Salı, Eylül 22, 2009

Cyborg She - Boku no kanojo wa saibôgu

Nah resim Wikipedia'dan calinti.
  • IMBD Rating: 6.5/10
  • Director: Jae-young Kwak
  • Yazar: Jae-young Kwak
  • Tarihler: 31 May 2008 Japonya 30 Nisan 2009 Birlesik Krallik (Sci-Fi London olayi)
  • IMBD:http://www.imdb.com/title/tt0929860/
  • Wiki: http://en.wikipedia.org/wiki/Cyborg_She
Ana aktör tayfası:
  • Haruka Ayase ... Cyborg
  • Keisuke Koide ... Jiro Kitamura
Bu filmin adı Cyborg Girl diye de çevrilmiş ama festival yönetmeni adamcaaz "Galiba en doğru çeviri bu, bize üç ayrı çeviri verdiler" dedi. Wikipedia çeviri için "Benim kızarkadaşım bir Cyborg" demiş.

Ben bu filme 'aaa japon bilimkurgu, kaçırmayayım, robot mobot savaş olur" şeklinde hiç içeriğine bakmadan bilet aldım. Beklentimin çok tersi bir film olarak çıktı ama neyse oldum.

Filmi izleme şansınız muhtemelen olmaz, o yüzden bolca spoiler dolu bi synopsis yazayım çünkü filmin senaryosuu hayli bi garip.

Karakterimiz Zombi 20-25 yaşlarında tek başına yaşayan ve pek bir arkadaşı olmayan aciz bir tiptir. Hayatındaki tek lüksü doğu gününde kendisine bir hediye alip iyi bir lokantada yemek yemektir. Herneyse, kendisine iyi bir saat alırken garip kıyafetli, ayakları çıplak bir kıza gözü takılır. Yeni Karamürsel (kaldı mı acaba?) tarzı her bi bokun olduğu bir magazadan alışveriş yaparken kızın sağdan soldan bir takım kıyafetler arakladığını görür. Ondan sonra kızın parayı ödemeden mağazadan kaçtığını farkeder.

Herneyse, kahramanımız hatun ile bu şekildfe tanışır karakterimiz. Beraberce son derece güzel bir akşam geçiririrler, lokantanın da parasını vermezler, polisler bunları kovalar, abuk subuk bir sürü Tokyo gece yaşamı ortamını bize gösterdirdikten sonra kahramanlarımız kendilerini bizim salağın evinin önünde bulur. Bu arada kız da bir yandan "beni sevmiyor" gibi laflar eder. En sonunda akşamın sonu gelir.

Bizim safa kızın gidişinin arkasından bakmamasını emrettikten sonra. kız pat diye ortadan kaybolur salya sümük bir şekilde ağlarken manasızca.

Aradan bir sene geçer. Gene bizim salağın doğum günüdür. Kendisine bir hediye alır ve bir lokantaya gider. Bu arada Terminator tadında bir olaydan bizim kız tekrar ortaya çıkar, birkaç serseriyi döver. Resmen Terminator tadında birkaç dakika yaşanır. Kızımız bizim salağı elini koyduğu gibi aynı lokantada bulur. Ancak geçen sene kızımızın suratı süper şirin iken bu sene suratından düşen bin parçadır. Lokantada bir pasta siparis eder, oğlanımıza "happi birtttaaaayyyy" yaptıktan sonra kafasını pastaya yapıştırır. Tam da bu arada bir psikopat elindeki silahla etrafa dandun ateş etmeye başlar. Kızımız psikopati pataküte dövdükten sonra camdan dışarı atar. Bizim Cyborg hatun herifi pataküte bir güzel dövdükten sonra esas oglanımızı kolundan tuttuğu gibi kaçırır, beraberlerce evine giderler.

Burada Cyborg hatun, kahramanımıza gelecekten geldiğini söyledikten sonra kahramanımızın gelecekteki halinden bir video mesaj iletir. Gelecekteki kahramanımızı çok ciddi bir şekilde sakatlanmış bir bilim adamıdır ve bu Cyborg hatunu kahramanımızı "gelecekteki teklikelerden korumak" için göndermiştir.

Herneyse, kahramanımız hatunu nereye giderse yanında götürür. Yavaş yavaş bir terminatör kopyasın olmaktan gerçek bir kişiliğe döner. Anlamsız ve manasız bir şekilde kahramanımızı çocukluğuna bile götürür. Sonra bir gün araları bozulur, kahramanımız hatuna çek git çeker. Hatun gider.

Aradan biraz zaman geçer ve aniden Tokyo çok kuvvetli bir depremle yerle bir olur. Filmin bir yirmi dakikası bu depremin gerçekleşmesiyle geçer. Binalar yıkılır, arabalar havalarda uçuşur, borular patlar, yerler yarılır. Cyborg hatun aniden ortaya çıkarak esas oğlanı her durumda kurtarır.

Ancak en sonunda kahramanımız bir yer yarığına düşer. Cyborg hatunumuzun üstüne de koca bina düşmüştür. Bizim salak oglanın yardım çığlıklarına yetişeyim diye robot hatun kollarının gücüyle haşşırrrrt diye kendisini ortadan ikiye ayırır, elleriyle hop hop kahramanımızın yanına gidip kolundan tutup çeker, sonra da pilinin son elektronlarıyla kahramanımızla birbirlerine ilan-ı aşk ederler.

Kahramanımız etrafında yıkılmış Tokyo kalıntıları ile salya sümük ağlarken esas hatun aniden ortaya çıkar ve daha ellerinde elektronları sıcak olan cyborg hatuna sarılmış esas oğlana "Ben geldim, burdayım, zırlama" muamelesi yapar. Esas oğlan da cyborg gögüslerinden sıkılmış olsa gerek, resmen atlar etten kemikten esas hatuna.

Efendiiiim, megerse esas hatun zaman yolculuğu yapan bır tipmiş. Kendisi gelecekten gelmişmiş. Şımarık bir zengin velet olarak müzenin birisinde dolaşırken kendisinin tıpkısı olan bir robot kalıntısı görüp bir açık arttırmada bu robotun hafıza çipini satın almişmiş. Ondan sonra adamla cyborg arasındaki aşki kendi hafızalarına yüklediğinden gidip göresi gelmiş adamı ve zaman yolculuğu için başvurup filmin ilk başindakı naneleri yemiş. Ondan sonra adamcağızı gerçekten sevdiğine kanaat getirerek bi daha yolculuk edip hayatını onunla yaşamaya karar vermişmiş, o yüzden aniden filmi sonunda sivilce gibi tekrar ortaya çıkmışmış.

Ve perde. Salya sümük herkes mutlu.

Eeee....

Dediğim gibi ben çok daha farkli bir film bekliyordum, bu çıktı. Festivalin programına bile bakmadan isimlere göre bilet almanın zararları var yani. Eğlendim ama görmesem de olurmuş. Hatun çok tatlıydı, özellikle cyborg fasıllarındaki davranışları çok güzel yapmış.

Filmin senaryosu ise eh işte. Zaman yolculuğu ve etkileri güzel bağlanmış ancak yine de biraz çelişkiler var. En büyüğü şu: Gelecekteki karakter sadece birkaç saat geçiriyor ve cyborgu genç haline bu insan beni etkilemişti, o yüzden ona benzettim diyor. Facialarda (en azından deprem olsa gerek) kendisine yardım eden olmadığından kendisi çok kötü sakatlanmış, haliyle bizim karakter sakatlanmadığından o zaman çizgisi başka bir tanesi olsa gerek. Öteki zaman çizgileri tutarli. Oralar güzelce bağlanmakta.

Filmin büyük bir kısmında senaryo çok zayıftı. Sanki ne yapacaklarını bilememişler, arka arkaya klişe "date movie" olayı koymuşlar. Esas oğlanın geçmişine gitmeleri çok manasızdı mesela bana sorarsanız. Belki bu tür filmleri pek(!) izlemediğimden benim bilgim yoktur.

Onun dışında bilgisayarlı animasyon olayı son derece başarılıydı. Böyle B-Movie tarzı bir filmde bu kadar efekt olması teknolojinin ne kadar ucuzladığının kanıtı olsa gerek.

Benden bu kadar, izlemem üzerinden aylar geçtikten sonra ancak bu kadar yorum yapabiliyorum. Yazar çizer yönetmen olayını gidin netten aratın. Sahil kenarında bu kadar tembelim işte!

Hiç yorum yok: