Çarşamba, Temmuz 09, 2014

Taht Oyunları yedinci kitap ile son bulacakmış!

Uzun yıllardır fantastik kitaplar okuyorum. Hatta o kadar uzun zamandır okuyorum ki artık okumamaya çalışıyorum. Lise ve üniversite yıllarında okuduğum, ağırlıklı olarak TSR'nin romanlarından oluşan, kitaplardan bir miktar metal yorgunluğu ya da kabak tadı gelmişti. Arada inatla okuyup bitirdiğim Zaman Çarkı serisini saymazsak bir kaç yıl hiç fantezi kitabı okumadım. Ta ki bir gün Eralp'in tavsiyesine uyup okumaya başladığım Joe Abercrombie'ın The First Law kitaplarına kadar. Burada uzun uzun yazıp sizi yormayacağım ama kitaplar bir çok eksik ve gediğine rağmen beni sardı çünkü sorunlu karakterlerle dolu idiler. Hata yapıyorlar, hırslarına yeniliyorlardı. Neredeyse sırf bu yüzden inatla üç kitabı da okudum.
Sonra Taht Oyunlarının dizisine denk geldim. İlk bölümünü izleyince kitaplarını okumaya karar verdim. Üşenmedim beş kitabı da okudum. Ölen tüm o karakterlerin kanları elimde. Sabrediyorum. Sabrediyorum ki, o son iki kitabı okuyunca göreceğim tekrardan fantezi okumaya başlayabilecek miyim? O güne kadar elime mümkün mertebe benzeri kitap almayacağım.

Dişimi sıkıyorum ki su kitaplar bitsin. G.R.R Martin zaten gayet yavaş yazıyor. İğne iğne işliyor desem değil ama adam yavaş.Utanmasam tembel de diyeceğim. Neyse geçen gün Martin demiş ki sekizinci bir kitap olmayacak. İnanmak istiyorum. Yine de unutmayalım ki adam bu kitapları yazmaya başladığında üçleme olacaktı. Ancak ola ki Martin bu işi Robert Jordanlığa taşırsa yemin olsun Başbakanlığın önünde kendimi yakarım! Ne faydası olur bilmiyorum yazarken kulağa karizmatik geldi valla.

2 yorum:

Güngör dedi ki...

Dizi ilk yayımlandığında izlemeye başlamıştım ama birkaç bölüm izleyip sevmemiştim; sonrasında birçok arkadaşım nasıl sevmezsin, tam senlik dediler, hatta çok sevdiğim hocalarımdan biri (bu alanda çalışıyor) sürekli okuyor, paylaşımlarda bulunuyordu; en sonunda dayanamadım ve aldım bu sene serinin ilk iki kitabını. Oldukça ağır okuyorum iş güçten dolayı ama inanılmaz bir şekilde öyle keyif aldım ki ilk kitaba başladığımda büyük şaşkınlık yaşadım ve kızdım kendime neden daha önce kitaba başlamadım diye. Bildiğim kısımlar bile bir başka geldi. Doğal olarak diziyle farklılıklar olabilir ama hikaye bambaşka sevdirdi bana kendini. Uzun serilerden her ne kadar korksam da eğer fantastik kurgu başarılıysa elimde olmadan serilere dalıyorum; bu habere de sevindim aslında. Hikaye bitince insan üzülüyor ama bir yerde nokta konması da hoşuma gidiyor, biraz endişelerim azalıyor sanırım =))

Güngör dedi ki...

Dizi ilk yayımlandığında izlemeye başlamıştım ama birkaç bölüm izleyip sevmemiştim; sonrasında birçok arkadaşım nasıl sevmezsin, tam senlik dediler, hatta çok sevdiğim hocalarımdan biri (bu alanda çalışıyor) sürekli okuyor, paylaşımlarda bulunuyordu; en sonunda dayanamadım ve aldım bu sene serinin ilk iki kitabını. Oldukça ağır okuyorum iş güçten dolayı ama inanılmaz bir şekilde öyle keyif aldım ki ilk kitaba başladığımda büyük şaşkınlık yaşadım ve kızdım kendime neden daha önce kitaba başlamadım diye. Bildiğim kısımlar bile bir başka geldi. Doğal olarak diziyle farklılıklar olabilir ama hikaye bambaşka sevdirdi bana kendini. Uzun serilerden her ne kadar korksam da eğer fantastik kurgu başarılıysa elimde olmadan serilere dalıyorum; bu habere de sevindim aslında. Hikaye bitince insan üzülüyor ama bir yerde nokta konması da hoşuma gidiyor, biraz endişelerim azalıyor sanırım =))