Cuma, Mayıs 31, 2013

Salı, Mayıs 28, 2013

Taht Oyunlarını abartmak


Valla yıllardır bir şekilde bilim kurgu ve fantezi ile haşır neşir oluyorum. Ama Zach Galifianakis'in Saturday Night Live'da oynadığı karakteri görünce bir an kendimden tiksindim. Okumak, izlemek güzelde abartmamak lazım. Her şey tadında güzel yahu. Neyse izleyip siz karar verin. Ahanda aşağıda.

Pazartesi, Mayıs 27, 2013

Haftanın Resmi - Öcü

Aneeey!!! CGHub'da rastladığım Adrian Smith'in bu çizimini paylaşmak lazım dedim! EA pazarlama folyosundan, hangi oyundan acaba...


Pazar, Mayıs 26, 2013

Gelecekten sevgilerle, her şeyin bir fiyatı vardır

Bir gelecek düşünün her türlü hizmet paralı. Bunun içinde güvenlik hizmetleri de var. Yani devlet ya da yerine geçen sermaye ile polis şirketleri güvenliğinizi sağlıyor. From the Future With Love böyle bir geleceği anlatan bir film. Aslında bir grup amatörün (aslında amatör demek haksızlık olur) düşük bir bütçe ile yaptığı
bir çalışma devamı gelecek gibi gözüküyor.

Böylesi bir gelecek tam da bodoslama gittiğimiz istikamet. Her şey paralı, her şey bir bedel karşılığında. Hakkın bir ücreti var. Şirketlerin her şeyi yönettiği, hükümetin seçilmediği, basitçe satın alındığı bir dünya. Artık seçme hakkı yok. Sadece satın alma hakkı var. O da bedelini ödeyebilirsen. Daha önce delirip Prometheus'dan Alien'a oradan da benzer bir distopya olan X-Com'a atlamıştım. Her şey batamayacak kadar büyük olan sistemi kurtarma adına yapılan çırpınmalar olduğunu düşünüyorum. Görüntüler aşağıda.

Cumartesi, Mayıs 25, 2013

Cuma, Mayıs 24, 2013

Dünyanın sonundaki pub!

Simon Peg, Nick Frost ve EdgarWright. Shaun of the Dead ve Hot Fuzz'u yaratan güzel insanlar. Bu eğlenceli ve zeki üçlünün son filmi The World's End'in ilk görüntüleri yayınlandı. Ekip çok sağlam. Gençliklerinden kalan bu işi bitirmek için bir araya gelen takımın tek amacı daha bitiremedikleri bira turunu tamamlamak. Kulağa süper geliyor değil mi? Oniki pubda oniki bira. Ne yazık ki bu sefer bir sorun var gibi. Geldikleri kasaba bir garip. Lütfen bilinçli içelim. İçmez isek ne olacağı aşağıda.

Haftanın Resmi

Ktulhu'ya ermek :)
Deviant Art'tan Baetones'un çizimi. Yiğit sağ olsun.


Perşembe, Mayıs 23, 2013

Orta Yaşlılara AD&D 2nd Edition


Kim hatırlar o eski günleri, karışık THAC0 ve AC hesaplarını, uzun Critical Hit Table'ı, Fumble'ı, imrenilen Drow'u. Wizards of the Coast belki parasal kaygılarla, belki eski günlerin özlemi, belki de birazcık ortamı hareketlendirmek için AD&D 2nd Edition'a ait ana kitapları deri kapları ve gösterişli kapakları ile tekrar satışa sunmuş. Eralp gibi babalar için güzel bir babalar günü hediyesi olabilir. Birazcık tuzlu bu kitaplara buradan erişebilirsiniz. Gençliğimizi heder ettiğimiz o yılları hatırlamak paha biçilemez. Sadece 49,95'e :)

Cuma, Mayıs 17, 2013

Perşembe, Mayıs 16, 2013

Fırıldak Halil ile Fayrap Ali’nin Galata Seyrüseferi

Halil son anda dümeni kırınca iskeleden gelen tekneden kaçabildi. Tekne şöyle bir sarsıldı. Güvertedeki kadınların bağırışlarını biran yükseldi ve başlarındaki adamın hoyrat buyurması ile kesildi. Adam kadınları susturup Halil’e yükledi.

“Kaptan! Naptığını sanıyorsun? Mal taşımıyorsun. Adem evladıyız. Ayıptır, günahtır. Görmez misin nereye gittiğini?”

Halil içinden bir hasbinallah çekip söyleyeceklerini yuttu. Alttan almak lazımdı. Ne de olsa müşteri veli-nimetti.

Salı, Mayıs 14, 2013

Makineleşiyor muyuz? Ne kadar makineleşmek mübahtır?

Bilim kurgu öyküler, filmlerde gördüğümüz robotlarda ya da yarı robot yarı insan melezlerde kullanılan makine destekleri var. Bir kısmı dijital bir kısmı ise mekanik. Titanyum iskeletler, geliştirilmiş hafızalı beyinler, internete bağlanan bilinçler vs.vs. Kurgu olan bu gereçler giderek hayatımıza girmeye başladı. Aslında Yiğit'in deyişi ile bir işitme cihazı kullanımı bile bizi makineleştiriyor. Bu işin teorisini Kurzweil'dan okuyabilirisiniz. Benim çok detaylı okuduğum başlıklar değil. 

Pazartesi, Mayıs 13, 2013

Öykü: Gelecekten Bir Adam

            Bir ay kadar önce yazdığım kısacık bir hikaye. Hikayeyi daha uzatıp uzatmamam gerektiğine karar veremediğim gibi adının ne olması gerektiğine de uzunca bir süre karar veremedim. Sonra da düşünmekten vazgeçtim. Bugünlerde bir yandan kurs, bir yandan artan iş sorumlulukları derken zaten yeterince yorgun olan gri hücrelerimi daha da fazla yormak istemedim açıkçası...
 
                                                                       GELECEKTEN BİR ADAM

Birazcık uyuyabilseydi ne olurdu sanki… Ama biliyordu ki yaralı avını takip eden sinsi bir hayvan gibi rüyalarında da izleyecekti onu. Görünmeyecek, yalnızca izleyecekti.  Galaksinin en adi suçlularına bile reva görülmeyen bu cezaya mahkum edileli tamı tamına sekiz yıl iki ay olmuştu. Sözde devlet sistemini çökertecek aykırı bilgileri rüya esnasında telepati yoluyla diğer insanlara yaymaktı suçu  Bay C’nin.  

Hücre odasının küçük penceresinden ışıldayan Tenüs’ü gördü.  Bu ağırbaşlı, yalnız ve bilge gezegen kim bilir ne kadar zamandır dönmekteydi gezegenlerinin etrafında. “Sıkılmamış mıdır acaba bunca zaman var olmaktan, aynı gezegenin etrafında bir meczup gibi dönüp durmaktan” diye düşündü kendi kendine.  Gezegenlerin de canlarının sıkılmaya hakkı olmalıydı değil mi? Birden delicesine bir kahkaha patlattı. O da varoluşuna katlanmıyor muydu yaşamak için dişe dokunur bir nedeni olmamasına karşın. Onun ne farkı vardı Tenüs’ten. Kalbini   ışıtan tüm mutlulukları yitireli uzun yıllar olmamış mıydı onun da. Sonra şu sözleri anımsadı düşüncelerini yaymaktan suçlu bulunduğu başka bir gezegenden gelen atalarına ait kitaplarda yazan.  “İnsan bir bukalemun gibidir. Her ortama uyum sağlar. Gün gelir mutluluklar gibi kolayca örtünüverir tüm ıstırapları” Bu bukalemun nasıl bir hayvandı acaba. Tüm gizli araştırmalarına rağmen ona dair ne bir bilgi edinebilmiş ne de bir resim bulabilmişti. 

Biraz daha kımıldandı yatağının içinde. Ayaklarına yine kramp girmeye başlamıştı. Bu kramplar yüzünden son aylarda en çok yapmak istediği şey koşmak, çılgınca koşmaktı. Aynı çocukluğunda yaptığı gibi nefes nefese kalarak, boğulurcasına koşmak. Ama biliyordu ruhunun tamircisi rüyalarında bile bir prangayla yaşayan bir adam için öylesine imkansız bir düştü ki bu.  

İstemsizce Nihura canlandı gözlerinin önünde aniden Bay C’nin. İstemsizceydi, çünkü Nihura’yı düşlemek demek yüreğinin kesif bir acıyla dolması demekti. Varlığının iyice katlanılmaz bir hal alması demekti. Ama engelleyemedi gözünün önünde canlanan acı verici anıları.  

“Neden bizi izliyorlar” demişti o uğursuz gece Nihura. 

“Biz tehlikeliyiz onlar için” diye cevap vermişti Bay C.

“Özgür olmak istiyorum, Atalarımızdan bize kalan o kitapları özgürce okumak istiyorum. Ve diğer insanların da özgürce okumasını… Dünyayı merak ediyorum. Biliyorum sözlerimiz yapayalnız bir gezegendeki beyhude bir akis gibi. Kimse bizi duymayacak. İnsanların çoğu Dünya’nın nasıl bir yer olduğunu, atalarımızın kimler olduğunu öğrenemeden ölüp gidecek.

“Kimilerinin rüyalarına girerek öğrendiklerimizi onlarla paylaşmaya çalıştık. Onlara başka bir yaşamın mümkün olduğunu göstermeye çalıştık Nihura” demişti Bay C. “Biz değiştiremesek de Onlar her şeyi değiştirebilir.”

“Ben her şeyin şimdi değişmesini istiyorum. Seninle birlikte hayallerimin gezegeninde yaşamak istiyorum.”

Nihura’nın Galaksi askerlerince vurulmadan önceki son sözleriydi bunlar.

 “Anım, geleceğim ve rüyalarım çalındı benden” dedi Bay C usulca yatağının içinde kımıldayarak. “Geriye kalansa yalnızca anılar. Her ne kadar acı verseler de oradalar işte. En azından dilediğim kadar acı çekmekte özgürüm” Birden tuhaf bir neşe kapladı içini. Ufacık pencerenin kenarında pırıltılar saçan Tenüs artık eskisi kadar bezgin ve kimsesiz görünmüyordu Bay C’nin gözüne.

 

Pazar, Mayıs 12, 2013

Aşk Robotu Abe

Abe sevmeye programlanmış bir robot. Seviyor ve seviliyor. ancak programlanmadığı bir konu var ki o da sevgisine karşılık bulamadığı zamanlar. Orada yazılım mavi ekran vererek sapıtıyor. Abe'de ele aldıkları konu aslında sadece robotların anlamadığı bir husus değil, aynı sorun insanlarda da yaşanıyor ve yaşanacak. Abe ise kendi geliştirdiği hayaleti ile bu soruları sormaya ve cevap bulmak için araştırmalar! yapmaya devam edecek.

Rob McLellan tarafından yazılıp yönetilmiş bir film. Öyküyü McLellan Sven Hornsey ile birlikte yazmış. Daha detaylı bilgiler facebook sayfasında ve filmin yapım sitesinde mevcut. 

Filmi aşağıda izleyebilirsiniz. Aman sevecen robotlara dikkat!

Cuma, Mayıs 10, 2013

Haftanın Resmi

Aşağıda Batman'in kötü karakterlerinin karakol fotoğrafları var. Bir hayli gerçekci olmuşlar.


Perşembe, Mayıs 09, 2013

Joe Abercrombie'nin First Law serisi nette çizgi roman olarak yayınlanıyor

Joe Abercrombie yeni nesil fantezi yazarlarından. The First Law serisi uzun zaman sonra okuduğum fantezi üçlemesi idi. Hakan'a kalsa fantezi öleli çok oldu ama Eralp ile ben beğenmiştik. Üçlemede pek çok klişe ve boşluk olsa da G.R.R.Martin tarzı acımasız havası, karanlık kahramanları ile üç kitabı hızla okumuştum. Tabi ki bunda bu yaşımda işe ara verip master yapmamın da etkisi vardı ama onu karıştırmayın.

Her neyse üçlemenin ilk kitabı The Blade Itself'in çizgi romanı parça parça internetten yayınlanmaya başladı. Her hafta, üç gün yeni sayfalar yayınlanacak. Şu ana kadar yirmi üç sayfa mevcut. Her ne kadar manga seven biri olarak çizimler pek bana hitap etmese de okunası bir çizgi roman. Buradan okuyabilirsiniz.

Çarşamba, Mayıs 08, 2013

Kısa Film: Shelved


Shelved  Auckland Media Design okulu öğrencileri tarafında çekilen bir kısa animasyon film. Filimin yönetmeni James Cunningham film için Kevin Smith (Clerks, Mallrats) ve Richard Linklater'ın (Slacker, Dazed and Confused) ilk filmlerinden esinlendiğini yazmış. Anlatımı sade ve etkileyici. Animasyonlar ise pek bir gerçekci olmuş. Huzularınızda işçi robotları, kutulanacak, kutulanmış mamulleri ve geyik muhabbeti ile Shelved.

Salı, Mayıs 07, 2013

Acelacayip Beyfendi Jonahathan Strange ve Pek Muhterem Mr. Norell hakkında son haberler

http://www.johnwalkerillustration.com
Susanna Clarke'ın pek sevdiğimiz romanı Jonathan Strange & Mr. Norrell'ın daha önce BBC tarafından dizi olarak çekileceğini duyurmuştuk. Altı bölüm olarak planlanan dizi artık altmış dakikalık yedi bölüm olacak. Bu yaz çekimlerine başlanacak olan diziyi 2014 yılında izleme fırsatına kavuşacağız. Eğer BBC mevcut kurallarına devam eder ise Hakan ile Başar televizyondan seyrederken bizler torrent sitelerinde sürünmeye devam edeceğiz.  Eralp'in daha önce "büyüklere Harry Potter" olarak üç kelime ile şahane özetlediği roman Napolyon Savaşları sırasında İngiltere'de büyüyü geri getiren iki centilmeni anlatıyor. Okumadıysanız biran önce okuyun. Adamı delirtip dizilerini seyretmeyin :)

Pazartesi, Mayıs 06, 2013

Nerd Rage: Rage of Thrones :D

Axis of Awesome müzik grubu Taht Oyunları'nın okunmak yerine seyredilmesi üzerine bir isyan olarak Rage of Thrones adlı bir klip çekmiş. Güldürürken düşündürüyor. Kitap okuyun ulen!


Pazar, Mayıs 05, 2013

Bilim kurgu, fantezi, öykü ve öykücülere destek

Bir süredir cümleten Hitit Güneşinden koptuk. Mesai tanrıları kıskanç ilahlar. Kesinlikle rekabet sevmiyorlar. Umarım bu haftadan itibaren arayı kapatacağız. Bu kadar ağlamadan sonra esas konumuza gelelim.

Gökçe Mehmet Ay pek sevdiğimiz bir kişilik olmasının yanı sıra öyküler yazıyor ve büyük bir başarı ile Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik'i çıkartıyor. Bir süredir de elektronik bir bilim kurgu dergisi için çalışmalar yapıyor. Biz her ne kadar şifahen destek vereceğimizi belirtsek de tabi ki bu konuda temelliğimiz ağır bastı. Gökçe bu çalışmalarının bir parçası olarak Zemheri'den Kalan adlı son öyküsünü Smashwords'de 0,99 USD'ye satışa sundu. Amacı kesinlikle kendisi için para kazanmak değil, amaç bu yolla öykü yazarlarına yayınlanan öyküleri karşılığında küçük de olsa para verebilen, kendini çevirebilen bir derginin ilk adımlarını atmak. Bence bu çok önemli ve desteklenmesi gereken bir çaba. Kendisine dergi konusunda yardımcı olabilecekler lütfen Gökçe ile bağlantıya geçsin. Öykücülerin öykülerinin yayınlandığı ve cuzzi de olsa desteklendiği bir bilim kurgu fantezi dergisi büyük bir hayal. Ancak hayal olmaktan çıkması tamamen bizlere bağlı.

İyi kızlar cennete, peki ölü polisler nereye gider?

Jeff Bridges ve Ryan Reynolds öldükten sonra ecinnilerle mücadele etmek üzere Ölü Polisler Derneğinde görevlendirilen iki polisi canlandırdıkları R.I.P.D. filminin ilk görüntüleri yayınlandı. Eğlencelik gözüken filmde bir hayli Men in Black havası var.

Film Peter M. Lenkov'un aynı adlı çizgi filminden beyaz perdeye taşınmış. Görüntüler hemen aşağıda.

Perşembe, Mayıs 02, 2013

Haftanin resmi - Tokyo calling: Mesaj anlasilmadi

Tokyo muhabiriniz olarak bildiremiyorum, cok tembelim. Akibahara filan falan derken ayaklarima kara sular indi. Geri evime donmeme az kala cok tatli bir cizim gordum interweblerde:


Ancak Tokyo Ameyoko carsisinda bu uyariyi dinlememisler:

Caponya'nin niye habire Gojira'lar tarafindan yerle bir edildiginin sebebinin kaniti!

Resmin ustune basinca urkutucu buyuklukte oluyor... Kirmizilik harbiden kan.

Bilimkurgu ve Fantezi Edebiyatı Çevirilerinde Dini Ögeler.



25 Nisan 2013 tarihinde, İzmir Çeviri Öğrencileri Platformu'nun düzenlediği, Yaşar Üniversitesi'nde gerçekleşen "Fantastik Eserlerin Çevirisi" konulu panele, Züleyha Çetiner Öktem ve Funda Civelekoğlu ile beraber konuşmacı olarak katılma şansı buldum. Paneli düzenleyen İzmir Çeviri Öğrencileri Platformu'na, Yaşar Üniversitesi'ne teşekkür ediyorum.
Züleyha Çetiner Öktem, fantezi/fantazya/fantastik kavramlarını masaya yatırarak dinleyiciler açısından çok yararlı bir kavramsal giriş hazırladı. Funda Civelekoğlu da çevirmenlerin fantastik eserlerin çevirisinde karşılaştığı gerçek sorunları (çevirmen hakları, telif sorunları, yayınevi - çevirmen ilişkileri) masaya yatırdı. Ben de tecrübe ettiğim kadarıyla uygulamada bilim kurgu ve fantezi edebiyatındaki belli bir unsurun, dinin çevirisinde karşılaştığım sorunları nasıl çözmeye gayret ettiğimi, bir yandan da din üzerine kendi bakış açımı çevirdiğim metinde nasıl yansıttığımı göstermeye çalıştım.
Hitit Güneşi okuyucularının da yararlanabileceği, eleştirebileceği düşüncesi ile konuşmamı bu yazının devamında paylaşıyorum.