin soylu ailelerde doğal karşılandığı, büyünün kol gezdiği ve hatta büyü için insan kurban edildiği bir ortamda, Doyle'un eleştirileri bana boş ve garip geliyor.

Feminist teoriden anlamam. Yaptığım yorumlar ayrımcı da olabilir. Farklı ve benden daha bilgili bir hanımefendinin de Doyle'un eleştirisi hakkındaki eleştirisi mevcut. İkisini de okuyup kararı siz verin. Ancak kurgu metinlerin içeriği hakkında böylesi abartılı ve kesin eleştiriler yapmak bana yersiz geliyor. Eğer bu kadar rahatsız olunuyorsa okumazsınız olur biter. Saygılarımla.

http://tigerbeatdown.com/2011/08/26/enter-ye-myne-mystic-world-of-gayng-raype-what-the-r-stands-for-in-george-r-r-martin/

http://thinkprogress.org/alyssa/2011/08/29/305723/feminist-media-criticism-george-r-r-martins-a-song-of-ice-and-fire-and-that-sady-doyle-piece/