THE REVENANT
The Revenant filmindeki
olağanüstü varlık, filmde zombi olarak tanımlanmasa da filmin
oldukça çok sayıdaki ögesi ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra
Amerika (bütün kıtayı kastederek) ve Avrupa'da popüler kültürde
ve sanatta zombi istilasının ortak temalarını taşıyor.
Bu ortak temalara geçmeden önce “revenant”ın ne olduğundan ve filmden biraz bahsedelim:
Zindanlar ve Ejderhalar'ın Acaibü'l-Mahlukat ve
Garaibü'l-Mevcudat kitaplarına aşina okuyucuların da bildiği
üzere, “revenant”, “zombi” ve “vampir” denilen
yaratıklardan ayrıştığı gibi hayli benzeşiyor da. "Revenant"
özünde Fransızca asıllı bir sözcük olup, "geri gelen"
anlamında; ölüm denen şeyden geri gelen, yani hortlayan bir
yaratık.
Özellikle bu film bağlamında
konuşacak olursak, Revenant: Zombi gibi çürümekte olan bir bedene
sahip, ancak bilinç sahibi; mevcudiyetini sürdürmek içinse bir
vampir gibi kan içmek zorunda ve mevcudiyeti ancak geceleri
sürebiliyor, fakat en azından yaygın vampir mitolojisindeki vampir
zaaflarına (sarımsak, çeşitli inançlara göre önemli nesneler,
güneş ışığı ile yanma, aynalarda yansımama) sahip değil.
Filmin konusu itibari ile diğer
oksimoron canlılarla ortak şu özelliği ön plana çıkıyor:
canlılara musallat olma, hayatı kabusa çevirme. Yaşayanlardan
intikam alma...
Ölülerin Geri Geldiği Günler,
dünyanın çeşitli yerlerindeki kültürlerde mevcut. Örneğin 31
Kasım'da, Amerika-Avrupa'nın yanı sıra dünyanın kalanında da
kutlanan, Cadılar Bayramı gibi. Belki de tüketim kültürü ile
hayli bütünleştiğinden artık zombi, vampir ve diğer hortlaklar
bu günlerde çok sevimli formlar ile sunuluyor.
Ya da bunun korku-komedi arasındaki
başka bir tür bağ ile ilişkisi var... Ancak bu yazının konusu
olmayacak bu ilişki. Ancak, günümüzde Romantik/Korku/Komedi
denilebilecek bir türün yükselişi ise popüler kültürde
hortlakların sevimlileştirilmesi arasında karşılıklı bir
ilişki olabilir.
Romantik/Korku/Komedi denilebilecek türde Zombilerin Şafağı (Shaun of the Dead -İngiltere) gibi bilindik örneklerin yanı sıra Fido (Kanada), Juan de Los Muertos [Ölülerin Juan'ı – Zombilerin Şafağı/Ölülerin Shaun'u'na gönderme ile bir Küba filmi] gibi saklı kalmış çok sayıda Romantik/Komedi/Korku hazinesi mevcut. Bunların da yazının başında belirtildiği üzere son on senede boy vermeleri genelde 11 Eylül/Irak İşgali sonrası dünya ile ilişkilendiriliyor.
The Revenant'ı izlemek
isteyebilecekler için tadını kaçırmayacak bir özetini vermek
gerekirse Irak İşgali'nde görevli bir asker savaş nediri
sorgularken tuhaf, ölü ama değil, bir çocukla karşılaşıp
pusuya düşüyor ve ölüyor. Sonrasında ise iki tane “geri
dönüş” var. Biri “Ev”e, diğeri ise “canlıların
arasına.”
Bu ikinci dönüşün nasılına filmde çok girilmese
de savaşın kendi kirli yöntemlerinin yanı sıra Wikka ve
devletin ihanetinin yanı sıra bireysel ihanetlerin de etkisi var
gibi.
İşgal Cephesi'nde tükenenlerin, Hıristiyanlık'taki halinin
hayli çarpıtılmış bir türevi ikinci dönüş ile parti
hayatında tükenmemesi, filmdeki Revenant, yaramaz çocuk Bart'ın
alkol, uyuşturucu, parti dolu ikincil yaşamı/hortlaklığı iyice
benimsemesine yol açıyor. Dahası gececil yaşamla, gündüzcül,
yani normal yaşamın buluşma olasılığını, dahası geride
bırakılan sevgili ile de buluşulma olasılığını ortaya
çıkartıyor.
Yeniden idealize kahraman olma arzusu, cephede olmayan Ev'i burada arama, filmin belki de en önemli yönü intikamın sopsoğuk yenişini, bitmeyen savaşın ve bitmeyen partilerin ilişkisini gösteriyor.
Irakla başlayan işgal, Amerika'ya, sonra da İran'a taşınıyor.
Tatsız tutsuz konulardan, filmin de izleğini takip ederek, gülünçleştirilmesi şart, "Erkek Olma" konusuna geçelim.
Yine tadını kaçırmadan anlatmak
gerekirse, The Revenant'ın en etkileyici sahnelerinden bir
tanesi, Bart'ın kadim dostu, torbacı Joey'nin bir güzel kelle olup
asker eskisi Bart tarafından konuşturulması.
Bu sahnedeki "konuşma",
buradaki titreşim, türün iki filmi ile ortak bir temaya daha
işaret ediyor: Yani, "Shaun of the Dead" ve "Juan de
Los Muertos" ile.
Her üç filmde de kadınlarla
ilişkilerindeki beceriksiz, toplumca saygın veya kabul gören
işlerde çalışmayan, uyuşturucu ve eğlenceyi tercih eden
"kankalar" mevcut.
İlişkiler, arkadaşlık, zombiler ve
savaşın kendisi ile bitmeyen savaşta İngiliz cephesi Shaun of
the Dead, Küba cephesi Juan de Los Muertos dersek
The Revenant Amerika'da açılan cephelerden birine
işaret ediyor diyebiliriz. Yalnızca diğer iki film, korku ve
Komedi'nin yanı sıra Romantizm – kavuşamayan sevgili/eş ve
tekrar birleşme- açısından daha olgun filmler gibi duruyor. Ancak
The Revenant'taki "Romantizm" kısmının tuhaflığı
da aslında bu üç Romantik/Korku/komedi'deki bir başka koşutluğu
– hatta belki türün bir başka tematik özelliğini vurguluyor.
Erkek Arkadaşlık Romantizmi
Shaun ve Ed, Juan ve Lazaro arasındaki
ilişki, The Revenant'taki Bart ve Joey arasındaki ilişki
ile koşut. Güncel Anglo-Amerikan kültürde vurgulanan Bromanticism
(Erkek Arkadaş Romantizmi) ya da güncel genç kültürümüzde
yaygın hali ile "kankalığın” platonik erkek ilişkisi, The
Revenant'ın yukarıda bahsi geçen sahnesinde tematik bir
özellik olarak iyice beliriyor.
Burada popüler Türk Kültürü'nün
dillere pelesenk, “deermişim -ortamı gerermişim” ve “falan
yani” sözcük grupların zirvesini oluşturan, “Kanka”
sözcüğünün de belki de televizyonda tescilli ilk kullanan
program "Kankigiller"i de hatırlatarak kimine göre yoldan
sapıp, karanlık bir yola girelim.
(http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/02/18/295534.asp ;
http://www.dailymotion.com/video/xf26pp_tatlises-tv-eyvah-kankygyller-gelyy_music )
o|o
Erkek egemen kültürlerde, hele de
savaşçının ve savaşın yüceltiği kültürlerde (Osmanlı,
Japon, Antik Yunan, Roma) “kanka”ların, beri yandan aşık
olması da yaygın bir durum; savaş saflarını sıklaştırdığı
ve mücadeleyi arttırdığı düşünülüyor. Bunun için yalnızca
Japon ve Antik Yunan yazılı eserlerine bakmaya gerek yok. Divan
Edebiyatı ve Tasavvuf edebiyatında da erkek “dost”un ve şarap
ve esrarın hayli tüketildiği sıkı parti ortamlarının
yüceltilmesi sık rastlanılır bir durum.
Durum itibarı ile Arap ve Farsi
ordulardaki kirpikleri ok, kaşları yay gulamları -haliyle erkek,
köle Türk askerleri- görüntü itibarı ile de Antik Yunan'dan
Hoplit ve Spartan askerleri anımsatması itibarı ile Juan de Los
Muertos'tan aşağıdaki şu görüntü belki Romantik/Komedi/Korku filmlerde
“romantik erkek arkadaşlığı” temasının köklülüğü
konusunda zihinlere kazılı imgeleri toprak altından çıkartacaktır:
Not 1: Juan ve Lazaro'nun çatı katı
sahnesi ile Bart ve kafası güzel Joey'yi konuşturma sahneleri
arasındaki benzerlik açısından incelenmeli.
Not 2: Romantik/Korku/Komedi'nin
yükselişi açısından (ve benzer temalar açısından)
incelenebilecek diğer iki film: Dehşet Kapanı (Cabin in the
Woods) ve Tucker & Dale vs Evil.
Okurlara vedayı, "Kara Büyü"
şarkısı ile Kanki Nuri yapıyor:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder