Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi, Mart 02, 2020

Cumhuriyet Kitapta Fantezi Özel Sayısı


Bu hafta, beni gibi tembeller aslında geçen hafta, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki fantezi edebiyatı üzerine çıktı. Ekte Cevat Çapan, Oğuz Demiralp, Nazlı Eray, Sevin Okyay, Müge İplikçi, Emrah Kolukısa, Kutlukhan Kutlu, Fatma Cihan Akkartal ve en önemlisi Kadir Yiğit Us'un fantezi hakkında yazdıkları var. Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi, H.P. Lovecraft, büyülü gerçeklik, Ursula K. Le Guin, Margaret Atwood, fantezi edebiyatı ile gerçekliğin ölümü ve pek çok diğer başlık mevcut.

Yiğit ise edebiyatta fantezi ile gerçeklik arasında ilişkiyi yorumlayıp hem fantezinin teorisini, tarihçesini, güncel halini ve Türkiye'deki yerini anlatırken hem edebiyatın ne olduğu ve ne olmadığını da tartışıyor. Benden dinlemeyin de kaynak metinleri okuyun yauv. Aşağıda bağlantılar mevcut.

Salı, Aralık 10, 2019

Witcher: Kitaplardaki Öteki


Önümüzdeki hafta Leh yazar Andrej Sapkowski'nin meşhur kahramanı Geralt, namı diyar Witcher'ın dizisi Netflix ekranlarına arz endam edecek. Sinema ve televizyon denilen aç gözlü, gözü doymayan,  kadir kıymet bilmeyen ikiz hilkat garibeleri kitapların sayfaları arasından çekip koparıp tarumar ettikleri pek çok kurbana bir yenisi daha eklenecek. Yanlış anlaşılmasın film ve dizilere karşı değilim ama pek çok kitabın görülen lüzum üzerine incelitilerek ekrana taşınmasındaki kayıplara üzülüyorum. Witcher için bunun nereye kadar olduğunu haftaya göreceğiz. Açıkcası diziler filmlere göre daha düzgün iş çıkartıyor. Neyse kimse kaynak metne benim istediğim açıdan bağlı kalarak film, dizi çekecek diye bir kural yok. Yine de olsa fena olmazdı tabii.

Lafı çok uzatmadan esas konumuza gelelim. Haftaya başlayacak diziden önce olayın kaynağına gidelim. Yani Polonya'dan çıktıktan sonra ünü yavaş ama emin adımlarla büyüyen ve en sonunda iki öykü kitabı, beş roman, altı çizgi roman, iki dizi film, bir film, bir masa üstü oyun, üç bilgisayar oyunu, bir kart oyunu ve bir kutu oyunu olmak üzere çok çeşitli mecralara yayılan bu efsanenin başladığı kitapların satır arasındaki karakterlere, yaşadıkları karanlık dünyaya vetüm anlatımın merkezinde yer alan Rivyalı Geralt'a. Witcher, Ak Kurt, efsuncu, namlı kılıç ustası, ücretli canavar avcısı, lanetli, Blaviken Kasabı, katil, türünün son örneklerinden, geçmişten kalmış, dışlanmış, yabancıların yaşadığı garip bir zamanda ve diyardaki öteki, Rivyalı Geralt, Witcher serisinin olağandışı kahramanına.

Pazar, Nisan 21, 2019

Hekate'deki Sır - Gökçe Mehmet Ay

Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik'in yazarı, pek sevdiğimiz Gökçe Mehmet Ay'ın en son kitabı Hekate'deki Sır D&R'da ve Kobo'da ekitap olarak satışa çıktı. Şiddetle tavsiye olunur. Hatta Kobo'da başta gidiyor. Eğer uzay operası, bilm kurgu seviyorsanız derhal edininiz. Ayrıca Gökçe'nin podcasti Uzay Akıncılarından da dinleyebilirsiniz.



"Galaksi Meclisi'nin özel birliği Uzay Akıncılarının bir bölüğü basit bir görev için Timsahların gezegeni Hekate'ye ulaşmıştır. Diplomatları koruma ve Timsahlarla dostuluk kurma görevi yeni mezun Halil Teğmen'in ilk görevidir. İşler İmparatorluk askerlerinin ani saldırısıyla bir anda karışır. Halil Teğmen Hekate ve Timsahların geçmişindeki sırrı çözemezse tüm galaksiyi büyük bir tehlike beklemektedir."

Çarşamba, Ağustos 29, 2018

La Belle Sauvage

Arkadaşlarla biraz içtik.
The Trout Inn'in lisanssız bir fotoğrafını bulamadığımdan,
temsili olarak bu fotoğrafımı koymak zorunda kaldım.
Philip Pullmann, bundan kabaca 20 sene once Lyra’nın hikayesini bizlere okutarak kendimizi çok farklı bir evrende, ruhlarımızın vücutlarımızın dışında yaşadığı ve hayvan şekline büründüğü, cadıların arktik bölgelerde cirit attığı, kilisenin insanları baskı ve kontrol altında tutmaya çalıştığı maceralardan geçirmişti. Devam iki kitabı aynı derece etkileyici olmasa da kendilerini okutturmuş, ve üçüncü romanında Tanrı’nın öldürülmesi ile seriyi bitirmiştik.

Aradan geçen yıllarda Amerika’da en çok yasaklananlar listesinde olmaya devam eden, hatta benim bir iş arkadaşımın bile ‘çocuklara o kitapları okutturmuyoruz’ dediği bu seri yine de bir çok insana da ‘Daha! Daha!’ çığlıkları attırmıştı.

Cumartesi, Temmuz 28, 2018

Yaz(ama)mak

Hitit Güneşi uzun, çok uzun zamandır sessiz. Neredeyse iki yıldır gıkımız çıkmıyor. Bunun pek çok nedeni var tabi. Burada düzenli ya da dönemsel yazan herkesin hayatları değişken, yorucu ve dolu. İş, eş, şehir, ülke, dünya derken belirli bir emek ve zaman isteyen Hitit Güneşi'ne vakit ayırmak zor, sallamak ise cümlemize acayip kolay geldi. Sonuç ortada: terk edilmiş bir blog. Tabi ki ne kadar okunuyorduk? Kaç kişi takip ediyordu? Sallayan var mı? Bunlar da gayet yerinde sorular.

Son aylarda sürekli yazmak için bir çaba içerisinde olsam da bahane üretmesi çok kolay olduğu için bugün, yarın, bir ara çemberinde öteledim de öteledim. Sanırım aynı şekilde son iki yıldır kaydedeceğimiz podcast için de geçerli. Onu da beceremedik. Velhasıl erteleme, tembellik, hayat gailesi, o, bu, şu ne dersek diyelim yazmadık, yazamadık. 

Cumartesi, Ağustos 15, 2015

Edebiyatta tür nedir? Gerek midir?

Aslında bu konu üzerinde uzun zamandır yazmak istiyordum ama iş güç ve tembellik yüzünden bir yazamadım. Aslında halen vakit dar o yüzden uzun uzun yazmak yerine iki satır karalayıp sözü Gaiman ve Ishiguro'ya bırakacağım. Yiğit olsa daha akademik ve derinlemesine tespitler yapabilirdi. Belki halen yapar :)

Her neyse konu şudur. Neil Gaiman ve Kazou Ishiguro bir araya gelip edebiyattan konuşmuşlar. En çok da Ishiguro'nun son romanı The Burried Giant üzerinden dönen tartışmalardan bahsedilmiş. Peki nedir bu tartışmalar. Kısaca içerisinde fantastik ögeler olan kitabın neden bir fantastik kitap adı altında basılmadığı. Birileri oturup bu konuda ciddi ciddi kafa yoruyor. Bana göre biraz gereksiz bir tartışma. Hele ki pek çok türün, edebiyat dışı bile, birbirine karıştığı günümüzde. 

Edebiyat akımlarını ayırmak, sınıflamak ve buna göre incelemek çok normal bir inceleme. Fakat bunun amacından sapıp farklı takıntılara neden olması gereksiz yere emek ve vakit kaybı. Bir kitabın içerisinde ögelere göre illa ki bir sınıfa sokmak zorunda değiliz. Tabi ki yazım tarzı ve içerik olarak bir sınıflandırma mümkün. Bunun gereksiz olan kısmı bu kitap fantastik bir kitap adı altında çıkmadı gibi bir tartışmaya girmek. Kitap çıkarken ismine Ahmet desek ne olur Mehmet desek ne olur. Mesele kitabın nasıl yazıldığı, ne anlattığı. Şekile çok fazla takılıyoruz.

Dediğim gibi aslında daha uzun bir yazı olacaktı ama vakitsizlikten sadece bu kadar zırvalayabildim. Bu iki güzel yazarın konuştuklarını aşağıdaki  bağlantıdan okuyabilirsiniz.

New Statesman'dan

Salı, Haziran 09, 2015

2014 Nebula Ödülleri

Hugo Ödülleri tartışıladursun Nebula Ödülleri sahiplerini buldu. Şükür kavgasız bitti bu ödül. Zaten iki elimin parmakları kadar kategori var. Kimse kusura bakmasın isimleri çevirmeyeceğim. Halen Türkçe'de novella ve novelette ayrımını bilmiyorum. Bilen söylesin.
  • NOVEL: Annihilation, Jeff VanderMeer
  • NOVELLA: Yesterday’s Kin, Nancy Kress
  • NOVELETTE: “A Guide to the Fruits of Hawai’i,”
  • SHORT STORY: “Jackalope Wives”
  • Ray Bradbury Award for Outstanding Dramatic Presentation: Guardians of the Galaxy,
  • Andre Norton Award for Young Adult Science Fiction and Fantasy: Love Is the Drug, Alaya Dawn Johnson
  • 2015 Damon Knight Grand Master Award: Larry Niven
  • Solstice Award: Joanna Russ (posthumous), Stanley Schmidt
  • Kevin O’Donnell Jr. Service Award: Jeffry Dwight
SF Signal'dan çaldım ;)

Pazar, Mayıs 31, 2015

Türkiye Bilişim Derneği 2015 Bilim Kurgu Öykü Yarışması


Türkiye Bilişim Derneği 2015 yılının bilim kurgu öykücülerini arıyor! Yarışma duyurusu ve şartnamesine buradan ulaşabilirsiniz.

Çarşamba, Mayıs 06, 2015

Yazmak ya da yazmamak

Ortam tamam, tek eksik yazar
Bir süredir Hitit Güneşi'ne yazmayı aksatıyorum. Öykü için uğraşmayı ise bırakalı bir hayli zaman oldu. Sadece kafamda şunu yazsam bunu yazsam diyerek avunuyorum. Bilen iyi bilir, yazmamak, ertelemek, bahane uydurmak çok yaygın bir hastalık. Sabit Fikir'de yazarların yazma alışkanlıkları üzerine görüşlerini okurken Tony Kushner'ın aşağıdaki görüşüne denk geldim. Olayı pek güzel özetlemiş. Üzerine bir şeyler yazacağım ama sonra :)

“Yazmaktan nasıl kaçınabileceğinize dair size altın değerinde tavsiyeler verebilirim; yapmanız gereken diğer işler bittiğinde ve yazmak için masanızın başına döndüğünüzde, bütün dolaplar düzeltildiğinde ve yaşayan en yaşlı akrabalarınızı hal hatır sormak için aynı gün içinde iki kere aradığınızda, bilgisayarınızda yanıtlanmamış tek bir e-posta kalmadığında ya da bir tane daha yanıtlayamayacak hale geldiğinizde ve itibarınız geriye bir damlası bile kalmamacasına tamamen tükendiğinde ve yazmak denen işten daha fazla kaçınamaz hale geldiğinizde diş hekiminizden bir kanal tedavisi rica edebilir ya da her daim küvette ufak bir kaza geçirebilirsiniz.”

Pazartesi, Nisan 20, 2015

Hugo fırtınasının ardından

Ne ödülmüş bea
Hugo Ödülleri üzerinde kopan fırtınadan yaklaşık iki hafta geçti. Fırtına bitti ama toz duman daha kalkmadı. Ortalığın da yatışması biraz daha sürecek gibi. Sad ve Rabid Puppies olarak adlandırılan kişiler ya da gruplar Hugo Ödüllerine blok olarak aday listeleri dayatmaları ve başarılı olmaları ortamı bir hayli gerdi. Yapılanlar aslında kanun ve kurala tamamen uygun. Hiç bir yerde ödüller için listeler oluşturup, bunun reklamını yapıp, istemediğiniz yazarları liste dışı bırakamazsınız demiyor. Gel gör ki etik olarak yapılanlar ve söylenenler bir hayli şeytani. Çünkü aslında bu kural dışı olmayan hareketi yapan yavru köpekler, üzgün ya da kuduz, kendi yazdıklarının ve beğendikleri yazarların diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünmelerinin nedenleri siyasi. Kendileri gibi muhafazakar, Hristiyan, beyaz ve tercihen erkek, düzeltiyorum eşcinsel olmayan erkek yazarları sadece bu nedenlerle sevilmediklerini ve ödülü kazanamadıkları düşünüyorlar. Sosyal Adalet Savaşçısı (Social Justice Warrior) olarak adlandırdıkları diğer grubun ise kazandıkları ödülü hak etmediklerini beyan ediyorlar. Ancak ne kendi edebi maharetlerinden ödül kazanan diğerlerinin edebi maharetsizliklerinden bahsetmiyorlar. Ne de olsa onların kazanması için iyi yazıyor, diğerlerinin de kazanmaması için kötü yazıyorlar olması gerekiyor. Ya da şöyle düzelteyim, denk gelmesem de, elbet bahseden vardır ama hiç birinin ana argümanı bu değil. Özetle tüm kavga biz muhafazakarız ve muhafazakar değerleri temsil ediyoruz diye bizim gibi düşünmeyen diğerleri (aslında dar bir grubu hedef alsalar da bu söylemleri ile kendileri dışındaki herkesi tarif ediyorlar, yazarları ve onlara oy veren okuyucuları da) bizim Hugo Ödüllerini almamıza izin vermiyorlar. Yapılan haksızlık. Biz de bu haksızlığa son vermek için, çok da haklı ve doğru yöntem olan blok liste ile cevap veririz diyorlar.

Çarşamba, Nisan 08, 2015

Hugolar ve Dünyadaki en yaygın element

Bu hafta sonu Hugo Ödülü adayları açıklandı. Hugo Gernsbeck adına düzenlenen bu ödül dünya çapında bilim kurgu ve fantezinin en eski ve en itibarlı ödülü olarak kabul ediliyor. (Nebula felan da var tabii.) Adayları ve kazananları Worldcon’lara katılanların oyları ile belirleniyor. Yani yaklaşık 40 USD karşılığı bir bilet aldıktan sonra oy kullanma hakkına erişiyorsunuz. Özetle her sene dünyanın önceden katılımcılar tarafından belirlenmiş bir yerinde yapılan Worldcon’a katılan kişiler belirli bir süre zarfında aday gösterme ve gösterilen adayların hangisinin ödüle layık olduğunu belirleme hakkına erişiyor. Bahsettiğimiz katılımcı sayısı ise yaklaşık iki bin civarında. Misal bu sene 2.122 oy kullanılmış.

Bu girişi öncelikle Hugo Ödülleri nedir, nasıl yapılır kısmına açıklık getirmek için yaptım. Zira bu sene ki ödüller hiç olmadığı karar tartışmalı ve politik olacak. Bunla ilgili girizgâhı Hakan hafta başında Hugo adayları hakkındaki yazının yorum bölümünde pek güzel yaptı. Aslında onun üzerine fazla bir yorum yapmaya gerek yok. Sadece biraz daha detay vermeye çalışacağım.

Salı, Nisan 07, 2015

2015 Ödül Mevsimi başladı: BSFA Ödülleri

Britanya Bilim Kurgu Derneği'nin (BSFA) her yıl verdiği ödülleri sahiplerini buldu. Bir Birleşik Krallık yerlisi olarak, ikametgahı orada, kendisi ödüller hakkında bir kaç çift laf edecektir. Ödüllerle ilgili geçen yıl yaşanan bazı sorunlar tekrarlandı. Hatta aştı gibi gözüküyor. Fazlasını o yazar. Yaşasın kaos. Kazanlar aşağıda.

2015 Ödül Mevsimi başladı: Philip K. Dick Ödülü

En sevdiğimiz paranoyak, depresif yazar olan Philip K. Dick adına verilen ödülün kazananı açıklandı. Bu sene ayrıca bir de özel ödül verildi. Ödülü The Book of the Unnamed Midwife ile Meg Elison kazandı. Ayrıca Jennifer Marie Brissett de Elysium adlı kitabı ile özel ödülü kaptı. Ne yazık ki ne yazarları ne de kitapları biliyorum. The Book of the Unnamed Midwife için Goodreads'ten bir şeyler okuyabilirsiniz.Elysium için de Goodreads bilgileri mevcut. Okuyan, bilen varsa da beri gelsin.

Pazartesi, Nisan 06, 2015

2015 Ödül Mevsimi başladı: Hugo Adayları

2015 yılı Hugo Ödülü adayları açıklandı. Her zaman ki gibi hiç birini okumadım. Bu konuda yurt dışında ikamet eden arkadaşlarımıza güveniyorum. Seçilen adayları aşağıda bulabilirsiniz. Bir kısmı biraz alakasız geldi. Çevirmekle uğraşmayacağım. Kazananları 22 Ağustos 2015'de öğreneceğiz. Hakan'ın genel olarak bu ödüller konusunda kelamları olacak. O bir ara ayrıca yazar.

Kış Rüzgarları geleyazdı

Kış Rüzgarları/Winds of Winter G.R.R. Martin'in dört gözle, sabırsızlıkla ve tedirginlikle beklenen son romanı. Taht Oyunları adı verilen Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin altıncı ve sondan bir önceki kitabı olarak şimdiye kadar okurken ve izlerken aklımıza takılan pek çok sorunun cevabını, en azından önemli bir kısmının, bulabileceğimizi umduğumuz kitap. Aynı şekilde Martin'in sorulmasından hiç haz etmediği, aceleye getirmediği, tadına vararak, suyunu çıkartarak yazdığı kitap. Yazar serinin yedinci kitap ile son bulacağı konusunda ısrarlı olduğu için sona bir adım kalacak bu kitap ile. Çabuk yazmasını pek insan gibi ben de diliyorum. Gelin görün ki bu konularda net mesajları da var Martin'in :) Kızdırmaya gelmez. 

Ama Martin bizi kızdırmayı seviyor. Herkesin altıncı kitabı beklediğini bildiği halde Ekim ayında Targaryen dönemini anlatan bir kitap çıkartıyor. Adı da Yedi Krallığın Şövalyesi. Kitap resimli ayrıca. Bir çocuk kitabı olma ihtimali var. Bence daha çok bizi kandırıyor.

Bizi kandırırken de ağzımıza bir parmak bal sürmeyi ihmal etmiyor. Yazmakta rahvan davrandığı Kış Rüzgarlı kitabından bir bölümü de sitesinden paylaşmış. Bu bölüm Alayne hakkında. Kim olduğu konusunda bilmeyenlerin tadını kaçırmamak için fazla yorum yapmayacağım. Ancak kendisinin davranışları yüzünden ölmesini beklediğim fakat Martin'in bize eziyet olsun diye hayatta tuttuğu biri. Aşağıdaki bağlantıdan bu bölümü okuyabilirsiniz. Afiyet olsun.

Çarşamba, Mart 04, 2015

2014 yılı Nebula Ödülü adayları

2014 yılı için Nebula Ödülü adayları açıklandı. Her zaman ki gibi hiç birini okumadım. akan, Kansu ya da Başar'ın bu konuda fikirleri vardır eminim. Oylamalar Mart sonuna kadar devam edecek. Kazananları ise 4 Haziran'da öğrenebileceğiz. Aşağıda adayları, detay bilgileri ve hatta bazı adayları okumak için bağlantıları bulabilirsiniz.

Pazartesi, Şubat 23, 2015

Murat Gülsoy ve Ayfer Tunç Diyaloglar 2

Daha önce bahsetmiştim. Yazarlar Murat Gülsoy ve Ayfer Tunç arada bir toplanıp kendi aralarında güzel söyleşiler düzenliyorlar. Diyaloglar adı verdikleri bu etkinliğin ikincisi 25 Şubat Çarşamba günü saat 19:00'da Saint-Michel Lisesi Jeanne d’Arc Salonu’nda gerçekleşecek. Benim gibi tembellerdenseniz daha sonra Gülsoy'un blogundan bu söyleşiyi izleyebilirsiniz. Yok ben gideceğim diyorsanız adres belli. Bu söyleşinin konusu Polonyalı yazar Bruno Schulz. Benim bildiğim bir yazar değil ama kendisi Kafka, Proust ve Musil gibi yazarlar ile anılıyor. Yazar ne yazık ki İkinci Dünya Savaşı sıranında Nazi işgali altındaki Polonya'da Naziler tarafından öldürülmüş. Pek çok eseri de kayıp. Dinlemeye, öğrenmeye değer.

Çarşamba, Şubat 18, 2015

İstanbul'da Kafka Konferansı

Franz Kafka için Düşülke Yayıncılık ve Beylikdüzü Belediyesi'nin el ele vermesi ile İstanbul'da bir konferans düzenleniyor. 2015 Uluslararası Kafka Konferansı adı altında 8-9 Mart'ta Beylükdüzü Kültür Merkezinde olacak. Konferansın katılımcıları düşünür, yazar, felsefeci Ahmet Soysal, sosyolog, sanat sosyolojisi alanında önemli eserler vermiş, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akay, kitapları İngilizce, Fransızca, Almanca başta olmak üzere onlarca dile çevirilmiş, çevirilmekte olan yazar Aslı Erdoğan, yazar, şair, pantomim ve marionette sanatçısı, Alengirli Mecmua ve Düşülke Genel Yayın Yönetmeni Janset Karavin ve Kafka üzerine çeşitli araştırmalar sürdürmekte olan Kafka Project kurucusu, yazar, tv yapımcısı, aktris, San Diego State University Adj. Prof. Kathi Diamant. Mesafeden dolayı konferans için Taksim, Kadıköy ve Bakırköy’den servisler kaldırılacak. Takvimlerinize işaretleyiniz. Daha detay bilgi Düşülke'nin sitesinde ve Radikal Kitap'ta. 
 

Deviant Art'tan EvJones'un Kafka çizimi

Cumartesi, Ocak 10, 2015

Kadıköy Belediyesince Fantastik Edebiyat Paneli

Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi ve Kültür Merkezi 17 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 15:00 Sanat Kütüphanesi Fantastik Edebiyat Paneli düzenliyor. Yankı Enki'nin moderatörlüğünde Yiğit Değer Bengi "Öteki Dünyalar Nerede?", Hakan Bıçakçı "Fantastik Edebiyat: Belirsizlik, Kararsızlık ve Tekinsizlik", Gülşah Elikbank "Fantastik Edebiyat, Rüyaların İçinde, Hayallerin Kıyısında, Gerçeğin Neresinde?" ve Doğu Yücel "Hayal Gücü Hayatı Değiştirebilir mi?" üzerine konuşacaklar. Ülkemizde bu ve benzeri etkinlikler pek az oluyor. Eğer benim gibi beklenmedik bir şekilde işe gitmeyecekseniz kesinlikle kaçırmayın!

Fantastik edebiyatta bir dünya yaratırken kültürlere, geleneklere, mitolojilere ve folklore yeniden şekil verilir. Yeni bir dünya yaratılırken aslında küçük bir Rönesans yaratıldığının da altını çizmek gerekir. Öteki dünyalar hayal gücümüzden mi beslenir, yoksa dünyadaki çeşitli kültürlerden mi? Dünya kültürlerindense eğer, bizden mi ötekinden mi? Kültleşmiş bir tür olan fantastik edebiyatı tartışacağımız “Fantastik Edebiyat Paneli”ne davetlisiniz.

Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi ve Kültür Merkezi

Pazar, Kasım 09, 2014

İstanbul Kitap Fuarı başladı

Ey kitap severler! Ey okumayı, hayal gücünü her şeyin üzerinde tutanlar! Ey sayfaların baş döndürücü kokusuna bağımlı olanlar. İstanbul Kitap Fuarı dün başladı. Fuar her zaman olduğu gibi TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi- Büyükçekmece'de 8-16 Kasım'da düzenleniyor. Benim gibi çalışıp bu hafta sonunu kaçırdıysanız sadece bir hafta sonunuz kaldı. Fuara pek çok yayınevi katılıyor. Bu sırada pek çok etkinlik ve imza günü de olacak. Etkinlik takvimini buradan görebilirsiniz. Sevdiğiniz yazarlardan imza almak, bir iki kelam etmek istiyorsanız ise imza günlerini iyi takip edin. Kitap mevsimini kaçırmayın derim!