Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar'ın yazdığı ilk romanı, şaheseri.
Nefessiz okuduğum, yıllar içerisinde arayıp da örneğine rastlamadığım
pek çok şeyi içerisinde bulduğum, hiç aklıma gelmeyenleri keşfettiğim,
dimağımı açan, damağımda tarifi mümkün olmayan bir lezzet bırakan eşsiz kitap.
O günden bugüne pek çok Anar kitabı çıktı. Her biri ayrı ayrı güzel idi
fakat hiç biri bende aynı tadı bırakmadı. Kitaplarında
Konstantiniye'nin puslu sokaklarında gezdik. Akdeniz'in sularında
insanın en karanlık yönlerini tanıklık ettik. Mekaniğin ve insan
zihninin sınırları keşfettik. Terennüm ettik yüzümüzde bir tebessüm ile. Bıçkın delikanlıları, raconu, bitirimliği gördük, öğrendik. Anar yıllar içerisinde bizi aldı uçurdu bizi. Fakat hiç biri Puslu Kıtalar Atlası ile Bünyamin'in, Ebhere'nin, elkimyacıların aradığı filozof taşı ya da yaratılmamış olanın tadı kadar lezüzatlı olamadı. Yanlış anlaşılmasın diğerlerini beğenmediğimden değil, Puslu Kıtalar Atlası beni daha vurduğundan.
Bir süredir Puslu Kıtalar Atlası'nın çizgi romanı için çalışmalar devam ediyormuş. Bizler ise hiç haberi olmadı bu güzel çalışmadan. Gırgır'ın usta çizerlerinden, Vicdan'ın, Üniversiteli Mahmut'un babası İlban Ertem bir süredir bu çizgi romana emek vermiş ve sonunda bitirmiş. Yaşı benim gibi Gırgır'a yetenler iyi bilir Ertem'i. Tarzı bence çok da güzel oturmuş Anar'ın yazdıklarına. Çzimler, tarz, renkler pek güzel. Ertem beş yıldır bu iş üzerinde çalışmış. 300 sayfalık bir eser çıkmış ortaya. Bu dört gözle beklenesi, derhal edinilesi, bir solukta okunası kitap 13 Mart'ta İletişim Yayınlarından çıkacak. Bekleyin, alın, okuyun, okutun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder