Türkçe meali ile Fevkalede Beyfendiler Birliği adındaki (Söz konusu beyfendiler birliğinde bir de hanımefendi mevcut iken, isminin neden bu şekilde olduğu konusunda ise hiç bir fikrim yok) 2 bölüm, 12 ciltlik bu kültür hazinesini taze bitirdim. Adına layık fevkalede bir tat bıraktı damağımda. Hikaye Alan Moore tarafından yazılmış ve Kevin O'Neill marifeti ile çizilmiş. Gerek çizimler, gerek konu, gerekse anlatılış biçimi olarak çok beğendim. Tabi ki aramızda çizgi roman konusunda beni fersah fersah aşan pek müstesna şahşiyetler de olsa, nacizane bendeniz kendi çapımda fikirlerimi belirteceğim.
Hikaye 1898 yılı İngilteresinde geçiyor. Sanayi devriminin zirvesinde bir İngiltere tasvir edilmiş. Moore bu toplumu mümkün olduğunca gösterişli anlatırken arka planda ise çarpıklıkları göstermiş. Yüksek binalar ile yarışan yüksek bacalar, sürekli çalışan fabrikalar, denizlere, nehirlere sarkan devasa vinçler, şehirlerin çehresini süsleyen abartılı heykeller ve anıtlar. Buna karşılık arka planda sürekli bir yoksul, aç insanlar, suç ve izbe mekanlar. Şehir kareleri çizilirken hep kahverengi ve tonlarında bir puslu hava ile resmedilmiş. Buna karşı şehir dışı mekanlar olabildiğine canlı renkler ile bezenmiş. Moore'un yaklaşımını pek bilmesem de halen okumakta olduğum "From Hell"'de de olduğu gibi sanayileşen toplumdan pek de hazetmediğini söyleyebilirim.
Kahramanlar Viktorya dönemi edebiyatında bulunan şahsiyetlerden oluşuyor. Bram Stoker'ın Drakulasından Wilhelmina (Harker) Murray, Jules Verne'nin Denizler Altında 20.000 Fersahından Kaptan Nemo ve mürettebatı, H.G. Wells'den Görünmez Adam Hawley Griffin, Robert Louis Stevenson'dan Doktor Jekyll ve Bay Hyde ile son olarak H. Rider Haggard'dan Allan Quatermain. Bütün karakterlerin karanlık geçmişleri var. Bir taraftan kendi geçmişleri ile yüzleşirken diğer taraftan İngiltereyi türlü felakatlerden ve kötülüklerden kurtarmak üzere mücadele veriyorlar. Bu arada bütün bu fevkalede şahsiyetleri toparlayan birim ise İngiliz Askeri Haberalma teşkilatı MI-5. MI-5 ise "From Hell"'de de olduğu gibi sürekli masonlar ile ilişkilendirilmiş. Öyle ki askerlerin rütbeleri mason sembollerinden oluşuyor. Ne yazık ki Moore'un masonlar ile olan fikrini bilmiyorum. Ancak kitaplarda İngiltereyi kurtarmak için çabalasalar da pek de sevimli anlatıldıklarını söyleyemiyeceğim.
Kitaplarda iki ayrı hikaye anlatılmış. Ben özellike ilk bölümü daha çok beğendim. İkinci bölümde ise bana göre gereksiz olarak cinselliğe fazlası ile yer verilmiş. Buna rağmen ikinci bölümü de büyük bir zevkle bitirdim. Kitapların sonlarında iki kısa hikaye ve döneme ait gibi görünen çeşitli reklamlar var. Ne yazık ki reklmaların tamamını okumaya üşendim ama bazıları gerçekten çok komik.
Bu arada seyretmiş iseniz film ile kitapların hikaye olarak alakası yok. Sadece bir kaç karakter örtüşüyor. Filmde gördüğümüz Dorian Gray ya da film için icat edilmiş Amerikalı karakter Tom Sawyer şükürler olsun kitaplarda yer almıyor. İlk altı bölümünün toplu yayınlandığı kitabın sonunda bir Doarin Gray portesi var ama nasıl bir gönderme olduğunu çözemedim.
Fevkalede Beyfendiler Birliği'nin üçüncü bölümünün bu yıl içerisinde çıkacağı ve 1950'lilerde geçeceği söyleniyor. Umarım yakın zamanda Türkiye'de de yayınlanmaya başlar.
Edinin, okuyun, bitirin derim. Benim gibi kitapları satın almak için bulamazsanız, internet adı verilen lebi deryada gani gani mevcut.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder