"Melali anlamayan nesle aşina değiliz"

Rus animatör Fyodor Khitruk "Ostrov" isimli 1974 yılı yapımı  animasyonunda modern bireyin yalnızlığını alaycı bir dille anlatıyor. Ostrov bana Ekşi Sözlük'te Ahmet Haşim'e ait "Melali anlamayan nesle aşina değiliz" dizesine yapılan şu yorumu anımsattı:
"bu ağır sözden çok daha acıklı bir haldeyiz artık.

o çaresizliği bile "biz" olarak değil gecenin karanlığında tek başımıza yaşıyoruz.

dalıp gidecek bir mum ışıği dahi yok.

yerini parlak floresanlar almış, soğuk betondan resimsiz duvarları parlatıyor.

güneş de gözükmüyor zaten bu şehirde artık doğarken ve batarken.

kelimelerimizi çalmışlar ne yazabiliyoruz ne konuşabiliyoruz.

hormonlu domatesler yiyerek mal gibi yaşayıp gidiyoruz."

https://eksisozluk.com/entry/16990040

Hitit Günesi Podcast 94: Star Wars Güç Uyanıyor!

Ve sonunda!

Mümkün olan en hızlı şekilde Sith kıyafetlerimizi ve İmparatorluk propoganda posterlerlerimizle Millenium Falcon'un planlarını n'olur 'nolmaz diye üstümüze geçirerek kendimizi sinemalara attık ve heyecan içerisinde 30 yıldır ilk defa çekilen Star Wars filmini izledik.

Yorumlarımız ve fikirlerimizi ögrenmek için podcastımızı dinlemeniz lazım! Çok uzun değil. Hadi ama, ne bekliyorsunuz?

Güç sizinle olsun!

"Sadece duvarda bir tuğla daha"

Uzun zaman sonra nihayet  animasyon izlemeye vakit ayırabildim ve izlediğim animasyonlar arasında ünlü Rus animatör İvan Maximov'a ait 'School' isimli 1992 yılı yapımı animasyonu sizlerle paylaşmak istedim. İyi seyirler.

Şaman

Yıl 2200 küsür. Dünya'nın düzeni tepetaklak.On yıllarca süren savaşlardan sonra insanlık belini bir türlü doğrultamamış. Gelecek bize kan revan, ölüm ve sefalet getirmiş.  Tüm bu toz dumanın ortasında Şamanizm küllerinden doğmuş. Ama onlarda bir savaş makinesi.Dev savaş makinelerine karşı bireyler. Üzüm üzüme baka baka kararmış.

Şaman bir hayli profesyonelce çekilmiş bir kısa film. Oyunculuk, mekanlar, efektler için emek harcanmış. Bir miktar da ödül almış. Hemen aşağıda bu gösterişli gelecek öyküsünü izleyebilirsiniz.

Haçlı Seferleri ve Ktulhu

Avusturyalı çizer, ağırlıklı harita çiziyor, Robert Altbauer Haçlı Seferlerinin aslında Ktulhu'ya dair olduğunu gösterir çizimler paylaşmış. Bir yanda Haçlılar, Tapınak Şövalyeleri, diğer yanda Eyyubiler birbirleri ile değil ortak bir düşmana karşı mücadele ediyorlar. Aşağıda daha fazla çizim mevcut. Achtung!

Haftanın Videosu: Hoverboard

Marty daha geleceğe yeni dönmüşken, 2013'ten bu kısa filmi hepinize öneririm!

Iron Sky Teaser!

Iron Sky çıktığından beri bekliyoruz. Az kaldı. Yakında sinemalarda! Biletlerinizi şimdiden ayırın!

Vee sonunda: Warcraft

Warcraft uzun yıllar çeşitli şekillerde oynadığım, en sağlam bilgisayar oyunlarından biri. Blizzard'ın oyun yapma konusundaki başarısının en önemli kısımlarından biri de yarattıkları dünyalar, karakterler ve öyküler. Bu nedenle Moon'un yönetmeni Duncan Jones'un bu oyunun filmini çekeceğini duyduğumda bir hayli heyecanlanmıştım. Uzun süredir filmden az az haberler çıkıyordu. Biraz ipucu, biraz resim, biraz söylenti. En sonunda bu hafta beklediğim oldu ve filmin ilk tanıtım görüntüleri yayınlandı. 

Hep huysuz çıktığım için bu sefer fazla bir şey yazmayacağım. En azından biraz daha bekleyeceğim. (Olumsuz sayılabilecek bir görüş ve olumlu sayılacak bir görüş de burada.) Aşağıda görüntüler var. İzleyip siz karar verin. Bu arada kimdir bunlar ya da neresi burası felan derseniz io9 görüntüler için detaylı bir açıklama yapmış. Buradan okuyabilirsiniz.

Veee Yıldız Savaşları son görüntüler çıktı!

18 Aralık'ta gösterime girecek olan yeni Yıldız Savaşları filminin son görüntüleri çıktı. Diğerlerinden daha farklı bir tempoda daha fazla bilgi veriyor. Afiyet olsun.

Eski bir Japon Animasyonu:Kobutori

Youtube'da eski tarihli animasyonlara bakınırken rastladığım İngilizce'si "The Stolen Lump", orjinal ismi "Kobutori"  olan 1929 yılı yapımı Japonya çıkışlı sessiz animasyonu ilgi çekici buldum ve Hitit Güneşi takipçileriyle de paylaşmak istedim.  IMDB'den edindiğim bilgilere bakılırsa animasyonun yönetmenleri  Chuzo Aoji ve Yasuji Murata. İyi Seyirler.

Kısa film:Heart

Ucla Üniversitesi’nde Televizyon ve Dijital Medya alanında eğitim gören Erick Oh Koreli bir film yapımcısı ve ressam. Bu yetenekli sanatçının 2010 yılı yapımı “Heart” isimli bol ödüllü, son derece yaratıcı bulduğum animasyonunu sizin de beğeneceğinizi umuyorum.

Hitit Güneşi Podcast Epizort 93! 2015 Hugo Ödülleri - Weir ve The Martian

Banu, Başar, Hakan, Kansu, Helyum gazi çekmis Mert ve Özgür olarak buluştuk ve önce bitmez tükenmez konu olan 2015 Hugo ödülleri hakkında konuştuk. Nereye gidiyor bu ödüller? Akabinde yeni bilim kurgu yazarı Andy Weir'în kendi bastığı sonra da kitabevince satın alındıktan sonra başarı basamaklarını hızla tırmanıp ta ki Holywood'a kadar uzanan The Martian kitabına geçirdik! Ama şefkatle :)

Kısa Film:Abiyogenez

Yaşamın kökeni üzerine fantastik ve ilginç bir film hazırlamış Yeni Zelandalı animatör Richard Mans. 2011, 2012 ve 2013 yıllarında katıldığı festivallerde burada sayamayacağım kadar çok kez ödül kazanan "Abiogenesis' isimli kısa animasyonu kaçırmamanızı tavsiye ederim.

E Pluribus Hugo Kabul edildi!

Spokane'den yeni haber! Making Light tayfası tarafından 'bu iş nasıl çözülür' diye ortaya atılan yeni Hugo seçim sistemi adayı E Pluribus Hugo, oylamada 186ya 62 karşı kabul edildi ve gelecek sene de kazasız belasız atlatırsa 2017'de bu illetten kurtulabileceğiz gibi gözüküyor.

Bu arada bu konuda Wired çok güzel bir yazı çıkartmış  ve G.R.R. Martin'in Hugo Kaybedenler partisinde Alfred Bester anısına, 2015 Hugo datalarına dayanarak, eğer kuduz ve üzgün köpekler devreye girmeseydi kimler aday olur ve ödül alırdı diye bakarak Alfies diye ödül vermiş! Umarız sadece bu sene gerekli olur.

Olmazsa Hugo adına baglı kalmak zorunda değiliz. Şahsen ben Alfred Bester'in eserlerini Hugo Gernsback'dan daha çok önemli buluyorum!

(c) Holly Andres for WIRED

2015 Hugo Ödülleri

Spokane'de dün akşam 2015 Hugo ödülleri açıklandı ve Twitter patladı.

Ne yazık ki bunu daha önce yazamadım ama üzgün ve kuduz köpek aşıları yüzde yüz başarılı oldu.

Ödülleri kazananlara tebrikler!

Hızlıca Hugo sayfasından alıntı yaptım.

BEST NOVEL
The Three Body Problem, Cixin Liu, Ken Liu translator (Tor Books)

BEST NOVELETTE
“The Day the World Turned Upside Down”, Thomas Olde Heuvelt, Lia Belt translator (Lightspeed, 04-2014)

BEST GRAPHIC STORY
Ms. Marvel Volume 1: No Normal, written by G. Willow Wilson, illustrated by Adrian Alphona and Jake Wyatt, (Marvel Comics)

BEST DRAMATIC PRESENTATION, LONG FORM
Guardians of the Galaxy, written by James Gunn and Nicole Perlman, directed by James Gunn (Marvel Studios, Moving Picture Company)

BEST DRAMATIC PRESENTATION, SHORT FORM
Orphan Black: “By Means Which Have Never Yet Been Tried”, ” written by Graham Manson, directed by John Fawcett (Temple Street Productions, Space/BBC America)

BEST PROFESSIONAL ARTIST
 Julie Dillon

BEST SEMIPROZINE
Lightspeed Magazine, edited by John Joseph Adams, Stefan Rudnicki, Rich Horton, Wendy N. Wagner, and Christie Yant

BEST FANZINE
Journey Planet, edited by James Bacon, Christopher J Garcia, Colin Harris, Alissa McKersie, and Helen J. Montgomery

BEST FANCAST
Galactic Suburbia Podcast, Alisa Krasnostein, Alexandra Pierce, Tansy Rayner Roberts (Presenters) and Andrew Finch (Producer)

BEST FAN WRITER
Laura J. Mixon

BEST FAN ARTIST
 Elizabeth Leggett

JOHN W. CAMPBELL AWARD FOR BEST NEW WRITER
Award for the best new professional science fiction or fantasy writer of 2012 or 2013, sponsored by Dell Magazines (not a Hugo Award).
Wesley Chu

Şahsi yorumlarıma gelince...

Kısa Film: The Rush

Blizzard'ın yaptığı işleri hem severim hem de saygı duyarım. Adamlar bir bilgisayar oyunundan çok daha fazlasını yapıyorlar. Bunu yaparken de yaratıcılığın yanı sıra çok ciddi bir çalışma, disiplin, detaycılık ve zeka katıyorlar işlerine. Adamların yaptığı her oyun detayları, hikayesi ve atmosferi ile bir kitap, bir film gibi. Bunun en son örneğini dört gözle gösterime girmesini beklediğimiz World of Warcraft filminde görebileceğiz. Umarım iyi bir film olur. Duncan Jones'dan gayet umutluyum.

Edebiyatta tür nedir? Gerek midir?

Aslında bu konu üzerinde uzun zamandır yazmak istiyordum ama iş güç ve tembellik yüzünden bir yazamadım. Aslında halen vakit dar o yüzden uzun uzun yazmak yerine iki satır karalayıp sözü Gaiman ve Ishiguro'ya bırakacağım. Yiğit olsa daha akademik ve derinlemesine tespitler yapabilirdi. Belki halen yapar :)

Her neyse konu şudur. Neil Gaiman ve Kazou Ishiguro bir araya gelip edebiyattan konuşmuşlar. En çok da Ishiguro'nun son romanı The Burried Giant üzerinden dönen tartışmalardan bahsedilmiş. Peki nedir bu tartışmalar. Kısaca içerisinde fantastik ögeler olan kitabın neden bir fantastik kitap adı altında basılmadığı. Birileri oturup bu konuda ciddi ciddi kafa yoruyor. Bana göre biraz gereksiz bir tartışma. Hele ki pek çok türün, edebiyat dışı bile, birbirine karıştığı günümüzde. 

Edebiyat akımlarını ayırmak, sınıflamak ve buna göre incelemek çok normal bir inceleme. Fakat bunun amacından sapıp farklı takıntılara neden olması gereksiz yere emek ve vakit kaybı. Bir kitabın içerisinde ögelere göre illa ki bir sınıfa sokmak zorunda değiliz. Tabi ki yazım tarzı ve içerik olarak bir sınıflandırma mümkün. Bunun gereksiz olan kısmı bu kitap fantastik bir kitap adı altında çıkmadı gibi bir tartışmaya girmek. Kitap çıkarken ismine Ahmet desek ne olur Mehmet desek ne olur. Mesele kitabın nasıl yazıldığı, ne anlattığı. Şekile çok fazla takılıyoruz.

Dediğim gibi aslında daha uzun bir yazı olacaktı ama vakitsizlikten sadece bu kadar zırvalayabildim. Bu iki güzel yazarın konuştuklarını aşağıdaki  bağlantıdan okuyabilirsiniz.

New Statesman'dan

Haftanın Resmi

Hep eski püskü, karışık, tozlu dükkanları sevmişimdir. Hele biraz da gizemli ve büyülü bir havası var ise tadından yenmez. Jean-Baptiste Monge'un sulu boya esnaf! resmi bu koşullara fazlası ile uyuyor :)

Guinness'e dikkat ;)

Bartkira seyredin

Daha önce çok sayıda sanatçının ortak çalışmasının eseri olan Akira ve Simpsons birleşimi Bartkira'dan bahsetmiştik. Tüm bu çabanın arkasında da James Harvey var. Bartkira'nın çizgi romanı dışında tanıtım görüntüleri de hazırlanmış. Gözüken o ki çizgi romandan sonra çizgi film de görme şansımız olacak.

