Perşembe, Eylül 11, 2008

Sonbaharin sonu

Disari ciktigimizda hava hayli soguktu. Sirtima gecirdigim kalin ceket hayli rahatsiz geliyordu, cocuklugumdan beri butun yasamimi t-shirt ve sortlarla gecirdikten sonra kalin kazaklar ve ceketler giymek cok garipsedigim bir seydi. Son birkac yil bir seylerin ters gittigi belliydi. Normalde kislari esen sicak ruzgar bizleri hayli rahat tutardi ama son birkac senedir ruzgarlar gittikce soguyordu.

Dostum benzeri sekilde giyinmis, olaganustu yavas bir sekilde batmakta olan gunese bakiyordu. Bir sure icin son gorecegimiz gunes batisiydi. Her sene birkac ay boyunca karanlikta, parlak yildizlarin altinda gecmis cocuklugumuzun anilarindaki guzel hava gitmis, yagmurlu, igrenc bir hava gelmisti. Bu kis ozellikle zor gececek gibiydi.

Antartika'nin ortasinda, guney kutbunda gecen guzel hayatimiz aniden korkunc bir degisiklige ugramisti. Dostum bana donerek "Bu kis iyi gecmeyecek, bu konuda bir seyler yapmamiz lazim, global soguma bizi kotu etkiliyor" dedi.

Hemfikirdim. Yerde, hemen onumde hayatimda ilk defa acik havada gordugum donmus bir su parcasi vardi.

Hiç yorum yok: