Cumartesi, Mayıs 31, 2014

Constantine perdeden sonra camda

Constantine benim için Keanu Reeves'in oynadığı büyü, cehennem, ifritlerin ve günümüzün birbirine karıştığı etkileyici bir film idi. Şunca yıldır her seferinde keyifle izlerim. Görselliği, karakterleri, mekanları ve hafif maço anlatımı ile hep çok tadında bir film olarak düşünürüm. Tabi ki IMDB'de sadece ve sadece 6,6 almış olması bir utanç olarak tarihe geçmiştir. Bu kadar insan kesinlikle yanılıyor olmalı :)

Hmm, biraz tanıdık mı ne?
Filmin aslında bir çizgi romandan uyarlandığını çok daha sonraları öğrendim. Cehalet ve tembellik zor iş vallahi. Ancak film ve esinlendiği Hellblazer çizgi romanı bir hayli farklı. Normal olarak. yazılı eserlere saygı hiç kalmadı artık. Hellblazer ve esas adamı John Constantine ilk kez Len Wein'in yarattığı Swamp Thing adlı çizgi romanda ortaya çıkıyor. Yazımda parmağı bulunanlardan biri tabi ki pek çok eserin, karakterin arkasında olan ve pek sevdiğimiz Alan Moore. Constantine'in yaratılış sürecinin Sting ile ilgisini buradan Moore'un ağzından dinleyebilirsiniz. (Yauv bu adam amma çok yerden çıkıyor.)

Cuma, Mayıs 30, 2014

Haftanın Resmi

Hep sulu boya çizimleri sevmişimdir. Fransız bir çizerin Superman çalışması aşağıda. Diğer çizimlerini burada bulabilirsiniz. Süper kahramanların yanı sıra farklı çizimleri de mevcut. İsterseniz satın da alabiliyorsunuz.


Salı, Mayıs 27, 2014

Kitap bağımlılığı nedir, ne değildir?

"Merhaba, ben Mert, ben bir kitap bağımlısıyım." Sanırım bir isimsiz kitap bağımlıları destek grubu olsa konuşmaya bu şekilde başlardım, izbe bir odada, katlanabilir metal sandalyeler üzerinde, garip bakışlı insanlar beni izlerken. Kitaplara olan bağım sırf okuma isteğimden kaynaklanmıyor. Benden çok daha fazla ve daha hızlı okuyan kişiler var. Benimkisi biraz da toplama, koleksiyon edinme ve sahip olma takıntım kaynaklanıyor. Doktor şart mı derseniz aslında bir gözüksem hiç de fena olmaz. Her neyse bu konuda Radikal Kitap'ta kitap kurtlarını teşhis etmek için kısa bir yazı var. Ben kendi durumumu biliyorum. Cevaplarımı da yazdım. Sorular sizler için faydalı olabilir.

Pazartesi, Mayıs 26, 2014

Piramitlerin bilinmeyen tarihi

Piramitlerin ne için ve nasıl yapıldığı hatta kimler tarafından yapıldığı pek çok tartışmayı körükleyen bir gizem. İşte piramitlerin gizemine yeni bir katkıda bu çizgi film ile Corentin Charron, Lise Corriol, Olivier Lafay, ve Nicolas Mrikhi tarafından geliyor. Deve çok başarılı :)

Pazar, Mayıs 25, 2014

Evrensel Havlu Gününüz Kutlu olsun

Panik yok, sakin olun. Yeter ki havlunuz yanınızda olsun. Havlu Gününüz kutlu olsun.

Umut

O pazar, evimde oturmuş uzun süredir biriken İnterzone dergilerini okuyordum. Aniden kapının çalmasıyla irkildim. Bir elimde dergi, diğerinde kahve bardağim kapıyı üçüncü elimle açtığımda karşımda iki tane kafası kazınmış, kalas gibi adam vardı.

'Hakan Kosggglllu' dedi birisi, 'Hakan Köseoğlu' diye düzeltmemle 'Gel lan pezevenk' diye yakamdan tutup beni merdivenlerden aşağı sürükleyip bir vanın içine atıp bastılar, kapıyı kapatır kapatmaz da girişmeye başladılar.

Cuma, Mayıs 23, 2014

Haftanın Resmi

Doktorlar arası görev değişimi olduğundan beri Doktor Kim konusunda yazılanlar, çizilenler giderek azaldı. Nicedir doğru dürüst bir haber, görüntü ya da resim görmemiştim. Bu sırada Geek Art Gallery'de aşağıdaki portreleri gördüm. Gerek ton, gerekse tarz olarak hoşuma gitti. Diğer Doktorlar ve mahlukat için bloga bakabilirsiniz.


Perşembe, Mayıs 22, 2014

Anime tadında Harry Potter

Valla 80'lerin Akirası gibi bir Harry Potter olmuş. Belki bu şekilde çekilse daha iyi olurdu. Daha az kişi seyrederdi ama olsun ;)


Çarşamba, Mayıs 21, 2014

Diren Çizgi Roman

Gezi olayları malum hepimiz ve ülke üzerinde derin bir iz bıraktı. Olumlu ya da olumsuz. Bir çok mecrada da yansımaları oldu. Burada bunları sıralayıp vaktinizi alacak değilim.

Daha önce facebook ya da başka bir sosyal medyada görmüş olabilirsiniz dirençizgiroman adlı Gezi üzerine bir çizgi roman çalışması vardı. Avustralya'da yaşayan çizer Can Yalçınkaya bu çalışmayı daha da büyütmek, bir kitap haline getirmek için Kickstarter'da bir proje başlatmış. Kitapta orantısız zekanın çizgi roman, öykü, resim ve diğer hallerini görebileceksiniz. 

Kitabın tamamlanabilmesi için 5.000 AUD yani Avustralya mangırına ihtiyaç var. Bu yazıyı yazdığım saat itibari ile 547 AUD toplanmıştı. Geçen gün Yalçınkaya'nın çalışmasını Neil Gaiman'da twitter hesabından paylaştı. Ayrıca bağışçılara küçük hediyeler de var.

Daha detay bilgiyi buradan Kickstardaki sayfadan bulabilirsiniz. Bakın, okuyun, beğenirseniz bağış yapın, yayın, duyurun.



Cehennemden gelen velet


Hellboy benim favori çizgi romanlarımdandır. Gerek Mignola'nın çizim tarzı, gerek anlattığı öyküler, gerekse yaratmış olduğu o karanlık ve tekinsiz ortam her zaman beni cezbetmiştir. Mignola'nın yarattığı cehennemin evladı olan ama hür iradeli Hellboy 20. yılını kutluyor. Bu kapsamda çeşitli çizerlerin çalışmalarından oluşan bir sergi Amerika'daki Hero Complex Gallery adlı tesiste yapılmakta. Aşağıda bu çizimlerin bir kısmı var. En beğendiklerimi seçtim. 

Salı, Mayıs 20, 2014

Ebat öneml değildir, zeka ise her şeydir

Kendini bilmek önemlidir. Yine de, her şeye rağmen cesaret göstermek, uğraşmak başarmak büyük bir erdemdir. Bütün zorluklara rağmen başarmak, engeller karşısında yılmamak önemlidir. Fakat bunları yaparken de sınırların bilmek, ayağını yorganına göre uzatmak akılcı olabilir. Bat.tutty.ry bunu bir robotun mücadelesi üzerinden anlatan bir kısa çizgi film. Kısacık ve eğlenceli. Güldürürken de düşündürüyor :)

Pazartesi, Mayıs 19, 2014

Schrödinger'in kedisi ölü mü, yaşıyor mu?


Portsmouth Üniversitesinde animasyon öğrencisi olan Bulgar Chavdar Yordanov'a ait "Schrödinger's Cat" isimli animasyonu geçen yıl ilk izlediğimde oldukça etkileyici bulmuştum. Birkaç gün önce youtube'da yeniden rastgelince paylaşmadan edemedim. Yukarıdaki karikatür ise resimle haşır neşir olduğum zamanlardan kalma benim çizdiğim bir Schrödinger Kedisi. İyi seyirler.

Pazar, Mayıs 18, 2014

Çıkış Kaydı: Zaman uğraşması nalet bir zıkkımdır

 
Exit Log, bir uzay gemisinde ikamet eden üç dakika geçmişe gidebilen iki astronotun başına gelenleri anlatan bir kısa film. Eğer üç dakika geleceğinizden acil durum çağrısı alırsanız ne yaparsınız? Alın size bu yılın sevilen konularından uzaylı, uzay gemili, astronotlu ve hatta sos olarak da zaman yolculuklu bir kısa film. Kısa film ve çekimleri hakkında detay bilgiyi bu blogtan bulabilirsiniz.

Cumartesi, Mayıs 17, 2014

Teknoloji ve kurgu

Internet-Cancer'in çizimi
Teknoloji kurguyu takip mi ediyor? Sanırım bu çok sorulan bir sorudur. Cevabını vermek de kolay değildir. Hayal etmeden icat etmek çok mümkün değil. Arada denk gelen rastlantıları saymazsak tabii. Böylesi ağır bir başlık üzerine yazacak değilim. Ama geçenlerde karşıma çıkan görüntüler beni yıllar öncesine üniversite günlerine götürdü. Önce sizlerle Amerikan donanmasının bir elektromanyetik top kullandığı götüntüleri paylaşyım.

Cuma, Mayıs 16, 2014

Haftanın Resmi

Dün Superman'in 75 yılını anlatan bir çzgi film vardı. Akabinde bu çizimi buldum. Konuyu şekille perçinleyeyim dedim. Hem bunda çizgi romanlar da var.


Dusty-Abell'in çizimi

Perşembe, Mayıs 15, 2014

Bir çırpıda Fevkalbeşer'in 75 yıllık tarihi


Süpermen'i çok bilmem. Eski filmlerini seyretmiştim. Smallville'i hiç sevmedim. Son filmi de fikirlerimi fazla etkilemedi. Fakat yaklaşmakta olan Superman vs. Batman filmini merak ediyorum. Tüm dırdırlarım bir yana  yönetmen Zack Snyder, çizgi filmci Bruce Timm ve Jay Oliva Kal-El'in 75 yıllık serüvenini anlatan pek lezuzatlı bir çizgi film hazırlamışlar.Tüm cahilliğime rağmen beğendim. Sizler de buyrunuz.


Çarşamba, Mayıs 14, 2014

Taht Oyunları ekrana taşınırken değişiyor mu?

Taht Oyunları son dönemde giderek daha çok takip edilen ve izlenen bir dizi. Bunda G.R.R. Martin'in öykü anlatımı, Westeros'un puslu ortamı ve HBO'nun diziye verdiği önem ile yaptığı yatırımın etkisi var. Ayrıca kitapların ekrana uyarlanış biçimi, alınan, çıkartılan ve eklenen bölümler de bu başarıda pay sahibi. Başta Yüzüklerin efendisi olmak üzere pek çok kitabın televizyona ya da beyaz perdeye uyarlanması üzerine ne kadar huysuzluk yaptığımı arkadaşlarım yakinen biliyorlar ve hatta bilmekten dolayı bir usanç ve pişmanlık içerisindeler dersem çok da abartmış olmam. Özellikle belirli kitapların görüntüye taşınırken yönetmenin hayal gücü ve çapı ile sınırlı kalmaları, kafasına göre ya da izlenme kaygısı (tamamen duygusal) ile yapmış oldukları değişiklikler beni bir hayli hoşnutsuz kılıyor. Bu düşüncelerimi de dile getirmekten, hem de birden çok defa, hiç çekinmiyor ve usanmıyorum.

Ancak konu Taht Oyunları olduğunda her nedense garip bir sakinliğe bürünmekteyim. Açıkcası nedenini çok da bilmiyorum. Tabi ki bu durumun yaşımın getirdiği olgunluktan olduğunu düşünmüyorum. Sanırım Taht Oyunlarında beni çeken öykü ve anlatım tarzından çok Martin'in kişi ve olaylara yaklaşımı. Karakterleri bütün yalınlığı ve eksiklikleri ile ortaya sermesi beni cezbediyor. Aynı şekilde olay örgüsünde kahramanların! zor, hatta imkansız durumlarda mucizevi bir şekilde kurtulmaları, zorlukları aşmaları bu kitapta yok. Hatta tam tersine acayip çuvallıyorlar. Stark ailesi bunun en belirgin kanıtı. 


Salı, Mayıs 13, 2014

H.R. Giger (1940-2014)


Rahmetli çalışırken
Pek sevdiğimiz, dahi diyebileceğimiz, sıra dışı çizer Giger'i dün kaybettik. Zürih'te düşmüş ve akabinde vefat etmiş. Yaratık ve daha niceleri yetim kaldı.
Başar'ın Giger hakkındaki notu: "Olur da yolunuz yakınlarına düşerse, Gruyeres kasabasında (İsviçre'nin Fransızca konusan kısmında, Almanca sınırına yakın) müzesi var rahmetlinin (adam kasabanın kalesini ve büyük kısmını satın almış bu arada) gayet güzel bilmediğim bissürü eseri var, dışarıda Giger temalı bir bar ve fondue yapan turistik bissürü restoran var. Kalede fantazi bilim kurgu sanat sergisi var. Bir tane oriyental temali muze var, aşağıda meşhur Gruyeres peynirinin yapıldığı yer var. Yakında bir köyde çikolata fabrikası var. Onların da müzeleri  var vs."

Diskdünya'yı okuma klavuzu

Evet Terry Pratchett'i seviyoruz, evet Diskdünya çok lezzetli, evet karakter absürt olduğu kadar da ilginç ve evet olaylar çok ilginç. Ancak kabul etmeliyiz ki çok kitap var ve bir yerden sonra işler arapsaçına dönüyor. Krzysztof Kietzman bizim karışan aklımıza yol gösterecek bir tablo oluşturmuş. Okurken kaybolanlar ve okumaya başlayacaklar için bire bir. Bu amme hizmeti için kendisine teşekkürü borç biliriz.

io9 sağolsun

Pazartesi, Mayıs 12, 2014

Murphy gururla sunar: Stout peşinde koşan siberpunk samuraylar

Murphy's Irish Stout muhtemelen bir pek azımızın bildiği bir malt içki. İrlanda menşeiyli bu stoutu içme şerefine nail olamadım ama aramızdan Hakan'ın denk geldiğini tahmin ederim. Murphy's bu güzide içki için doksanların başında çok sağlam bir ekibe çizgi film bir reklam çektirmiş.  Ekipte Blood: The Last Vampire'dan Hiroyuki Kitakubo,  Ghost in the Shell, Blood, ve Vampire Hunter D: Bloodlust'den Kazuchika Kise ve son olarak Ghost in the Shell'den Hiromasa Ogura. Sanırım animenin İngiltere'de yeni yeni tanınmaya başlamasının ekmeğini yemek istemişler. Ortaya samurayların koştuğu, çanların top ile çalındığı, organların karaborsaya düştüğü, sibernetiğin tavan yaptığı bir dünya çıkmış. Zamanında işe yaramış mı bilmem ama ben beğendim.

Pazar, Mayıs 11, 2014

Arkham'dan misafiriniz var

Deathstroke (Türkçesini bilemedim, yani çevirilerde var mı bilemedim) Batman dünyasından bir katil, suikastçi. DC olsun Marvel çok bilmesem de yavaş yavaş sizlere iki kelam edeceğim diye öğreniyorum o ayrı konu. Her neyse Chris White ve Larry White oturmuşlar Deathstroke'un kısa bir filmini çekmişler. Biraz bilgisayar yardımı, biraz da dövüş sporları ehli abiler ile filmi tamamlamışlar. Ne yalan söyleyeyim beklediğimden daha vurdulu, kırdılı olmuş. biraz daha karakter hakkında bilgi umuyordum. Her neyse Gotham dizisinin de yaklaştığı bu günlerde ilginizi çekebileceğini düşündüm.

Çarşamba, Mayıs 07, 2014

Süper Kahramanlık maliyetleri el yakıyor

Teknoloji her geçen gün ilerliyor. Hem de koşarak değil zıplayarak. Ancak her güzel şey gibi bunun da yan etkileri ve bir maliyeti var. Bu maliyetten, enflasyondan süper kahramanlar da muaf değil. Bugün bir Batman olmak kolay mı? Bu kahramanlar kolay mı yetişiyor? Alın size çarpıcı bir örnek.  Batman'in maliyetlerine Bruce Wayne olsa dayanamaz


Geek Tyrant'da daha fazlasını bulabilirsiniz.

Salı, Mayıs 06, 2014

Bi memleket gibidir tren...



Güney Kore’li yönetmen Bong Joon-ho’nun son filmi Snowpiercer’ı izledikten sonra zihnimde Gemide filminin başlangıç repliği uyandı. “Bi memleket gibidir gemi” diyordu kaptan; “her şey düzenli ve kontrol altında olmalıdır. Kaidelere uyulmalıdır; kanunlara, nizamlara...”. Bazı metaforlar hiç eskimiyor olmalı ki bu sefer bir Kore’li yönetmen, yüksek teknoloji ürünü bir treni benzer bir mecazi kurgunun içine yerleştirmiş. Ortaya pek çok açıdan kayda değer bir film çıkarmış. Fransız orjinli bir çizgi romandan uyarlama olan Snowpiercer’dan az spoiler eşliğinde biraz bahsetmek istedim.