Strange Horizons'da Adam Roberts, Jean-Christophe Valtat'ın yazdığı ve 2011 yılı John. W. Campbell roman ödülü adayı istimpunk romanı Aurorarama ve istimpunk türü hakkında bir eleştiri yazmış. Roberts her ne kadar bu türü sevmese de romanın kurgusu, yarattığı atmosfer ve anlatımı ile çok başarılı olduğunu yazmış akabinde de istimpunk hakkındaki görüşlerini sıralamış.
İşte bu noktada sanırım topa biraz sert girmiş. Amerikalı eleştirmen Fredric Jameson'ın yazdığı bir makaleye atıfta bulunarak istimpunkın geçmişin "strelize" ve "fetişleştirilmiş" hali olduğunu üstü kapalı olarak iddia etmiş. Hatta yetinmeyerek bu türün bir moda olarak Viktorya dönemi İngiliz hayat tarzı ve davranışlarına karşı bir özlem olduğunu ancak yaşanan bilimsel gelişmlere bakıldığında bu şekilde bir dönemin oluşmasının pek de mümkün olmadığını yazmış. Türün bir kaçış edebiyatı olduğunu, günümüzdeki bilimsel gelişmeleri alıp, o dönemin estetiği ve zerafeti ile süslenerek bize sunulduğunu söylemiş.
Benim de sorunum tam burada başlıyor. Bir kurgu esere, hem de fantastik ya da bilim kurgu öğeler içeren bir esere, "bunların olması mümkün değil" ya da "mantıksız bunlar" gibi bir bakış açısından yaklaşmak çok sakıncalı. Sonuçta bunlar kurmaca metinler. Kendi içerisinde bir bütünlüğü olduğu sürece gerçek dünyada olan bitenle bu kadar da ilişkilendirmeye çalışmak kurgunun doğası ile çeliştiğini düşünüyorum.
Bilimsel gelişmeleri Viktorya döneminin estetiği ve zerafeti ile sunulmasının ise nasıl bir olumsuz ya da eksik yanı olduğunu anlamış değilim. Sonuçta bu bir türdür ve yazılan kurguyu bu şekilde sunmaktadır. Bunu beğenmemek ve okumamak herkesin hakkıdır. Ancak bu şekilde paketlenmesi ya da bu şekilde kurgulanması yanlıştır demek bana göre çok vahim bir durum.
Aşağıda yazının tüm metni ve Roberts'ın yorumlara cevabı var. Roberts'ın yaptığı yerinde gözlemleri bir kabahat, eksiklikmiş gibi sunması beni rahatsız etti ancak karar sizinlerindir.
http://www.strangehorizons.com/reviews/2011/06/aurorarama_by_j-comments.shtml#comments
İşte bu noktada sanırım topa biraz sert girmiş. Amerikalı eleştirmen Fredric Jameson'ın yazdığı bir makaleye atıfta bulunarak istimpunkın geçmişin "strelize" ve "fetişleştirilmiş" hali olduğunu üstü kapalı olarak iddia etmiş. Hatta yetinmeyerek bu türün bir moda olarak Viktorya dönemi İngiliz hayat tarzı ve davranışlarına karşı bir özlem olduğunu ancak yaşanan bilimsel gelişmlere bakıldığında bu şekilde bir dönemin oluşmasının pek de mümkün olmadığını yazmış. Türün bir kaçış edebiyatı olduğunu, günümüzdeki bilimsel gelişmeleri alıp, o dönemin estetiği ve zerafeti ile süslenerek bize sunulduğunu söylemiş.
Benim de sorunum tam burada başlıyor. Bir kurgu esere, hem de fantastik ya da bilim kurgu öğeler içeren bir esere, "bunların olması mümkün değil" ya da "mantıksız bunlar" gibi bir bakış açısından yaklaşmak çok sakıncalı. Sonuçta bunlar kurmaca metinler. Kendi içerisinde bir bütünlüğü olduğu sürece gerçek dünyada olan bitenle bu kadar da ilişkilendirmeye çalışmak kurgunun doğası ile çeliştiğini düşünüyorum.
Bilimsel gelişmeleri Viktorya döneminin estetiği ve zerafeti ile sunulmasının ise nasıl bir olumsuz ya da eksik yanı olduğunu anlamış değilim. Sonuçta bu bir türdür ve yazılan kurguyu bu şekilde sunmaktadır. Bunu beğenmemek ve okumamak herkesin hakkıdır. Ancak bu şekilde paketlenmesi ya da bu şekilde kurgulanması yanlıştır demek bana göre çok vahim bir durum.
Aşağıda yazının tüm metni ve Roberts'ın yorumlara cevabı var. Roberts'ın yaptığı yerinde gözlemleri bir kabahat, eksiklikmiş gibi sunması beni rahatsız etti ancak karar sizinlerindir.
http://www.strangehorizons.com/reviews/2011/06/aurorarama_by_j-comments.shtml#comments
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder