Çocukluğu bir Snoopysever olarak
geçen biri elbette Peanuts’u sever. İtiraf
edeyim ben de sıkı bir Snoopy hayranıydım. Hatta büyük bir aşkla bağlandığım Snoopyli
bir kalem kutum bilem vardı. Peanuts hepimizin bildiği, 1950’li yıllarda
başlayıp bazı ara vermelerle birlikte 2000’li yıllara kadar devam eden, illüstratör Charles M. Schulz’a
ait bir komik serisi. Aynı zamanda çizgi
film haline de getirilen serinin dünyada milyonlarca hayranı mevcut.
Peanuts’ın” mutluluk nedir”
sorusuna çocukça cevap vermeye çalışan bu bölümü bana çocukluğumda beni mutlu
eden şeyleri anımsattı. Geceleri gökyüzünü seyre dalarak uzay yolculuğunun
nasıl bir şey olabileceğini hayal etmek ne kadar da muhteşemdi. Elbette ki
bunda çocukluğumuzda hiç kaçırmadığımız Battlestar Galactica ve Star Trek’in
etkisi yadsınamaz. Ya da arka bahçedeki
kavak ağaçlarının alt gövdelerini saran mantarları bir bilim adamı edasıyla pür merak
incelemek, şişelere böğürtlen toplayıp doldurmak ve sonra çalkalayıp afiyetle
yemek, bahar aylarında açan iğde çiçeklerinin kokusu, altında evcilik oyunu
oynadığımız ağacımızın (yıllar sonra isminin akçaağaç olduğunu öğrendim)
meyvelerinin balık olduğunu düşlemek, Almancı bir arkadasımın hediye ettiği dışı
safran sarısı rengindeki kurşun kalem, yazları
neredeyse üzerinden hiç inmediğim evimizin önündeki erik ağacı, odun ateşinde
közlenilen mısırların kokusu ve lezzeti. Tüm bu anların hepsi de çocukluğumda kalbimi mutluluk
ve huzurla dolduran anlardan yalnızca birkaçı. Bütün çocuklarda olduğu gibi o
anları sadece hissedip yaşadım. En doğrusunu yaparak, büyüklere özgü bir biçimde “Ne kadar da
mutluyum” diye düşünüp, irdelemedim. Ayrıca mutlu geçen her bir saniyenin bir dakika kadar
uzun olmasıyla zamanın çocuklara geçtiği iltimasın keyfini fütursuzca sürdüm. Ama
şanslı bir büyük olduğumu da laf arasında itiraf etmeliyim. Ben hala
çocukluğumda keyif aldığım çoğu şeyden keyif alıyorum ve dünyaya hala merak
dolu gözlerle bakabiliyorum.
Velhasıl, görüntü kalitesi her ne kadar düşük olsa da size yaşatacağı birkaç dakikalık
(çocuk zamanıyla değil) haz için seyretmeye kesinlikle değer. İyi
seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder