Pazar, Aralık 05, 2010

Tanrı'nın Sol Eli

Doğan Kitap 2010
347 Sayfa
Paul Hoffman
Çeviren: Belgin Selen Haktanır Us

Tanrı'nın Sol Eli üçlemesinin ilk kitabı Tanrı'nın Sol Eli 2010 piyasaya çıkmış, çıktığı gibi de ellerine sağlık, çeviri çevrelerinde ismi dehşet ile karışık huşu ile anılan, Yedi Denizlerin en yaman ve hızlı çevirmeni, yalakalığı bir borç bildiğimiz Belgin Selen Haktanır Us tarafından göz açıp kapanıncaya kadar çevirilmiş. Hoffman'ın ilk fantastik romanı. Bundan önce hakkında pek de fazla bilgi olmayan iki romanı var. Hatta ilk kitabının bir kısmının film olduğu yazıyor.

Piyasa yeni düşmüş bu yazarın kitabı Kurtarıcılar Tapığında bir Rahip Yardımcısı olan Thomas Cale hakkında. Kitabın arkasında "Onun dünyayı yok edebilme gücüne sahip olduğu söylediler. Acaba Cale bu gücü kullanacak mı?" şekilde bir gaz cümlesi var. İlk kitap itibari ile bu konuda pek de bir bilgiye sahip olamıyorsunuz. Sanırım Ocak 2011'de piyasaya çıkacağı beyan edilen ikinci kitapta daha fazla bilgi olacaktır.

Bu noktadan sonra aman ben detaylarını öğrenmeyeyim, ipuçu olursa zevki kaçar falan diyen varsa son paragrafa atlasın, kitap hakkında döşeyeceğim çünkü. Velhasıl tüm bu geyikleri kesip sadete gelirsek Cale karakteri ve Kefaret Uçurumunda bulunan Kurtarıclar Tapınağı bende bir Menzoberranzan'lı Drizzt Do'urden tadı bıraktı. Tabi ki bire bir benzerlik yok ama ortamın acımasızlığı, çocuğun yeteneği benzer geldi bana. Buna rağmen kitabın en ilginç bölümü bu tapınağın ve tarikatın anlatıldığı yerler. Askeri bir tarikat olan Kurtarıcılar, yaklaşık 2000 yıl önce öldürülmüş olan Asılmıs Kurtarıcı'ya ve Tanrı'ya inanıyorlar. Her şeyi günah olarak nitelendiriyorlar ve dört bir yandan topladıkları çocukları savaşçı rahipler olmak üzere kedni inançları doğrultusunda yetiştiriyorlar. Asılmış Kurtarıcı ve İsa arasında bir çok benzerlik var. Ama ne tür bir gönderme var emin değilim. Kitap kurgu bir coğrafyada geçse de Kudüs ve Nasıra gibi şehirlerin ismi anılıyor. Hatta balinanın karnındaki Nasıralı İsa'dan bahsediyorlar. Şehirlerde Yahudiler var. Dine ve fanatikliğe de bir sürü gönderme var. Muhtemelen yazar dünyamız ile yarattığı bu dünya arasında bir ilişkiyi daha sonra anlatacak.

Kahramanlarımız kitabın başında anlatılan tarikat ve tapınağından çıktıktan sonra kitap yapısı, kurugusu bir hayli değişiyor. Ne yalan söyleyeyim bana biraz daha sonraki bölümler ve olay baştan savma yazılmış gibi geldi. Olaylar silsilesi gereksiz yere bir hızlanıp bir yavaşlıyor. Arada gayet gereksiz gözüken karakterler hakkında uzunca açıklamalar var. Belki de diğer iki kitapla ilişki kurmak için yapılmış olsalar da çok havada kalmışlar. Anlattığı kişiler, aileler ve şehirler hakkında anlatıkları bir iki konu haricinde orjinallikten çok uzak. Bazen kendimi AD&D'deki ucuz bir campaign kitabı okur gibi hissettim.

Yazar kitapta anlatığı büyük bir meydan savaşı için kitabın sonunda anlattığı üzere ortaçağ savaşları, özellikle de Agincourt Muharebesi üzerine çalışmış. Silah ve zırhlar hakkında anlatıklarında bir sorun yok, bilgilendirici ama savaş tasviri bana bir hayli karışık ve tatsız geldi.

Sonuç olarak bir kaç ilginç karakteri ve sonunu nasıl getireceğini merak ettiğim Kurtarıcılar Tarikatı ile ilginç ama kurgusu açısından bir yavan bir kitap. İkincisi çıkınca büyük ihtimalle edinip okuyacağım umarım memnun kalırım.

Aşağıda sitesinde bulunan tanıtım filmi var. Kitabın satışına çok bir katkısı olmamış olması muhtemel.


Hiç yorum yok: