Perşembe, Ekim 16, 2014

Martin'i beklerken

Hitit Güneşi'ni uzunca bir süredir ihmal ettik. Tabi ki bunun pek çok nedeni var. İş hayatının getirdiği yükler, dönemsel iş artışları, özel hayatımız, mevsim dönümlerinin yarattığı depresif ve bıkkınlık hali, ülkenin içerisinde bulunduğu durum, Doların, Avronun, Pezonun gidişatı, Hindistan'da metre kareye düşen muson yağmuru ortalamasında düşüş, güneş lekeleri, ayın karanlık yüzünde süre gelen karanlık iş ve de en önemlisi tembellik. Her nedense bu akşam biraz da olsa bu tembellikten sıyrılıp iki kelam yazasım var. Bana da çok mantıklı gelmiyor ama bazen garip olay vuku buluyor.

Son dönemlerde Hitit Güneşi dışında salladığım işler arasında kitap okumak, blogları okumak ve dizileri seyretmek de var. Eskisi kadar olmasa da halen üç beş bir şey seyrediyorum ama hepsi kısa ömürlü oluyor. İlk bıraktığım anda bir kez daha ardıma bakmadan uzaklaşıyorum. Neleri harcamadı ki. Doktor Kim başladı, ilk bölümü izleyip durdum. Yine de ona kesin devam edeceğim. Yeni Doktora daha çok şans vermeliyim. Hak ediyor ayrıca. Sanırım halen Taht Oyunlarının yeni bölümlerini bekliyorum. Gerek okumak, gerekse seyretmek için. Kitabı bir Robert Jordan sarmalına girmeden bitmesi umudu içerisindeyim. Diziyi ise son dönemde en çok emek harcanmış dizilerden biri olduğu için ve de Tyrion'a ayrı bir hava katan Peter Dinklage için bekliyorum. Tabi ki sonunun da nereye doğru gittiğini merak etmiyor değilim. 


Pek çoğumuz bunu merak ediyor. Komplo teorileri havada uçuşuyor. Geçenlerde bir tanesini paylaşmıştım. Hiç de fena değildi. Ne olacağını göreceğiz. Herkes tahminler yaparken bir kişi olaya bambaşka bir yöntem ile yaklaşmış. Canterbury Üniversitesinden Richard Vale Bayesci bir istatistiksel yaklaşım kullanarak altıncı kitap Kış Rüzgarları ve henüz ismi olmayan yedinci kitapta kimlerin ağırlıklı olarak yer alacağı ve dolayısıyla hangi karakterin ne kadar yer alacağı üzerinden öykünün gideceği yer konusunda da fikir veriyor. Gerçek Bakanlığınca yasal bir uyarı ve bir nevi kamu spotu olarak açıca ifade ediyorum ki henüz kitapların tamamını okumayan var ise devamını okumamasında fayda bulunmaktadır. Öğreneceklerinden dolayı sorumluluk kabul etmiyorum. Ama en önemlisi ise istatistik içeriyor.

Vale ilk beş kitapta hangi karakterler için kaç bölüm olduğunu incelemiş. Buna göre Tyrion, Jon Snow ve Daenerys başa koşuyorlar. Daha sonra çeşitli istatistiksel  modeller ve temel varsayımlar kullanarak altıncı ve yedinci kitapta her bir karakterin kaç bölüme sahip olma ihtimalini çıkartmış. Bunu yaparken yeni karakterlerin katılma durumunu ihmal etmiş diyebiliriz. Buna rağmen yaptığı kestirime göre yeni kitaplarda yaklaşık onbir yeni karakter olmasını bekliyor.


Tabi ki yapılan tüm kestirim mevcut kitaplardaki bölüm sayısına dayanıyor. Bu nedenle de yaşanan olaylara göre bir değerlendirme içermiyor. Buna göre en önemli tahmin de, istatistiksel olarak, Jon Snow'un %60 ihtimalle ölmemiş olduğu. Ne kadar doğru bir kestirim olduğunu ise altıncı kitap çıkınca göreceğiz. Sonuçlarına göre altıncı kitapta olayları sürükleyecek karakterler sırası ile Tyrion, Cersei ile birlikte Jon Snow, Jaime ve Arya. Son kitapta ise Tyrion yine en önde iken onu Cersei, Jon Snow, Arya ve Daenerys takip ediyor. Bunun ne manaya geldiğini ise istatistiksel olarak  açıklamak mümkünken öykü açısında açıklamak pek de mümkün değil :) 

Vale'nin makalesini buradan okuyabilirsiniz. İçerisindeki metodolojiyi ve modellemeleri atlarsanız diğer kısımlardan sonuçlar çıkartmanız mümkün. Şu noktada şiddetle belirtmek isterim ki ben ve benden başka en az bir Hitit Güneşi yazarı daha istatistik mezunu olup, istatistiksel yalan konusunda kırıcı cevaplar verebiliriz. Rakamların yalan söylemesi mümkün değildir. Ancak kestirim adı üzerinde olduğu gibi geçmiş veri kullanılarak yapılan matematiksel bir tahmindir. Bunu kasıtlı ya da kasıtsız yanlış yorumlamak insan hatası olup, bu yorumda ısrar edenler üzerinde yapılan çalışmalarda ısrarcı olmak ile beynin düşünce merkezinin beyinden omurilik soğanına doğru kayması arasında güçlü bir ilişki bulunduğunu belirtmek isterim. Her ne kadar Diskordik bir oluşum olsak da bu görüşe katılmayanlar için pek sevdiğimiz bir büyüğümüzün sözlerini aktarmak isterim. "Kalın kafalar camdan yapılmamıştır."

Haydar






Hiç yorum yok: