Birkaç gündür Hitit Güneşi’ni ihmal ettik. Boş durmayalım bari 2013’de gösterime girecek olan World War Z’in görüntülerini koyayım dedim ama sürekli film görüntüleri eklemekten utanarak ve tabi ki görüntülerde garipliklerden dolayı iki satır da yazayım dedim.
World War Z Mel Brooks’un oğlu Max Brooks’un meşhur zombi kitabı. Daha bilimsel bir havada yazılmış olan The Zombie Survival Guide’dan sonra yazdığı meşhur kitap. Meşhur diyorum çünkü iyi bir kitap olmasına rağmen bana göre biraz gereğinden fazla abartılmıştı. Bunları tabi ki kitabı okumamış biri olarak yazıyorum. Survival Guide eğlenceli, zekice ve yer yer inceden yer yer açık açık sistemi eleştiren bir kitaptı. Dünya Savaş Z de benzer içeriği ile Amerikan ve kapitalist yaşam tarzına, bireyselliğe ve daha birçok konuyu eleştiriyor.
World War Z’in film macerası 2007’de başladı. Çeşitli prodüksiyon şirketlerinin kapışması sonucunda Brad Pitt’in şirketi Plan B kitabın film haklarını satın aldı. İlk senaryoyu Michael Straczynski yazıyordu. Brooks da ortaya çıkan sonuçtan gayet memnundu. Ancak her en oldu ise 2009’da oldu. Senaryo yazarı değişti. Oyuncular değişti. Yönetmen değişti de değişti.
Gelelim bunca yazıyı neden yazdığıma. Filmin ilk görüntülerini seyrettim. Mutlu bir çekirdek aile, düzeni bozan meçhul bir tehdit, hayatları ve sevdikleri için mücadele eden insanlar ve sonrasında böcek sürüleri gibi koşan, üşüşen, saldıran zombiler ve onlara karşı kahramanca mücadele veren askerler. Akıcı şiddet sahneleri, zombileri çekerken adetlere dem vuran geniş ve yüksek çekim açıları. Kan, revan, ter, göz yaşı vs vs.
Gelelim bunca yazıyı neden yazdığıma. Filmin ilk görüntülerini seyrettim. Mutlu bir çekirdek aile, düzeni bozan meçhul bir tehdit, hayatları ve sevdikleri için mücadele eden insanlar ve sonrasında böcek sürüleri gibi koşan, üşüşen, saldıran zombiler ve onlara karşı kahramanca mücadele veren askerler. Akıcı şiddet sahneleri, zombileri çekerken adetlere dem vuran geniş ve yüksek çekim açıları. Kan, revan, ter, göz yaşı vs vs.
İlk kez seyredince garip bir boşluk hissettim. Önce anlamadım ne olduğunu. Her ne kadar çok satacak bir film özelliklerini taşısa da bir şey eksikti. Sonradan fark ettim eksikliği. Görüntülerde zombiler yoktu. Daha doğrusu zombiler zombilikten çıkmış daha çok ezilmesi gereken bir böcek, zergling sürüsü gözüküyordu. Diyeceksiniz ki bir zombi tanımı mı var. Doğada zombilerin hayatı farklı mı? Anlatmak istediğim gerek Romero’nun gerekse Brooks’un anlatımında kullandığı zombiler ya da zombi kavramı bu değil. Zombiler başta daha çok günümüz sisteminde giderek mekanikleşen hayat içerisinde daha az düşünerek, daha çok şartlanarak, peyniri arayan farelere dönüşen insanlar olmak üzere bir sistem eleştiri idi. Görüntülerde bu konuya, muhtemelen de kitaba farklı bir bakış açısı var. Kitaptaki mesajdan ayrı olarak zombiler kötüdür, vurun, kırın, insanlığı kurtarın tadında bir aksiyon yaşanıyor sürekli. Hani zombiler yerine uzaylılar da olsa aynısı gibi. Bir nevi Independence Day. Sürü halinde üst üste yığılarak koşturan zombiler Uzay Gemisi Askerlindeki böceklere benziyor.
China Mieville ise aynı görüntüyü Filistin ile İsrail’i ayıran duvar üzerinden yorumlamış. Gerek I Am Legend’ın gerekse World War Z’in duvarları kutsadığını, kabullenmemize etken olduğunu söylüyor.
Velhasıl World War Z’in ilk görüntüleri bende hayal kırıklığı uğrattı. Film eleştirisel bir bakıştan çok silahların ve şiddetin meşrulaştırılması olarak karşımıza çıkıyor. Böylece mevcut bize dayatılan değerlerin korunası değerler olduğu ve bu uğurda ötekilere her türlü şiddetin mubah olduğu mesajı veriliyor.
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
Konu hakkında daha fazla yazı:
http://www.sfsignal.com/archives/2012/11/trailer-world-war-z-starring-brad-pitt-and-a-million-zombies/
The revenant ve zombi filmleri
Romero ve zombiler üzerine bir master tezi
Zombiler, insanlar ve köpekler ile ilgili kısa film
Küba'da zombiler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder