Cuma, Kasım 02, 2012

Işık Tanrısı'nın çarçur oluşu


Roger Zelazny'nin Işık Tanrısı romanı en sevdiğim ve çok etkileyen bir kaç romandan biridir. Daha önce Hitit Güneşinde bir kaç kez bu konuda gevelemiştim. Basitçe uzak bir gezegene inen, ileri teknoloji ile donanmış bir uzay gemisi mürettebatının orada bir uygarlık kurup bu uygarlığı da Hint tanrıları olarak zorbalıkla teknolojiyi esirgeyerek yönetmelerini ve buna başkaldırışı anlatır. 


Yedi bölümden oluşan kitabın ilk altı bölümü döngüseldir ve Yaşam Çarkı Bhavacakra'yı temsil eder. Ana kahraman Mahasamatman ya da Sam bu döngüyü kırmak için uğraş verir. Son bölümde bu döngüyü kırıp gezegen halkını zorba tanrıların (eski mürettebat ve tayfası) boyunduruğundan kurtarırken de Nirvanaya ulaşır. Gerek anlatımı ve diyalogları, gerek kurgusu gerekse zekice kullandığı bilim kurgu ögeleri ile bana göre muhteşem bir romandır. Yazarın yakın arkadaşı G.R.R. Martin de kitabı yazılmış en iyi beş bilim kurgu kitaptan biri olarak olarak gösterir. (Ne yazık ki aklı evvel bazı kişiler bunu bir pazarlama yöntemi sandığı gibi kitapta zaman karmaşası olduğunu beyan edecek kadar da talihsizlerdir)


Nerden bu Işık Tanrısı'na geldim derseniz, kitabın yetmişli yıllarda film yapmak niyeti ile çalışmalara başlanmış, bu uğurda tonla para harcanmış, dönemin en başarılı sinemacılarının yanı sıra Ray Bradbury ve Buckminister Fuller bile projede görev almışlar ancak işin başındaki kişi olan Barry Ira Geller'ın dikkatini ve parayı bir bilim kurgu parkına yönlendirmesi ile çarçur olmuştu. Ancak bu proje garip bir şekilde CIA'ye yaramış ve film çekiyoruz ayağı ile İran'a gidip rehine kurtarmışlar. Ben Affleck işte bu kurtarma hikayesini anlatan Argo adında bir film çekiyor. Film nasıl olur bilinmez ama belki bir gün Işık Tanrısı'nın güzel bir filmi olmasına faydası olur belki. Bu arada boing boing yıllarca anlamadığım filme çekilememe ve rehine olayını güzelce özetlemiş. 


"His followers called him Mahasamatman and said he was a god. He preferred to drop the Maha- and the -atman, however, and called himself Sam. He never claimed to be a god, but then he never claimed not to be a god."

3 yorum:

rey los perezosos dedi ki...

Kitabı(Merte akere gitmeden önce ödünç vermiştim) askeriyenin gasp ettiğini de unutmamak lazım. Otoritenin kitaba karşı bir duruşu var ehehehe

Hakan dedi ki...

Otoritenin okumaya alerjisi var!

EnT dedi ki...

Okursak hele bi de düşünürsek kim bilir neler olur. Fatih halen sana kitap borcum var. İstihbarat binbaşı çokmüştü kitaba.