Çocukluğumun çizgi romanlarından Ten Ten’i Steven Spielberg, Peter Jackson ve Steven Moffat kafa kafaya verip filme çektiler. Hemi de üç boyutlu (Nedendir bilmem sevemedim bir türlü şu üç boyut işini). Film sonunda vizyona da girdi. Emme ben daha izlemedi. Bir ara tembelliğim izin verirse seyredeceğim. Üzerine galeyana da gelirsem sizlerle düşüncelerimi paylaşırım (Bana ne senin düşüncenden derseniz de saygı duyarım).
Filmden bahsetmeyeceksem neden yazıyorum derseniz, film ile ilgili internette dolaşırken karşılaştığım suçlamalar. Daha önce de dillendirilen suçlamaları filmde vizyona gimişken şöyle bir toplayayım dedim.
Ten Ten Hergé rumuzunu kullanan Belçikalı çizer Georges Rémi tarafından 1929 yılından sonra çizilmeye başlanan bir kahrman. Ten Ten ya da orjinal ismi ile Tin Tin, Fransızca olarak tutucu Katolik Belçika gazetesi Le Xxe Siecle’nin sübyan sabi eki Le Petite Vingteme’de yayınlanmaya başlamış. Bu noktada suçlamalarla ilgili olarak gazetenin çocuk ekinin editörü Norbert Wallez kritik bir isim. Wallez bir gazeteci olmasının yanısıra bir rahip. Gözüken o ki Ten Ten’in konularını belirleyen isim de kendisi. Ten Ten ilk maceraları Sovyet topraklarında, Kongo’da ve Amerika’da geçiyor. Sovyetler Birliğindeki Bolşevikler istisnasız tanrısız, kötü,aç gözlü hırsızlar. O dönemdeki kominizm karşıtlığı düşünülünce çok da şaşırtıcı değil bence. Ancak Kongo’daki maceralar gerçekten feci. Kongo’da "Beyaz adam çok büyük... Beyaz adam büyük juju..." gibi ifadelerle Tenten'in önünde secde eden Afrikalı kadın gibi pek çok çizim ve söylem mevcut. Söz konusu sayıdan dolayı bir Kongolu tarafından şikayet edilmiş ve İngiltere’deki "Irksal Eşitlik Komisyonu" tarafından yasaklanması istenmiş. Amerika’daki maceralarda ise Afrika kökenlilerin tasvirleri ve Yahudilere karşı tutumu da ayrı bir şikayet konusu olmuş.
Bu konudaki tartışmalar ve davalar süre dursun İngiltere'de Borders kitapevi ve pek sevdiğim Waterstones kitapevi zincirleri Tenten'in maceralarına kitapevlerinde yer vermiyorlar.
Ten Ten’in bu kötü şöhretinde başka ilginç bir nokta ise Léon Degrelle. Degrelle yayınladığı bir kitapta, Ten Ten’e ilham veren kişinin kendisi olduğunu iddia etmiş. Ancak Degrelle’in kendisi öyle böyle biri değil. Belçikalı (Eralp’in kulakları çınlasın) bir Valon olan Degrelle, bir Jizvit Okulu mezunu, ağır Katolik bir gazeteci, Rexism adı verilen Belçika faşist hareketinin kurucusu ve Waffen SS’de bir Standartenführer.Ne kadar gerçe kolduğu bilinmez.
Bütün bu iddialar tartışılır ancak herşeye rağmen Ten Ten 80 dile çevrilip, 350 Milyondan fazla satan bir çizgi roman.
2 yorum:
Elinize sağlık.
Tenten'in karanlık yüzüyle ilgili biraz daha geniş bilgi için:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tenten'in_%C4%B0deolojisi
İlk gönderimde sorun yaşadım. Ne olur ne olmaz, tekrar gönderiyorum.
Elinize sağlık.
Tenten'in Karanlık Yüzü hakkında biraz daha geniş bilgi için:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tenten'in_%C4%B0deolojisi
Yorum Gönder