Of ya of.
Scalzi sevdiğim bir yazar. Hayli sıkı macera dolu olan romanlarından tutun, geyiğin dibine vurmuş, bilim kurgudan çok komedi romanlar yazdığında da hastası olmuştum. Gel zaman git zaman, bazı romanları dışında neredeyse bütün serilerini topladım, okudum, raflara dizdim.
Ama ben galiba ‘peak Scalzi’ oldum. The End of All Things ile galiba benim Scalzi ile işim aşağı yukarı bitti. Tabii isterim ki devam edeyim okumaya - almaya, ama dur demenin zamanı geldi galiba. Old Man’s war ile 2005’de başlayan bu macera, galiba benim için 2018’de bitecek.
The Old Man’s War serisini bitirdiğinde araya birkaç farklı kitap sıkıştırsa da, Scalzi kendisini Uzay Operası tarzından çok uzak tutamadığından The İnterdependency (Dayanışma) adinda yeni bir seriye başladı, ilk kitabı ‘The Collapsing Empire - Yıkılan İmparatorluk’ 2017’de piyasaya çıkmıştı, hemen arkasından da 2018’de ‘The Consuming Fire - Tüketen Ateş’ de bu en son okuduğum çift.
The Collapsing Empire ağzımda çok kötü bir tad bırakmıştı ama bu sorun End of All Things’de başladı. Karakterlerin birisinin cinsiyetini kabaca 170 sayfa beraber geçirdikten sonra öğrenince ‘oha’ diyerek geriye gitmiş, sayfa sayfa aramıştım acaba daha önce bahsi geçti mi diye - ve sadece bir tane daha referans bulmuştum. Karakterin cinsiyeti önemli değil, ancak o noktaya kadar bilseydim kafamda çok daha iyi canlandırabilecektim.
Burada da soruna geliyoruz. Diyalog.
Her iki kitap da neredeyse %90 diyalogdan oluşmakta. Karakterler neredeyse hiç bir şekilde tasvir edilmiyor, daha yukarıda gördüğümüz üzere cinsiyetlerini bile bilmekte zorluk çekiyoruz - saç rengiymiş, boyuymuş filan hadi nerdeeee…
Tamam - eh Hakan, sen de hayal gücünü kullan diyebilirsiniz, kullanıyorum, kesinlikle kullanıyorum çünkü başka türlü mümkün değil. Uzay gemilerinin bile ‘büyük’ veya ‘‘küçük’ sıfatları dışında pek bir açıklaması yokken, başka şey yapmak da mümkün değil ki?
%90 diyalog olsun - tamam - ancak neredeyse bütün karakterlerin aynı şekilde Amerikanca konuştuğu bir evren düşünün. Hepsi aynı şekilde kendilerini ifade ediyorlar, anlatıyorlar ve aynı şekilde küfür ediyorlar… Karakterlerden iki boyutlu diye şikayet etmeyi geçtim, bir boyutu aşan pek bir şey görmedim. Böyle bir durumda özellikle bahsi çok az geçen karakterleri insan çok rahat unutuyor, hatta hayli önemli karakterleri bile ‘Ulan bu herif de kimdi?’ diye sorduruyor, eğer bir yandan isimlerle görevlerini not almıyorsan bir yerde, veya Kindle sağolsun, en son nerde bu isim geçti diye hop aratamıyorsan işin gerçekten çok zor.
Hızlı ve iğnemeli standart Scalzi diyaloğu bu romanlarda bolca var, ancak insan bir yere kadar çekiyor bunları.
Bu kadar şikayet ettim, biraz kitaplardan bahsedeyim… Hatta etmesen daha iyi. The Consuming Fire daha bu pazar günü bitti, bugün Salı, ve daha şimdiden kitabı unutmaya başladım. Aklımda ne kaldı ki?
Kısacası durum şöyle. 48 gezegenden oluşmuş bir imparatorluk, aniden imparatorluğun sonu ile karşı karşıya, ancak bir bilim adamı Lord Claremont ile babası ve kardeşi suikastlara uğradığı için istemeyerek imparator olmuş olan Cardenia dışında neredeyse kimse geleceği düşünmüyor. Ultra-kapitalist mega şirketlerin gezegenleri sahip çıktığı bu imparatorlukta tek yüzeyinde yaşanabilen gezegen ‘The End’ bir iç savaş içerisinde. Lord Claremont buradan canı dışında fazla bir şey olmadan kurtulup imparatorluğun merkezine gittiği an ışıktan hızlı yolculuğu mümkün kılan, ‘The End’i galaksinin geri kalanına bağlayan ‘akıntı’ tüpü kapanıyor.
Claremont’un bilim adamı babası Kont Claremont’un teorisine göre imparatorluğun varlığını sağlayan bu akıntı tüplerinin hepsi birkaç yıl içerisinde kapanacak ve imparatorluk bir krize girecek. The End dışında hiç bir gezegende yüzeyde yaşanmadığı için milyonlarca insanın ölümü demek. Ancak Megacorp’ları yöneten ailelerin tek derti güç ve Cardenia’yı indirip yerine geçmek.
Bundan sonra her iki kitap da hem bu akıntıların nasıl çalıştığı üzerine, hem de imparatorluk içi politikalar hakkında.
Tekrar şikayet yerine geldik. hem bu akıntıların nasıl çalıştığı üzerine, hem de imparatorluk içi politikalar hakkında dedik ancak her ikisi de 10 yaşında bir çocuğun bunları nasıl anlayacağı seviyesinde. İyi tamam, gençler için yazılmış bir kitap olduğunu varsayalım, o zaman normal diyelim - ama değil. Kitabın hedef kitlesi en azından 16 yas grubu, bol miktarda nedensiz seks ile karakterleri ciddiye almam zorlaşıyor. Seksin serbest olduğu bir kültür olsa hadi neyse, karakterler arada bir sadakat sorunlarından bahsediyor olmasalar anlayacağım. Yani hem sadakatin beklendiği bir evrendeyiz, hem de gırla hiçbir sebebi olmayan seks - bir çelişki yaratıyor.
Her iki kıtap sonuna kadar okuttu, esasında okumayı bırakacaktım ama bu Pazar öğleden sonra keyfim yerinde koltuğa oturunca, kitabı da yarıladığımı da görünce ‘Eh, bari bitireyim’ dedim, Kindle bana 2 saat için var dedi, bir saatin biraz üzerinde bitti, hatta sonlara doğru sürükleyici bile hissettim ancak önüme sunulan olay döngülerinin hepsi hayli uzaktan sırıttığı için öyle iyi bir zevk de almadım. Eğer keyfim de bozuk olsaydı bu yorum çok çok daha negatif olacaktı.
The Consuming Fire’ı Kindle’de önden sipariş etmeseydim ve sonra bunu unutmuş olmasaydım hiç almayacaktım. Gaflete düştüm, siz düşmeyin. Düşerseniz de en azından beklentilerinizi buna göre ayarlayın.
Bu seri benim için burda biter. Diğer romanlarını alacağımı hiç zannetmiyorum. Bu demek değil ki Scalzi’den tamamen ümidi kestim - umarım yazım tarzı biraz değişir de ben de tekrar zevk almaya başlarım.
John Scalzi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
John Scalzi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Salı, Ekim 30, 2018
Pazar, Aralık 14, 2014
Hitit Güneşi Podcast Epizort 87! Constantine!
Basar, Kansu, Hakan ve Mert bulusup Konstantin'den başladı, Gamergate ile bitirdi!
Notlarıma göre şunlardan bahsetmişiz:
- Konstantin Dizisi
- Ekranlarda sigaralar
- Vladimir Putin'in gögüs memeleri
- Ann Leckie'den Ancillary Justice yorumları
- Scalzi'den Lock In hakkında görüşler
- Gamergate rezilliği
Cumartesi, Mart 23, 2013
John Scalzi ile yazmak ve yazmaya başlamak üzerine
Scalzi ile film eleştirmenliği, ilk yılları, ilk kitabı, kitaplarında sinema etkileri, yazmak ve daha fazlası üzerine konuşmuşlar.
Pazar, Aralık 09, 2012
The Human Division - John Scalzi: Yeni nesil yayıncılık???
Hitit Güneşi tayfasının sevdiği yazarlardan John Scalzi'nin son çalışması "The Human Divison" 15 Ocak'ta çıkıyor. Olaylar Scalzi'nin Yaşlı Adam'ın savaşı evreninde geçen öykülerden oluşuyor. Ancak bu sefer Scalzi ya da Tor farklı bir yöntem izlemişler. Her hafta serinin bir öyküsü elektronik kitap ve sesli kitap olarak yayınlanacak. Bu serinin şu anda basılı bir kitabı olmayacak. İlk öykü olan "B-Team"'i Amazon, Apple ve Barnes & Noble'dan edinmek mümkün. Peki bu yayın neyin habericisi?
Pazartesi, Temmuz 09, 2012
Tor ve Scalzi ve yeni romanı
Tor, John Scalzi'nin yeni romanı 'The Human Division'u bölüm bölüm yayınlayacak. 40 fasiküle bölüp taksitle satsak?
Hep dediğimiz, dilimizde tüy bırakmayan e-kitap olayı ufaktan ufaktan yaşamımızı değiştiriyor. İkinci el kitapcılardan bir şey alamaz olacağım 10 sene sonra. Ne demek? Şimdiden stoklamalı!
Başka dedikodulara göre Scalzi'nin bu serideki ikinci kitabı da The Alien Multiplication, sonra dört işlemi bitirdikten sonra daha ciddi konulara girip önce Kalkülüs, sonra da Türevsel matematik konularına el atacağı, aslında Lewis Carol gibi hep matematik yazmak istermiş! (Yerseniz!)
Hep dediğimiz, dilimizde tüy bırakmayan e-kitap olayı ufaktan ufaktan yaşamımızı değiştiriyor. İkinci el kitapcılardan bir şey alamaz olacağım 10 sene sonra. Ne demek? Şimdiden stoklamalı!
Başka dedikodulara göre Scalzi'nin bu serideki ikinci kitabı da The Alien Multiplication, sonra dört işlemi bitirdikten sonra daha ciddi konulara girip önce Kalkülüs, sonra da Türevsel matematik konularına el atacağı, aslında Lewis Carol gibi hep matematik yazmak istermiş! (Yerseniz!)
Cumartesi, Haziran 16, 2012
Yaş yetmişbeş. Şafak 3650… Başka yok!
Hitit Güneşi’nin zuhurundan beri kendime en çok sorduğum sorulardan biri “Kimdir, necidir bu John Scalzi?” idi. Blogda sıkça konusu geçtiği; misal Hakan, Kansu, Başar çeşitli mecralarda kendisini övüp önerdikleri için. Lakin edebiyat ufkum hala Yüksel caddesindeki kitapçıların rafları ile sınırlı olduğundan (bir kindle olsun, e-book olsun bunlar creme brülée gibi şeyler benim için. Yani soyut şeyler.) İthaki tarafından keşfedilip elime avcuma düşmeden tanıma fırsatım olmadı kendisini. Yaşlı Adamın Savaşı ismiyle Türkçeleştirilen Old Man’s War, güzide blog’umuzda duyurulduğu üzere kitapçılarda yerini aldı. Bize de alıp okumak ve kanaatimizi paylaşmak düştü.
Çarşamba, Nisan 11, 2012
Eleştirinin Eleştirisi?
Geçen hafta Charless Stross'un yazım tarzından bahsetmiştim. Bilgisayarlarla büyüyü zekice karıştıran casus romanları yazıyor. Kurgusal olarak, derinlik olarak tartışmaya açık romanları var. Edebi yönünün çok da güçlü olduğunu söyleyemem ancak fikirleri bence çok yaratıcı. Velhasıl Stross benim sevdiğim yazarlardan.
Bu sene de Rule 34 adlı romanı ile Arthur C. Clarke ödülüne aday gösterildi. Buraya kadar herşey yolunda ancak. Adaylar açıklandıktan sonra Kansu gönderiği bağlantılardan gördük ki Christopher Priest adlı İngiliz yazar bu seneki Clarke ödüllerini ve jüriyi acımasızca eleştirmiş.
Çarşamba, Mart 28, 2012
Arthur C. Clark 2012 Yılı Ödülü Finalistleri
![]() |
Clark ve Kubrick |
2012 yılı Arthur C. Clark ödülleri finalistleri açıklanmış. Finale kalan altı eserden kazananı 2 Mayıs günü 11. Sci-Fi London Film Festivalinde açıklayacaklarmış. Ne mutlu bana ki geçen sene yerinde seyredebilmiştim festivali.Artık bu yıl Hakan ile Başar bizim için izleyip görüşlerini paylaşırlar. Adaylar ahanda burada
Çarşamba, Şubat 01, 2012
Yaşlı Adamın Savaşı Türkçe'de
John Scalzi son dönemde yazmaya başlayan başarılı bilim kurgu yazarlarından.
Okudun da mı sallıyorsun derseniz valla sedece Heinlein’a bir saygı
duruşu olan Old Man’s War’u okudum. Ama Hakan, Kansu ve Başar’ın sevdiği
yazarlardan ve bir çok podcastte de övgüyle bahsetmişlerdi. Bana
inanmıyorsanız onlara inanın. Velhasıl Scalzi’nin Hugo ödüllü ve benim
yegane okuduğum tek kitabı Cihan Karamancı’nın çevirisi ile İthaki
Kitapevince Mart ayında yayınlanıyor.
Salı, Eylül 06, 2011
The Androids Dream
John Scalzi
Tor Books, 2006

Okuduğum ikinci Scalzi kitabı. İlki Old Man’s War’du. Oldukça iyiydi. Keyifli bir anlatımı vardı ve parlak fikirlerle doluydu.
Anladığım kadarıyla Scalzi epeyce parlak fikirlerle dolu bir yazar. Bu kitapta da bu özelliği oldukça belirgin. Tek bir osuruk hamlesiyle başka bir gezegenin diplomatını öldüren Dünyalı diplomatla başlayan öykü, bir koyun uğruna Dünyanın güçlü bir başka gezegenle savaşın eşiğine gelmesine ve tüm bu curcurnanın ortasında bir savaş gazisinin belirmesiyle sürüyor.
Kulağa ilk başta ilginç gibi gelmekle beraber bütün bu ve benzeri matrak fikirler öyle hantalca anlatılmışlar ki okurken duyduğunuz pişmanlık kitabın sonuna kadar azalmadan korunuyor.
Scalzi’nin blogu Whatever’e ara sıra bakanlar bilirler, Scalzi politikayı yakından izleyen biridir. Bu merakını da kitaptaki gezegenler arası diplomasiye uzun uzadıya yansıtmaktan çekinmemiş. Dünya’nın Nidu gezegeniyle yaşadığı dertli diplomasiyi ve kulislerini ince ince yazmış. Hatta iç kıyıcı bir incelikle yazmış.
Kitapta ne yaptıysa her şeyi sündürerek ve abartılı yapmış. Şişkin bir Douglas Adams havası yakalamış, Terry Pratchet’ın da kıyısından geçmiş. Ne bu ikisinin ayarını ne de Old Man’s War’daki kendi ayarını yakalayamamış.
Aman aman bir Scalzi hayranı değilseniz okumanıza gerek yok. Onun yerine Old Man’s War’u bir daha okuyun. daha iyi zaman geçirirsiniz.
Tor Books, 2006

Okuduğum ikinci Scalzi kitabı. İlki Old Man’s War’du. Oldukça iyiydi. Keyifli bir anlatımı vardı ve parlak fikirlerle doluydu.
Anladığım kadarıyla Scalzi epeyce parlak fikirlerle dolu bir yazar. Bu kitapta da bu özelliği oldukça belirgin. Tek bir osuruk hamlesiyle başka bir gezegenin diplomatını öldüren Dünyalı diplomatla başlayan öykü, bir koyun uğruna Dünyanın güçlü bir başka gezegenle savaşın eşiğine gelmesine ve tüm bu curcurnanın ortasında bir savaş gazisinin belirmesiyle sürüyor.
Kulağa ilk başta ilginç gibi gelmekle beraber bütün bu ve benzeri matrak fikirler öyle hantalca anlatılmışlar ki okurken duyduğunuz pişmanlık kitabın sonuna kadar azalmadan korunuyor.
Scalzi’nin blogu Whatever’e ara sıra bakanlar bilirler, Scalzi politikayı yakından izleyen biridir. Bu merakını da kitaptaki gezegenler arası diplomasiye uzun uzadıya yansıtmaktan çekinmemiş. Dünya’nın Nidu gezegeniyle yaşadığı dertli diplomasiyi ve kulislerini ince ince yazmış. Hatta iç kıyıcı bir incelikle yazmış.
Kitapta ne yaptıysa her şeyi sündürerek ve abartılı yapmış. Şişkin bir Douglas Adams havası yakalamış, Terry Pratchet’ın da kıyısından geçmiş. Ne bu ikisinin ayarını ne de Old Man’s War’daki kendi ayarını yakalayamamış.
Aman aman bir Scalzi hayranı değilseniz okumanıza gerek yok. Onun yerine Old Man’s War’u bir daha okuyun. daha iyi zaman geçirirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)