Çarşamba, Ekim 29, 2008

Yüzük

Hücresinde bir köşeye oturmuş sırasının gelmesini beklerken bir yandan parmağındaki yüzükle oynuyordu. Yüzüğün iki ayrı parçasını belli bir kombinasyon ile çevirdiği anda teleportasyon cihazı olduğu yere kitlenecek ve onu buradan alıp gemisinin güvenliğine götürecekti.

Öte yandan son yıllardır yaşadıkları birer birer aklından geçiyordu. Yoldaşları ve mücadelesini verdikleri Devrimi düşündükçe yüzüğü alıp uzaklara atası geçiyordu.

Hala bunları düsünürken kapı açıldı ve bir tegmen ile iki asker içeri girdiler. Sırası gelmişti. Birkaç dakika sonra duvara yaslanmış, göz bagcıgını reddetmiş şekilde kendisine doğrulmuş 12 tüfeğe bakıyordu. "Devrim zamanı geldiğinde duvara sırtını ilk verenlerden..."

Aradan birkaç saat sonra 16 yaşındaki genç bir er hayatının süprizi ile karşı karşıyaydı.

Hiç yorum yok: