Cuma, Mart 16, 2007

ZÜLFİKAR'IN HÜKMÜ - Saygın Ersin

Lokman Hekim'in yetiştirdiği yedi cengaver orta doğu ve kuzey afrikada kötülüğün azılı düşmanı olmuşlardır. Sayıları yediyi geçmeyen bu kahramanlar kurdun kuşun, ağacın çiçeğin Lokman Hekim'e bağışladığı uzun ömür veren iksirin yardımıyla tarihin karanlık zamanlarından beri dünyayı korumaktadırlar. Ancak bu uzun ömür bedelsiz değildir. İksir yalnızca hastalıklara ve yaşlanmaya karşı etkilidir ve her elli yılda bir yeniden içilmesi gerekir. Elli yılda bir Yedilerin Lokman Hekim'i ve iksirin sırrının yazılı olduğu kitabı çağırmaları için özel bir zaman gelir. Bu an kaçırılmadan yedi yiğitin bir arada bulunmaları ve cihanın dört bir yanından iksirin malzemelerini toplamaları gerekir.

Yediler kötülüklerle savaşarak dünyayı dolaşır ve İstanbul'un fethiyle birlikte İstanbul'a yerleşirler. Dönemi için orta doğunun önemli bir merkezi olan İstanbul'da kötülüğün neferlerini dize getirebilirlerse kalana da gözdağı verebileceklerine inanırlar. Öyle de olur. Şehrin gecesini gündüzüne katan ve Geceli adı verilen vampir aşiretlerinin arasındaki savaşlara son verirler. Düzeni sağarlar. Kötülüklerle mücadele ede ede günümüze değin gelirler.

İksir zamanı yaklaşmaktadır. Ama sayıları tamam olması gerekirken Yedilerin en genci yaşlı Ustalardan biriyle tartışarak onlardan ayrılmıştır. Aynı sıralarda Topkapı Sarayı mahzenlerinden kimsenin tam olarak ne olduğunu bilmediği gizemli bir nesne çalınır. Bunu incelemeleri için, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12. Dairesinden iki subay çağırılır. Ancak subaylar kırk yıldır kapalı gözüken ve sıradışı konuları inceleyen bu daireye yeni tayin edilmiş iki acemidir. Tüm bunlara önemli bir orta doğulu liderin İstanbul'da öldürülmesi tuz biber eker.

Yedilerin aralarındaki sorunları çözüp bir araya gelmeleri ve iksir için hazırlanmaları için az zamanları kalmıştır. Ancak gizli bir örgütün fedaileri bunu yapmalarına engel olmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Zülfikar'ın Hükmü oldukça doyurucu ve sağlam bir kurguyla yazılmış. Karakterler gerçekçi. Salih Usta'nın gülen gözlerini ve tasa yüklü yüzünü, Doğan Üsteğmen'in dimdik duran siyah saçlarını ve geniş ruhunu aklımda canlandırmak zor olmadı. Karakterlerin üzerinde iyi durulmuş. Yedilerin her birinin ustası olduğu ilimle bağdaşan karakteri başarıyla verilmiş. Dolayısıyla böyle aykırı kişilikleri birarada tutan Yediler düzeni de ayrıntısıyla tasarlanmış.

Diyaloglar inandırıcı ve sürükleyici. Zorlama bir konuşma, kasılmış cümleler yok. Araya girip iki laf etmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz.

Olay kurgusu açık vermeden tasarlanmış. Kurgunun içinde olan biten bazı küçük olayların nedeni de öyküden fazla uzaklaşmadan bir anekdot havasında anlatılıyor. Güzel bir renk, olaylara inandırıcı bir hava katıyor.

Bazı tanıdık unsurlar da var. Örneğin Geceliler ve aşiretleri biraz Vampire the Masquarade geleneğininden esinlenilmişler gibi. Bunun bir sakıncası var mı? Bence yok. Oyunu oynamadığım için konuya ne kadar yaklaştığını bilmiyorum, belki o yüzden fazla yadırgamadım. Yine de fikir ortama yakıştığı için hoşuma bile gitti.

12. Daire'nin X-Files'dan esinlendiğini söylemeye gerek yok. Ama yalnızca esinlenilmekle kalmış. Ordu içindeki yapısı ve kendine özgü bir de düşmanının olması olayı güçlendirmiş.

Yeniçeri Solakları ise tamamen kitaba özgü son derece güzel bir ayrıntı.

Yaratılan ortam, sunulan karakterler her zaman yeni bir şeyler eklenebilecek bir öykü oluşturuyor. Gelecekte, aynı kalıbı kullanarak yazılmış yeni öyküler görmek hoş olurdu. Hatta bu karakterleri farklı yazarların elinden görmek de ayrı bir keyif sunabilirdi.

Kitapta eksik, kötü bir şey bulmaya çalışıyorum ama bir şey dışında bulamıyorum. Ufak tefek yazım hataları var. Sürüklenmiş giderken çarpılan taşlar gibi okuyucunun gözüne batıyor. Olmasa iyi olurdu.

Genel bakıldığında elimizde sağlam bir öykü, güçlü bir anlatım, inandırıcı karakterler var. Dolayısıyla Zülfikar'ın Hükmü'nün devamı olan Erbain Fırtınası'nın da okumaya değer olacağını düşünüyorum. Hatta Saygın Ersin'in diğer kitaplarının da okumaya değeceğine inanıyorum. Sanırım bu adam yeni nesil Türk yazarları arasında takip ettiklerimden birisi olacak.

7 yorum:

Unknown dedi ki...

Hmm bu kitabi simdi duydum. Sagol yorum icin, cok guzel bir kitaba benziyor. Alip ben de okuyacagim.

duman IV dedi ki...

Zülfikarın Hükmü'nü ağustos ayında okumuştum ve bittiği için çok üzülmüştüm. Son okuduğum ravenloft serisinde yaşadığım hayal kırıklığından sonra "galiba artık fanteziye olan ilgimi kaybediyorum" diye şüpheye düşmüştüm. Ama işte karşıma Saygın ERSİN Beyfendinin eşsiz eseri çıkınca herşey yeniden başladı. http://www.pranga.com/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&p=40946#40946

Erbain Fırtınasını'da bugün bitirdim. İşten dönerken metroda bitirmek nasip oldu. Ve tekrar aynı üzüntüyü yaşadım. Yediler ve 12. daire ile beraber kıyasıya yaşadığım maceraların sonu gelmişti! Hala içimde bir burukluk var.

Şunu biliyorum ki, Saygın Bey popülizme kapılmadıkça bu güzide başarısına devam edecektir ve benim gibi okuyucuları tarafından sonsuz destekelenecektir.

Türk edebiyatına kazandırdığı Behruz Usta, İdris ve Niran Ustalar, Salih Dayılar, Toprak Ahmet ve 12. daire subayları, Behzat Taner'ler ve günümüz Alamutları çok mühim karakterler ve kavramlardır. Kendisi sadece Türkiye Edebiyatı açısından değil Dünya edebiyatı büyüklüğünde bir kült oluşturmuştur. Başarılarının devamını diler, Allah zihin açıklığı versin diye dua ederim. Selametle.

Adsız dedi ki...

Hocam üzülmeyin bu kitapların devamı gelecek kitapın adı bile belli,bende ilk iki kitapı okumuştum resmen o dünyanın içinde hissettim kendimi,yazarın anlatım tarzının ne kadar başarılı olduğunu gösteren birşey bence.

yeni kitapın adı ''ateş ve bedel'' sabırsızlıkla bekliyoruz.

hakan dedi ki...

merhaba,
Ben yazarın iki kitabınıda okudum. sn. Ersin ile mailleştimde, ona neden Vampirlerle ilgili istanbulda geçen bir hikayeyi, bu işin taaa başından, yani Kont draculanın ailesini başlangıcı olan Corvinuslar dan değil, ondan öncesi efsanelerden ama batı yapımı filimlerdeki gibi değil. doğu kültürü ile yoğrulmuş kaynağı buradan beslenmiş bir hikâye yazmasını önermiştim. onun da bu yönde aklında bir proje varmış. ama bu mevcut iki kitabın devamı geleceği için, tüm zamanını bu kitaplara ve başka bir konuda bir kitabı daha olacağını belirtmişti.
kendisini tebrik ediyorum. herkezede tavsiye ederim.

Roulth dedi ki...

Merhaba Ünal,
Katkın için teşekkürler.
Saygılar

MS_Efra dedi ki...

maalesef yeri yerinden oynatması gereken bu kitap yediler gibi günyüzüne çıkamadı. tek kelime MUHTEŞEM.

Adsız dedi ki...

bunu okuduktan sonra kitap yarım kalmış oluyor. esas devamınıda okumanızı tavsiye ederim o da "Erbain Fırtınası" ikisibe bence güzel ve sürükleyici.