Michael Moorcock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Michael Moorcock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Şubat 10, 2013

Hitit Güneşi Epizort 72! Dorian Hawkmoon!


Yine karşınızdayız! Eralp ve Hakan oturup Michael Moorcock'un Dorian Hawkmoon serisinden açıyor konuyu. Laf lafı açıyor ama yine de genelde Moorcock ve Bitmez Tükenmez Sonu Gelmez Paralar Yaşasın Ben Niye En Sevgili Arkadaşımın Ölümüne Sebep Oldum veya Milyonların Ölmesine Engel Olamadım Bunalıma Girdim 70'lerden Bir Emoyum Serisi... Pardonnn... Baki Şampiyon serisinden bahsediyoruz.


Linkler ve herşey hemen aşağıda... Her zamanki gibi Podcast RSS feedimizden de alabilirsiniz, hemen sağdan bakınız. 

Çarşamba, Aralık 05, 2012

The Jewel in the Skull

The First Volume in The History of the Runestaff
Michael Moorcock
Granada Publishing, 1981

Michael Moorcock’un uzun süredir raflarda okunmayı bekleyen serisine sonunda başlayabilmenin verdiği ferahlıkla yazıyorum. Ayrıca Hakan’ın her defasında bende yoktur bu diyerek tekrar alması sonucunda bütün Hitit Güneşi ekibinin bu seriye sahip olması da ayrı bir fenomendir. Hakan’ın kütüphanesinin engin sonsuzluğunda gözlerden uzak bir köşede durması muhtemel diğer kopyaların olduğundan da şüphelenmekteyiz.

Pazartesi, Eylül 10, 2012

Michael Moorcock - Barbarians of Mars

Michael Moorcock severiz. Ancak her Moorcock romanı aynı kalitede değil. Bunu hangi sahaftan aldıysam hatırlamıyorum ama birkaç kuruşa aldığım Barbarians of Mars romanında açıkça görebiliyoruz. Esasında biraz geri salıp baştan alayım.

Kitabın adı, Barbarians of Mars... Veya Masters of the Pit. Yazarı Moorcock, veya Edward P. Bradbury. Yani anlayacağınız Moorcock'un 1960'larda haldır huldur Elric cart curt yazarken araya sıkıştırdığı 158 sayfa uzunluğunda bir hikayecik. Anladığım kadarıyla New Worlds dergisine yazmış, zaten kendisi derginin ana insanlarından birisi olduğundan 1930'larda Campbell'in Heinlein'e yaptırdığı gibi farklı isim kullanarak yazmış.


Barbarians of Mars, bir serinin üçüncü kitabı. Diğer iki kitabı okumamış olmama rağmen hiç de gereği yok okumaya bu kitabı anlamak için: Bu kısa eser, Burroughs tadında fantastik bir hikayeden öte bir şey değil. Homage diyebilirsiniz ama o da değil. Zeplinlerle kırmızı gezegenin orasından burasına yolculuk yapıp her 10 kilometrede bir ekolojiden alakasız bir ırkla karşılaşıp yarısını öldürüp geri kalanını dost ilan ederek kahramanımız Michael Kane herhangi bir plot peşinde koşmuyor.


Devamı çizgiden sonra...