Margaret
Atwood’a ait aynı isimli romandan uyarlanan The Handmaid's Tale’i (Kitabı Damızlık Kızın
Öyküsü olarak çevrilmişti) izledim bugün. Distopik bir yakın gelecekte geçen filmin konusu beni ve
hemcinslerimi oldukça ilgilendiriyor. İkiyüzlü orta sınıf ahlakının mimarı, kadını insan olarak değil farklı bir tür, hatta bir tür ticari nesne olarak gören, tüm bencilliği ve arsızlığıyla evrenin merkezine kendini yerleştirerek dışındaki tüm canlıları aşağılayan, köleleştiren ve işkence eden günümüzde hüküm süren erkek
egemen ahlakın daha da radikalleştiği bir dünyada geçiyor Damızlık Kızın Öyküsü. Diğer zavallı canlılar için günümüz dünyası bu kadar katlanılması zorken böyle bir
dünyada yaşamak nasıl da korkunç olurdu diye düşünerek dehşet içinde titriyor insan.
Günümüzde gün geçmiyor ki kadınlar,
çocuklar yahut öteki zayıf canlılar üzerindeki
erkek şiddeti medyada yer bulup, haber
olmasın. Cinsel kimliği ile olabildiğine kışkırtılan, ne yapsa, ne halt etse "hakkıdır,
elinin kiridir" denilerek pohpohlanan erkekler; kadınlar ve güçsüz öteki varlıklar üzerinde iktidar
kurarak kendi güçsüzlüklerini, yetersizliklerini, ruhsal rahatsızlıklarını ve aşağılık komplekslerini sağaltıyorlar. Zorbalık
ve şiddetin hüküm sürmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği, insanların ikiyüzlü
orta sınıf ahlakı maskesi ardına gizlenerek biri birini eleştirmediği, herkesin önce kendi evinin önünü süpürdüğü bir
dünyada yaşayabilme umuduyla sözlerimi noktalıyorum.
1990 yılı
yapımı, yönetmenliğini Volker Schlöndorf’un yaptığı, başrollerini Natasha Richardson ve Faye Dunaway’in
paylaştığı “The Handmaid's Tale”i ve Margaret
Atwood ile yapılmış bir röportajı aşağıda izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=TMfsJIvYO3s
https://www.youtube.com/watch?v=HAXDaD5u85Q
https://www.youtube.com/watch?v=TMfsJIvYO3s
https://www.youtube.com/watch?v=HAXDaD5u85Q
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder