Animasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Animasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cumartesi, Ağustos 20, 2016
Silent Trees
Salı, Mart 01, 2016
Cangıl Mapusanesi
Son zamanlarda izlediğim en eğlenceli animasyon diyebileceğim Jungle Jail, Fransız I'Ecole Superieure des Metiers Artistiques (ESMA) öğrencileri tarafından 2007 yılında yapılmış. Müzikleri de en az kendisi kadar eğlenceli olan bu animasyonu mutlaka izleyin, asla pişman olmayacaksınız...
Pazar, Şubat 28, 2016
"İnsan arıyorum, insan..."
Ardında tek bir yazılı eser bırakmayan Sakallı Celal hakkında okuyorum birkaç gündür. Hayalet Oğuz, Neyzen Tevfik gibi kimseye eyvallahı olmayan, non-konformizmi benimsemiş, mülkiyetçiliği reddeden nadir Türk aydınlarından olan Sakallı Celal, düşünce tarihimizi oldukça etkilemiş bir insan. "Türkiye durmaksızın doğuya doğru giden bir gemidir, bazıları bu geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batıya gittiklerini sanırlar" diyerek Türk toplumu ve aydınının durumunu tek bir cümlede özetleyivermiş bana kalırsa.
"Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur", "Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir", "İnsanoğlunda zeka midyedeki inci gibidir. Hepsinde bulunmaz." (vb) çoğumuzun bildiği kimi sözlerin de sahibi olan, kendini ilme adamış, konformizmden uzak durmuş bu mürşit şahsiyetten blogda kısaca bahsetmek, adını daha önce hiç duymayanlara azıcık da olsa Sakallı Celal'i tanıtmak istedim. Gelelim aşagıda yayınladığım biraz amatör görünümlü ama sevimli animasyona... Sokrates ve Diogenes ellerinde fenerle Münih sokaklarında insan aramaya çıkarlarsa neler olur? İzleyin ve görün...
Salı, Ocak 26, 2016
Yeşil Dev
Youtube’da animasyon teknikleri hakkında araştırma yaparken Yeşil Dev Hulk’un Maya, ZBrush (vb) teknikler kullanılarak nasıl yaratıldığını anlatan iki bölümden oluşan bir video buldum. Kısa da olsa oldukça bilgilendirici olduğunu düşündüğüm videoyu Hitit Güneşi takipçileriyle paylaşmak istedim. Bu arada videoyu paylaşırken çizimi bana ait Hulk illüstrasyonunu da paylaşmadan edemedim.
Cumartesi, Aralık 26, 2015
"Melali anlamayan nesle aşina değiliz"
Rus animatör Fyodor Khitruk "Ostrov" isimli 1974 yılı yapımı animasyonunda modern bireyin yalnızlığını alaycı bir dille anlatıyor. Ostrov bana Ekşi Sözlük'te Ahmet Haşim'e ait "Melali anlamayan nesle aşina değiliz" dizesine yapılan şu yorumu anımsattı:
"bu ağır sözden çok daha acıklı bir haldeyiz artık.
o çaresizliği bile "biz" olarak değil gecenin karanlığında tek başımıza yaşıyoruz.
dalıp gidecek bir mum ışıği dahi yok.
yerini parlak floresanlar almış, soğuk betondan resimsiz duvarları parlatıyor.
güneş de gözükmüyor zaten bu şehirde artık doğarken ve batarken.
kelimelerimizi çalmışlar ne yazabiliyoruz ne konuşabiliyoruz.
hormonlu domatesler yiyerek mal gibi yaşayıp gidiyoruz."
https://eksisozluk.com/entry/16990040Cuma, Aralık 18, 2015
"Sadece duvarda bir tuğla daha"
Uzun zaman sonra nihayet animasyon izlemeye vakit ayırabildim ve izlediğim animasyonlar arasında ünlü Rus animatör İvan Maximov'a ait 'School' isimli 1992 yılı yapımı animasyonu sizlerle paylaşmak istedim. İyi seyirler.
Cumartesi, Ekim 03, 2015
Eski bir Japon Animasyonu:Kobutori
Perşembe, Ekim 01, 2015
Kısa film:Heart
Ucla Üniversitesi’nde Televizyon ve Dijital Medya alanında
eğitim gören Erick Oh Koreli bir film yapımcısı ve ressam. Bu yetenekli
sanatçının 2010 yılı yapımı “Heart” isimli bol ödüllü, son derece yaratıcı bulduğum animasyonunu sizin de beğeneceğinizi umuyorum.
Pazar, Ağustos 30, 2015
Kısa Film:Abiyogenez
Yaşamın kökeni üzerine fantastik ve ilginç bir film hazırlamış Yeni Zelandalı animatör Richard Mans. 2011, 2012 ve 2013 yıllarında katıldığı festivallerde burada sayamayacağım kadar çok kez ödül kazanan "Abiogenesis' isimli kısa animasyonu kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Pazar, Temmuz 12, 2015
"Bu bitimsiz rüyayı onlarla uyumuyor muyuz"
Totiş’imin (Totoro, Totoş) dün
keyifsiz olması beni oldukça üzmüştü. Hatta
gece yarısı açık bir veteriner bulsaydık götürecektik. Neyse ki buna gerek
kalmadı. Bugün keyfi yerinde. Hatta ben yazımı yazarken kucağımda torlayıp
duruyor. Balkonda kelebeklerin ve sineklerin peşinde bile koşturdu bugün.
Sanırım sıcak havadan rahatsız oldu. Onu, geçen yılın Haziran ayında bir sabah
işe giderken kapımın önünde meraklı gözlerle bana bakar bir halde bulmuştum. Birkaç haftalıktı sanırım. Bir süre
bahçede büyüttüm. Havalar soğuyunca da eve aldım. Birkaç ayın sonunda isminin
Totoro olmasına karar verdim. Totoro günden güne Totoş (kimi arkadaşlarım bu
ismi çok komik buluyor) ve Totiş’e
dönüştü:) Onunla geçirdiğim şu kısa sürede kedilerin insanın aynası olduğu kanaatine
vardım. Siz stresliyseniz o da stresli, siz kızgınsanız o da size kızgın, siz
sevecenseniz o da sevecen ama her zaman ölçülü. Ayrıca kediyle yaşamanın beraberinde garip bir bağımlılık duygusu getirdiğini de düşünmekteyim. Kedi aşığı, çok sevdiğim rahmetli amcam doksan bir yıllık ömrünün ilk dokuz yılı hariç her zaman bir tekir kedi beslemişti. Köye
gittiğimiz zamanlarda, kedisinin kuyruğu havada amcamın peşinden ormana doğru
süzülüşü hep gözümün önündedir.
Cumartesi, Mayıs 16, 2015
Kan ve Gül
"Game Of Thrones" dizisine karşı nedenini bilmediğim bir antipatim var. -Bu duyguyu "Lost" dizisine karşı da hissetmiş ve bir kez bile izlememiştim.- Aynı şekilde Game of Thrones'un da ne kitabını okudum, ne de dizisini izledim. Çok şey mi kaçırdım orasını artık Tanrı bilir! Fakat yazarı G.R.R Martin'i takdir etmemek mümkün değil. Mert'in yazdıklarından ve bazı sitelerde karşıma çıkan haberlerden anladığım kadarıyla dizide bazı ana karakterler yazar tarafından büyük bir cesaretle birer birer öldürülüyor. Ve yeniden başka ana karakterler yaratılıyor. -Ya da okuduklarımdan ben bunu anlıyorum :) - Bu kadar popüler bir dizide böyle bir yöntem izlemek her yiğidin harcı değil doğrusu. Neyse dizi hakkında yorum yapacak bilgiye sahip değilim. Bu yüzden çenemi kapatayım.
Çarşamba, Mayıs 13, 2015
"Wang Fo Nasıl Kurtuldu"
"Wang Fo Nasıl Kurtuldu" Marguerite Yourcenar'ın "Doğu Öyküleri" isimli kitabındaki şahsi kanaatimce en güzel öykülerden biri. Bu arada Hür Yumer'in büyüleyici çevirisiyle dilimize kazandırılan bu eseri herkese tavsiye ederim. Aşağıda yayınladığım Rene Laloux'nun yönettiği 1987 yılı yapımı Fransızca animasyonun öyküyü anlatmakta biraz sönük kaldığını düşünüyorum. Ama yine de seyretmeye değer.
Cuma, Mayıs 01, 2015
"Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti"
![]() |
Aç, yoksa kırarım!!! |
Yıllardır beğeniyle takip ettiğim Simon's Cat animasyon serisinin yaratıcısı animatör ve illustratör Simon Tofield. 2007 yılından beri yayınlanagelen serinin aynı zamanda kitapları da mevcut. Eldeki verilere göre 27 ülkede basılan bu kitaplar yaklaşık bir buçuk milyon satmış.Sizlere birkaç hafta önce yayınlanan, bugün devirdiğimiz Nisan ayına dair "April Showers" isimli bölümü sunmak istiyorum. Üstteki resim de 1 Mayıs mağduru kedim Totoş'un balkon cezasından kurtulma girişimlerini belgeliyor. İyi seyirler..
Cumartesi, Mart 21, 2015
"Hayvanlar benim dostumdur, ben dostlarımı yemem"
Yazımın başlığı olan bu bilindik sözler
ünlü İngiliz düşünür ve yazar George Bernard Shaw’a ait. Sağlık sorunlarından
ötürü neredeyse iki haftadır et ve diğer hayvani ürünleri yemiyorum. Hayatı
boyunca eti seven ve haddinden fazla tüketen ama her yiyişinde biraz vicdan azabı duyan bir kişi olarak
hayvani gıdalar olmadan yaşamanın dayanılmaz bir şey olmadığını, insanın bunu rahatlıkla becerebildiğini gördüm. O
zaman “neden bir ay sonra perhizim bittiğinde de vegan beslenme biçimime devam
etmeyeyim ki” diye düşündüm ve bu nedenle birkaç gündür veganizm hakkındaki
araştırmalarımı derinleştirmeye başladım. Diğer canlılara işkence ederek dünyayı huzurlu bir yer haline getiremeyeceğimiz
aşikar. Sürekli şikayet edip durmaktansa sanırım her bir bireyin önce kendi kapısının önünü temizlemeye başlayarak tutarlı bir yaşam biçimini benimsemesi gerekiyor. Umarım başarılı olur ve hayatımı bir vegan olarak
sürdürebilirim. Youtube'da bulduğum bir PETA animasyonunu ve Paul McCartney'e ait "Glass Walls" isimli bir videoyu da sizlerle
paylaşmak istiyorum. Ayrıca aşağıda ünlü birkaç vegana ait özdeyişleri de
bulabilirsiniz. Tüm bu sözler arasına beni en çok etkileyen sanırım Moby'e ait olan sözler. "Bir hayvanın gözlerinin içine bakıp şöyle diyebilir misiniz: Benim iştahım senin ıstırap çekmenden daha önemli!"
Pazar, Şubat 15, 2015
Gizli Kahraman:Rene Carmille
Hacker kelimesi her ne kadar
günümüz için hoş bir anlam ifade etmese de,
tarihin ilk hacker’ı olan Rene Carmille üstün ahlak sahibi bir
insandı. Derin istatistik bilgisine
sahip bir teknisyen olarak 2. Dünya Savaşı yıllarında Fransız Ulusal İstatistik
Servisi’nde çalışan Carmille, aynı zamanda ajan olarak Fransız Direnişine
hizmet ediyordu. 1944 yılının Şubat ayında Nazilerce tutuklanarak gönderildiği
Dachau kampında 25 Ocak 1945 yılında hayata gözlerini yummuştur. “Kimse ruhunu
kontrol edemez, çünkü ruhun yalnızca Tanrı’ya aittir” sözünün de sahibi olan bu
üstün insan, gördüğü tüm işkencelere rağmen Fransız Direniş Hareketine dair
sahip olduğu bilgileri asla ifşa etmemiştir. Aşağıda yer alan 2010 yılı
yapımı “Interregnum” isimli animasyon,
Rene Carmille’in kahramanlık hikayesini anlatmaktadır.
Çarşamba, Şubat 11, 2015
Açık Kaynaklı Animasyon:Sintel
Daha önce yayınladığım “Elephants Dream” isimli animasyon
gibi açık kaynaklı bir film olan “Sintel” de açık kaynaklı 3D modelleme
uygulaması "Blender" ile aynı stüdyo
tarafından üretilmiş. Yitirdiği yavru ejderhanın izini sürmek için Ejderhalar Ülkesine yolculuk eden Sintel
isimli genç kızın hikayesinin anlatıldığı animasyon oldukça dokunaklı. Fimin
prodüktörü Ton Roosendaal Hollandaca bir kelime olan Sintel’i bir blogda şöyle
açıklıyor:
“Sintel, kor haline gelmiş metal ya da kömürdür. Parıltılar
saçarak yanar, yanar ve nihayet küle dönüşür.”
Cumartesi, Ocak 31, 2015
Kafkaesk bir animasyon
Ernst Fischer’in “Franz Kafka” denemesini okumaya başladım dün. Geçen hafta gazetelerden birinin internet sayfasında Kafka animasyonu görmüş ve etkilenmiştim. Ardından da uzun zamandır elimde olan ama okumaya fırsat bulamadığım kitabı okumaya karar verdim. Denemenin İyi bir Kafka rehberi olduğunu düşünüyorum. Kafkaseverlere özellikle tavsiye ederim. Aşağıdaki Piotr Dumala’ya ait animasyon ise 1992 yılı yapımı. Kafka’nın günlüklerini esas alan animasyonun yönetmeni Dumala “destructive animations” olarak adlandırılan tekniği kullanarak bu filmi hazırlamış. Aslen bir heykeltıraş olan Dumala’nın tekniği gerçekten orijinal ve etkileyici.
Fischer denemesinde Kafka için şöyle diyor:
“Mistik bir nihilist, gerçeklerin
ve aklın ötesinde kalan evrenin sözcüsü diye övülen ve ilence uğrayan Kafka,
gerçekte daha çok bir mizah ustasıydı. Büyük peygamberler de çoğu kez birer
mizah sanatçısıdırlar; mizah sanatçılarının arasından da peygamberlerin çıktığı
görülmüştür. Kafka’nın fantastik mizah sanatı, geleceği peygamberlere özgü bir
kehanet gücüyle somutlaştırmıştır.”
Bense yazımı Fischer'in bu tespitini destekleyen bir Kafka aforizmasıyla sonlandırmak istiyorum:
"Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında"
Cumartesi, Ocak 24, 2015
Ece Temelkuran'ın Karbon Ayakizi
Kaçımız karbon
ayak izini hesaplayıp adımlarını ona göre atıyor. Ekolojik yıkımın sözde
farkındayız da kaçımız tüketimini ona göre ayarlıyor. Her şeyin ötesinde kaçımız
özü sözü bir insanlarız. Modern birey
her saniye çelişkilerle dolu bir hayat yaşıyor. Birkaç saat önce hararetle
savunduğu bir düşünceyi bir bakıyorsun bir davranışıyla yerle yeksan eyliyor. Çelişkiler,
çelişkiler, çelişkiler derken bünye bu kadar dengesizliğe dayanmıyor. Dünya
çıldırmış bir yerlere doğru gidiyor. Sonunda “Sınıfsız domates” isimli yazılar yazan Ece Temelkuran’a dönüşüp, 1 Mayıs eylemlerine 900 Euroluk Christian Louboutin marka ayakkabılarla teşrif ediyoruz..
Ah, hiçbir şeyden çekmedi şu nasırından çektiği kadar. Yazık oldu Modern İnsan’a..!
Ah, hiçbir şeyden çekmedi şu nasırından çektiği kadar. Yazık oldu Modern İnsan’a..!
Aşağıda linkten karbon ayak izinizi siz de hesaplayabilirsiniz.
Cuma, Ocak 16, 2015
Miyav, Miyav...
Jorge Jay Garcia’nın “Cat’s Meow”
isimli Ringling College of Art and Design için hazırladığı bitirme tezi olan bu
animasyonu çok beğendim. Bu arada benim
çok yaramaz, ama çok da tatlı kedim Totoş’un da (ismi karizmatik olmayabilir ama
bir tuxedo olarak kendisi oldukça karizmatiktir) bu animasyonu benimle beraber
pür dikkat izlediğinin altını özellikle çizeyim. İyi seyirler..
Pazar, Ocak 11, 2015
Beyin yemek zekayı açar
“Raised by Zombies” tamamıyle Guy
Collins’e ait bir seri animasyon. 15 Haziran 2012 tarihinde ilk bölümü bitirilen
animasyon CS3 Flash tekniği kullanılarak oluşturulmuş.
Her bir seri aşağı
yukarı 3 dakika uzunluğunda. Siz de bir gün zombilerle karşılaşacak olursanız
diye küçük bilgilerle dolu illustrasyonları paylaşmadan edemedim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)