Haftanın Resmi: O bir ay değil (ama bir uydusu var!)

John Berkey, orjinal Yıldız Savaşları filmlerinin posterlerini çizen insan olarak dikkate değer birisi. Haliyle gördüğünüz resmine denk geldiğim zaman hayli şaşırdım.

Ne yazık ki ne adam gibi bir kaynağını bulamadım, ne de daha yüksek bir çözünürlüğe sahip olan versiyonunu ancak dikkate değer en büyük nokta, Death Star'ın hemen önündeki mini-me Death Star!

İlginç! Hem X-Wingler hem de Death Star'ın şekli filmlerden önce çizildiğini ortaya koyuyor. Ön-tasarım çizimlerinden birisi olsa gerek diye düşünüyorum.

Simon Pegg ve Yıldız Savaşları

Anlaşılan Simon Pegg'le zevklerim uyuşuyor.

MTV News Simon Pegg'i yakalayıp Star Wars filmlerini en kötüden en iyiye bir dakika altında sıralamasını istemiş. Pegg, listesini aynen benim yapacağım gibi yaptığı için benden bir aferin kaptı!




Bozmayayım, ilk sıraya hangisini koyduğunu görmek için vidyoyu izleyin. Sonra aynı fikirde değilsek biraz tartışabiliriz!

Temel Talimatlar ve Scott Meyer

Scott Meyer'in Basic Instructions serisi 10 yıldır devam ediyordu. Ne yazık ki birkaç gün önce diziyi sonlandıracağını açıkladı.

Güzel yanı, Scott bu kararı boşuna vermiyor. Çizgiyi bırakıp klavyeye asılıyor ve tam zaman bir yazar olma peşinde koşuyor. Scott'un Magic 2.0 kitaplarını şahsen öneririm. Off to be the Wizard'ı Kindle'da hemen almıştım. Umarım başarısı devam eder ve herkesin bildiği bir yazar olur.

Scott Meyer çizgide de bilim kurgudan uzak değildi. Ay-adamlarının Roket Şapka ile maceralarını kim unutabilir ki? İşte bir örnek!

Scott, gelecek haftadan başlayarak Basic Instructions sitesinde en baştan başlayarak karikatürlerini haftada üç tane olmak üzere tekrardan yayınlayacak ve bunun altı yıl süreceğini düşünüyor. Bence değer. Hem kitaplarını hem de sitesini takip edin.

Haftanın Resmi: Simon Stalenhag

Simon Stalenhag'dan daha önce bahsetmiştik ancak yeni resimlerini yüklediği için tekrar dikkatinizi çekmeyi gerek gördüm. Simon'un alternatif-evren 10 dakika gelecekteki İsveç manzaraları gerçekten çok eğlenceli. Ayrıntıları da ayrıca bir zevkli. Web sitesine gidip bütün resimleri saatlerce inceleyiniz, iş miş boşverin, fuzuli şeyler bunlar.

Büyük Abi Sizi İzliyor

Çağımızın en önemli iki rahatsızlığı, internet ve sosyal medya sayesinde kimimizin az kimimizin fazlasıyla yakasını kaptırdığı teşhircilik ve röntgencilik belası sanırım.  George Orwell tarafından terminolojiye katılan “Big Brother” yani röntgenciliğin devlet katındaki boyutu  üzerine  eğlenceli bir rap şarkısı buldum. Pek beğendim. Sizin de beğeneceğinizi umuyorum.

Ayrıca New York Times yazarı Penelope Green içimizdeki doymak bilmez röntgencilik ve teşhircilik arzusu ve sosyal medya ilişkisi üzerine yazdığı güzel bir makaleyi 2007 yılında yayınlamış. Makaleye de alttaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.nytimes.com/2007/11/04/weekinreview/04green.html?oref=slogin&_r=0

Haftanın Resmi: Iyi rüyalar!

Google'ın Derin Rüyalar AI ağı ile oynamaya başladım. Bir zaman önce Highgate mezarlığında çektiğim bir resim hayli eğlenceli oldu. Cthulhu'nun bu topraklarda yaşadığına eminim!

'Üzgün Köpek yavrumu kaybettim, gördünüz mü acaba?'

 Hala resimlerimden örnekler işlemekteyim, çok daha fantastik şeyler çıkacak galiba.

Highgate mezarlığında 1969'dan beri bir vampir olduğu da iddia edilir...

"Bu bitimsiz rüyayı onlarla uyumuyor muyuz"

Totiş’imin (Totoro, Totoş) dün keyifsiz olması beni oldukça üzmüştü.  Hatta gece yarısı açık bir veteriner bulsaydık götürecektik. Neyse ki buna gerek kalmadı. Bugün keyfi yerinde. Hatta ben yazımı yazarken kucağımda torlayıp duruyor. Balkonda kelebeklerin ve sineklerin peşinde bile koşturdu bugün. Sanırım sıcak havadan rahatsız oldu. Onu, geçen yılın Haziran ayında bir sabah işe giderken kapımın önünde meraklı gözlerle bana bakar bir halde bulmuştum. Birkaç haftalıktı sanırım. Bir süre bahçede büyüttüm. Havalar soğuyunca da eve aldım. Birkaç ayın sonunda isminin Totoro olmasına karar verdim. Totoro günden güne Totoş (kimi arkadaşlarım bu ismi çok komik buluyor) ve  Totiş’e dönüştü:) Onunla geçirdiğim şu kısa sürede kedilerin insanın aynası olduğu kanaatine vardım. Siz stresliyseniz o da stresli, siz kızgınsanız o da size kızgın, siz sevecenseniz o da sevecen ama her zaman ölçülü. Ayrıca kediyle yaşamanın beraberinde garip bir bağımlılık duygusu getirdiğini de düşünmekteyim. Kedi aşığı, çok sevdiğim rahmetli amcam doksan bir yıllık ömrünün ilk dokuz yılı hariç her zaman bir tekir kedi beslemişti. Köye gittiğimiz zamanlarda, kedisinin kuyruğu havada amcamın peşinden ormana doğru süzülüşü hep gözümün önündedir.

"Çocuklardık, parlak yıldızlardık o zaman"

Çocukluğu bir Snoopysever olarak geçen biri elbette Peanuts’u  sever. İtiraf edeyim ben de sıkı bir Snoopy hayranıydım. Hatta büyük bir aşkla bağlandığım Snoopyli bir kalem kutum bilem vardı. Peanuts hepimizin bildiği, 1950’li yıllarda başlayıp bazı ara vermelerle birlikte 2000’li yıllara kadar  devam eden, illüstratör Charles M. Schulz’a ait  bir komik serisi. Aynı zamanda çizgi film haline de getirilen serinin dünyada milyonlarca hayranı mevcut.

Haftanın Resmi

İllustratör Patrick J. Jones'a ait Frankenstein çizimi bana kalırsa çok etkileyici. Jones'un diğer illüstrasyonlarına  buradan ulaşabilirsiniz.

Haftanın Resmi

Aşağıdaki resimdeki yaratıkların ya da yeşil elflerin ifadeleri hoşuma gitti. Üçünün de değişik hikayeleri var gibi. Rusya'dan Maria Trepalina'nın çizimi.

Ceres'te neler oluyor?

Evet, evet gördüm!

Nasa'nın uzaya dönmemek üzere gönderdiği uzay aracı, cismi, uydusu, zımbırtısı Dawn şu anda Mars'tan Jupiter yönüne doğru hareket halinde. Bu sırada da yolunun üzerinde olan cüce gezegen Ceres'ten resimler sallayıp duruyor. Bu sosyal medya çılgınlığına benzer fotoğraf fırtınasında ise ilginç resimler geliyor bir süredir. Bu resimleri görenlerin akılları şu parlak ışıklar nedir ya da leyn düz ovanın ortasında yükselen şu şey bir piramit mi yoksa benzeri sorular ile bulanmış durumda. Neden mi derseniz gerçekten de gelen resimlerde parlak ışıklar ve piramide yorulabilecek şekiller var ancak daha da önemlisi Nasa Dawn'ın resmi sitesinden veriyor da gazı. Sanırım bu göreve ilgi çekmeye çalışıyorlar. Az bir ihtimal de olsa uzaylıların mevcudiyeti gerçeğine de bizi hazırlıyor olabilirler. 

Kuduz aşısına engel: Hugoya nasıl oy verilir

Hugo'ya oy verme hakkınız var ise az zamanınız kaldı.

31 Haziran'a kadar destekleyici veya şahsen katılımcı oloarak 2015 Dünya SF Toplantısı Sasquan 'WorldCon'una katılabilme hakkınız var.

31 Temmuz 2015'e kadar oy kullanma hakkınız var. Oyunuzu şu anda kullanabilirsiniz.

Hugo oylama sistemi son derece kafa karıştırıcı bir şey. Sadece bir esere oy vermiyorsunuz. Beş seçenek kullanabiliyorsunuz, bunlardan birisi 'No Award' olabilir yani kimseye ödül verilmemesi.

Ancak bu seçeneklerı nasıl kullandığınız, oy listesinde nasıl sıraladığınızın büyük bir önemi var, özellikle ısırılıp kuduz aşısı yaptırmak zorunda kalmak istemiyorsanız.

Güneş fırtınaları

Aslında Hakan'ın konusu ama ben yazacağım. O gerekirse düzeltir, detaylandırır :) Geçen hafta güneşimiz bir miktar hazımsızlık çektiği için kendisinde rahatsızlığa neden olan kütleyi bünyesinden, affedersiniz, istifra etti. Ziyade olsun. Yarasın.

Bir kız, bir robot ve pek çok eğlence

Geçenlerde Yiğit göndermişti ancak seyretmeye ancak becerebildim. MeatBrains Bellecour School adlı okul için Florien Jouy, Mathieu Fabre, Merwan Tebib, Quentin Sanchez, Romeo Boury ve  Thomas Delobre'nin bitirme ödevi. Bu kısa ve şirin çizgi filmde ödül avcısı bir kızın ve onun yanındaki irice robotun maceralarını izliyoruz. Gayet tadında, eğlenceli ve göndermeli bir çalışma olmuş. Yapan gençlerin eline sağlık.

Savulun! Amerikan Tanrıları geliyor

Amerikan Tanrıları yakın zamanda okuğum ve pek sevdiğim Neil Gaiman'ın kitabı. Geçen yıl kitabın dizisinin çekilmesi hakkında söylentiler çıkıyordu. Gözüken o ki söylentiler gerçeğe dönüştü. Freemantle Media'nın haberine göre Starz kanalı kitabın dizisinin çekilmesine onay verdi ve süreç başladı. Dizinin senaryosunu Bryan Fuller (Hannibal, Pushing Daisies, Heroes) ve Michael Green (The River, Kings, Heroes) yazacak. Gaiman ise ekipte yer alacak. Fuller dizideki gelişmeyi aşağıda ön çizimi twitterdan paylaşarak yaptı. Dizi yolda, bakalım ne zaman izleyebileceğiz?

Avukat, şeytan ve dörtyol ağzı

İblis ve taifesi ile muhatap olmak, mücadele etmek, kovalamak ve hatta yakalamak zor bir iştir. Sanırım zor ya da iş kelimeleri durumu anlatmaya yeterli değil. Bu bir iş değil, bir yolculuk. Ne yazık ki bu yolculuğun sonu pek de nurlu değil. Ne demiş Friedrich Nietzsche cehenneme bakarsan o da sana bakar ya da basitçe körle yatan şaşı kalkar. Böylesi pis ve yıpratıcı bir deneyimdir. Her seferinde biraz daha eksilirsiniz. Biraz daha insanlığınızdan gider. O karanlığa bakmak, zifirin içerisinde hareket eden tekinsiz şekilleri seçmeye başlamak deliliktir. Ama yine de yaparsınız. Bir kere bu yolu seçmeye görün artık dönüşü yoktur. En sonunda o delilik sizi ele geçirir. Buradaki tek muhasebe o gün gelene kadar ne kadar iş çıkardığınızdır.

Robotech hayata geçiyor

Robotech ya da Macross Saga buradan çok yazdık çizdik sevdiğimiz, çocukluğumuzda bizi derinden etkileyen bir anime serisi. (Uzun not: Aslında üç ayrı animenin Amerika pazarına sürülmek üzere birleştirilmesi olayını atlıyorum. Benim için Robotech ve Macross aynı kavramlar. Ucuna eklenen iki saçma ve ayrı animeyi yok sayıyorum. Bu yüzden lütfen aslında isim şöyle olacaktı böyle olacaktı muhabbetlerini bir kenara bırakınız.)

Yeni Makinedeki Hayalet filmi

Ghost in the Shell serisinin yeni filmi duyuruldu. Innocence'dan sonraki ilk film olacak ve 20 Haziran'da gösterime girecek. Açıkcası çekildiğinden haberim yoktu ve haberini görünce şaşırdım. Anladığım kadarı ile tarih olarak Arise serisinden sonra geçecek ve Arise'ı diğer filmlere bağlayacak. Aşağıdaki görüntülerden çok bir şey anlamadım. Japonca olmasından değil çok da fazla bir şey vermemesinden. Nasıl bir film olduğunu Japonya'da yaşamıyorsanız DVD/Bluray çıktığında göreceğiz.

2001 Uzay Macerasına selam olsun

Roots Rock grubu Alabama Shakes'in Sound & Color adlı albümü ile aynı adı taşıyan şarkı için çekilen klip kısa film tadında. Kubrick'in 2001 Uzay Macerasına selam çakarken fonda çalan hafif saykodelic müzik ile ilginç bir uyum yakalamış. Gayet tadında bir kısa film çıkmış ortaya. Uzayda yolculuk tabi ki tehlikeli, hele bir de işin içine zaman giriyorsa.

Haftanın Resmi

Aşağıda Lewis Fischer'ın Savaştan Sonraki İstasyon Kasabası çizimi var. Detaylar hoşuma gitti. Köhnelik, terk edilmişlik, muğlak bir teknoloji ve eli silahlı meçhul adam. Tarzını devdim. Çizerin daha fazla resmini Art Station'da görebilirsiniz.

Marsın içinden misin?

Marslı/The Martian Andy Weir'in 2011 yılında bir başına çıkarttığı romanı. Açıkcası internette çok denk geldim ismine ama bir kez bile okumaya niyetlenmemiştim. Ta ki geçenlerde Ridley Scott tarafından çekilen filminin görüntülerine denk gelene kadar. İtiraf etmeliyim ki hatti zatında ilgimi çekti. Hem filmin görüntüleri hem de kitabın konusu.

2014 Nebula Ödülleri

Hugo Ödülleri tartışıladursun Nebula Ödülleri sahiplerini buldu. Şükür kavgasız bitti bu ödül. Zaten iki elimin parmakları kadar kategori var. Kimse kusura bakmasın isimleri çevirmeyeceğim. Halen Türkçe'de novella ve novelette ayrımını bilmiyorum. Bilen söylesin.

• NOVEL: Annihilation, Jeff VanderMeer
• NOVELLA: Yesterday’s Kin, Nancy Kress
• NOVELETTE: “A Guide to the Fruits of Hawai’i,”
• SHORT STORY: “Jackalope Wives”
• Ray Bradbury Award for Outstanding Dramatic Presentation: Guardians of the Galaxy,
• Andre Norton Award for Young Adult Science Fiction and Fantasy: Love Is the Drug, Alaya Dawn Johnson
• 2015 Damon Knight Grand Master Award: Larry Niven
• Solstice Award: Joanna Russ (posthumous), Stanley Schmidt
• Kevin O’Donnell Jr. Service Award: Jeffry Dwight

SF Signal'dan çaldım ;)

Kung Fury çıktı

Uuu beybi

Yaş itibari ile seksenlerde büyüdüm. Zihnim o yıllarda bilim kurgu, fantezi ve türlü zırva ile kirlendi. Filmleri, dizileri, çizgi romanları o zaman tanıdım. İyi polis kötü polisi o zaman öğrendim. Maço karakterlerin boş bakışlarına alıştım. Bu liste uzar gider. Sıraladığım bu nedenlerle halen seksenlerden kalan ya da gelen şeyleri seviyorum. Kung Fury seksenler tadında dinozorlu kung fu filmi.  Tabi ki maço polisimiz de var. Onun dışında neler yok ki. Zamanında internetten para toplayarak yapılan bu film neredeyse her türlü klişeyi içeriyor. Aşağı yukarı yarım saatlik bu filmde seksenlerin hemen hemen her türlü tadını ve zırvalığını buldum. Hatta fazlasını. Lazer dinozor mu?

Türkiye Bilişim Derneği 2015 Bilim Kurgu Öykü Yarışması

Türkiye Bilişim Derneği 2015 yılının bilim kurgu öykücülerini arıyor! Yarışma duyurusu ve şartnamesine buradan ulaşabilirsiniz.

Haftanın Resmi

Bu hafta en sonunda Mad Max'i seyredince tabi ki gaza geldim. Bu işi iyi kıvırmış bu insanlar. Ellerinden öperim. Bu gaz ile de bu hafta Mad Max temalı bir resim koyalım dedim. Buyurun Furiosa'ya. Çizim Tim Odland'e ait. Ellerine sağlık.

Geek Tyrant'tan arak

Taht Oyunları müzikali

1985 yılından bu yana İngiltere'de başta olmak üzere, iki yılda bir Kırmızı Burun Günü (Red Nose Day) kutlanıyor. Aslında kutlama demek yanlış bir ifade oldu. Daha çok bir bağış organizasyonu yapılıyor demek lazım. Çeşitli televizyon etkinlikleri ile Dünya çapında ihtiyacı olanlara bağış toplanıyor. Ünlülerde bu televizyon programlarına katılarak destek veriyorlar. Comic Relief adı verilen bu etkinliğe bir hayli önem veriyorlar.

Sınırdiyarlarından Öyküler

Borderlands kemik Fallout serisi bittikten sonra bana aynı tadı veren, detay, anlatım, öykü olarak bambaşka bir lezzet bırakan oyun serisi. Her bir oyunu ve akabinde çıkan eklentileri zevkle ve defalarca oynadım. Ama oyundan daha önemlisi bu serinin tarzı. Pandora gezegeninde, vahşi batıyı andıran bu coğrafyada, felaket sonrası perişanlığı içerisinde, her biri birbirinden detaylı karakterleri ile (gerek oyuncular gerekse karşılaşılanlar), gayet cool müzikleri ile, Guy Ritchie tadındaki geçişler eşliğinde, yüz binlerce (tam olarak 17,5 Milyon) her birinin lakabı olan silahlarla bezeli, acayip eğlenceli oyun dinamiği olan bana kült bir oyun serisi. Halen oynamadıysanız ya da oyun oynamıyorsanız bile sırf tarzı için bakmanız gerekiyor Borderlands'e.

Paniğe mahal yok

Bugün evrensel Havlu Günü. Efsane yazar Douglas Adams'ın Otostopçunun Galaksi Rehberi'ne gönderme olarak başlayan gün 2001 yılından bu yana dünyada ve muhtemelen uzayda her yıl 25 Mayıs'ta kutlanıyor. Peki neden mi havlu. Faydaları aslında saymakla bitmez. Ben burada saymak hiç uğraşmayacağım. Faydalarını en güzel Adams anlatıyor. Onun sözleri ile:

Jedi olmak ya da olmamak

"Weird Al" Yankovic birçok popüler şarkıyı yazdığı esprili sözlerle parodi biçiminde  "cover"layan bir şarkıcı. Aşağıda yayınladığım "The Saga Begins" isimli şarkısı 'Star Wars Episode I:The Phantom Menase'ın özetini Obi Wan Kenobi'nin bakış açısıyla anlatıyor. Müzik ise "Apple Pie" şarkısının melodisi. Aslına bakarsanız benim en çok hoşlandığım Yankovic şarkısı "Smells like Nirvana" Üniversitedeki müzik grubumuzun bateristinin "Bence Kurt şarkılarını tuvaletteykene yazıyodu" tespitini çağrıştırdığı için Smells like Nirvana'nın sözleri her dinlediğimde beni gülümsetiyor.  Wikipedia'ya bakılırsa Cobain de Yankovic'in çıkardığı işten hoşnut kalmış.

Ben senin babanım yavrum!

"Fly you fools, not run!!"

Film replikleri hep hayatımızın içinde. Hatta kimilerimiz onlarla yatıyor onlarla kalkıyor desek yeri. Yanlış bilip kullandıklarımız da olmuyor mu? İşte io9.com çoğumuzun yanlış kullandığı 12 popüler film repliğini doğru kullanımlarıyla birlikte derlemiş..

http://io9.com/12-famous-lines-of-dialogue-that-everyone-always-misqu-1525212154

Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir

Jon Snow, Seth Meyer'in akşam yemeği şeref konuğu olursa neler olur? Hiç izlemeden sevmediğim bir dizi hakkında bu kadar yayın yapmak açıkçası bana da oldukça garip göründü!.. Ama kaderin bir cilvesi olarak  Youtube'da  gezinirken karşıma çıkan şu video beni oldukça güldürdü. Ne yapayım, paylaşmadan edemedim..

Kan ve Gül

"Game Of Thrones" dizisine karşı nedenini bilmediğim bir antipatim var. -Bu duyguyu "Lost" dizisine karşı da hissetmiş ve bir kez bile izlememiştim.- Aynı şekilde Game of Thrones'un da ne kitabını okudum, ne de dizisini izledim. Çok şey mi kaçırdım orasını artık Tanrı bilir!  Fakat yazarı G.R.R Martin'i takdir etmemek mümkün değil. Mert'in yazdıklarından ve  bazı sitelerde karşıma çıkan haberlerden anladığım kadarıyla dizide  bazı ana karakterler yazar tarafından büyük bir cesaretle birer birer öldürülüyor. Ve yeniden başka ana karakterler yaratılıyor. -Ya da okuduklarımdan ben bunu anlıyorum :) - Bu kadar popüler bir dizide böyle bir yöntem izlemek her yiğidin harcı değil doğrusu. Neyse dizi hakkında yorum yapacak bilgiye sahip değilim. Bu yüzden çenemi kapatayım.