Pazartesi, Şubat 16, 2015

Kadının Adı Yok


Margaret Atwood’a ait aynı isimli romandan uyarlanan The Handmaid's Tale’i (Kitabı Damızlık Kızın Öyküsü olarak çevrilmişti) izledim bugün. Distopik bir yakın gelecekte geçen filmin konusu beni ve hemcinslerimi oldukça ilgilendiriyor. İkiyüzlü orta sınıf ahlakının mimarı, kadını insan olarak değil farklı bir tür, hatta bir tür ticari nesne olarak gören, tüm bencilliği ve arsızlığıyla evrenin merkezine kendini yerleştirerek dışındaki tüm canlıları aşağılayan, köleleştiren ve  işkence eden günümüzde hüküm süren erkek egemen ahlakın daha da radikalleştiği bir dünyada geçiyor  Damızlık Kızın Öyküsü. Diğer zavallı  canlılar için günümüz dünyası bu kadar katlanılması zorken böyle bir dünyada yaşamak nasıl da korkunç olurdu diye düşünerek dehşet içinde titriyor insan. 



Günümüzde gün geçmiyor ki kadınlar, çocuklar yahut öteki  zayıf canlılar üzerindeki erkek şiddeti  medyada yer bulup, haber olmasın. Cinsel kimliği ile olabildiğine kışkırtılan, ne yapsa, ne halt etse "hakkıdır, elinin kiridir" denilerek pohpohlanan erkekler; kadınlar ve güçsüz öteki varlıklar üzerinde iktidar kurarak kendi güçsüzlüklerini, yetersizliklerini, ruhsal rahatsızlıklarını ve  aşağılık komplekslerini sağaltıyorlar. Zorbalık ve şiddetin hüküm sürmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği, insanların ikiyüzlü orta sınıf ahlakı maskesi ardına gizlenerek biri birini eleştirmediği, herkesin önce kendi evinin önünü süpürdüğü bir dünyada yaşayabilme umuduyla sözlerimi noktalıyorum.

1990 yılı yapımı, yönetmenliğini Volker Schlöndorf’un yaptığı,  başrollerini  Natasha Richardson ve Faye Dunaway’in paylaştığı “The Handmaid's Tale”i  ve Margaret Atwood ile yapılmış bir röportajı aşağıda izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=TMfsJIvYO3s

https://www.youtube.com/watch?v=HAXDaD5u85Q



Hiç yorum yok: