Cuma, Nisan 06, 2007

Film: Karanlık Sular

Not: Karanlık Sular yazısı Tacer hocaya aittir.

Filmimizin adı Karanlik Sular olup Japon yönetmen Hideo Nakata elinden çıkmadır. Hideo bey ismini RINGU ile duyurmuştu; filmin Amerikan versiyonu Ring adıyla çevrilerek izleyicilerle buluşmuş idi. Hayli de ilgi görmüş idi.

Karanlik Sular da kultur sanat filmleri jaaanrinda :) pek bir begenildi, yere goge sigmadi. Lakin filmi izleyen ortalama izleyici "iyyk bu ne bicim korku filmi be hic korkmadim cok da sıkıldım ne o oyle vik vik bik bik" seklinde degerlendirmede bulunuyor benim gozlemim. Kendi yorumuma gecmeden once konusunu bir geceyim kisaca:

Bir yayinevinde redaktor olarak calisan Yoshimi, kocasindan yeni bosanmistir ve 5 yasindaki sevimli kizi Ikuko ile yeni bir hayata baslamak uzeredir. Ancak zengin ve haris bir adam olan kocasi kizinin velayetini annesinden almak icin her turlu hukuksal piclige basvurmaktadir. Yoshimi kizinin velayetini korumak icin duzenli bir gelir ve sabit bir ikametgah edinmek zorundadir. Bu nedenle hem isyerine hem de kizinin kresine yakin bir apartman dairesine tasinir. Hayli bakimsiz ve kasvetli olan apartman dairesine sirf bu yuzden tahammul etmek durumundayken, evin tavanindan damlayan esrarengiz, koyu renk sular genc annenin hayatini kabusa cevirir. Dahasi bu sadece bir baslangictir.

...ve olaylar gelisir :)))

Herseyden once, arkadaslar, soylemek durumundayim ki, bu bir korku filmi degil. Bir dram. Hem de kutur kutur, agir mi agir bir dram. Icerdigi tum bu gizemler, tekinsiz olaylar, turlu tuhafliklar sadece bir baska drama goturuyor filmi; yani baskin unsur huzun. Yonetmen minimalist takilmis: tum film anne ve kizin gunluk hayati, basit eglenceleri, yemeleri-icmeleri, annenin isi-gucu, ofis hayati vs etrafinda donuyor. Fazla yan karakter de yok. Bu acidan baktiginda filmde temsil edilen korku metropol yasaminin ta kendisi! "Vah vah allah calisan kadini cocuguyla buyuk sehirde bir basina komasin" oluyorsunuz. Beni en cok sehrin kendisi irkiltti sahsen. Muadili olan pek cok film, tekinsiz ev filmleri yani, müstakil villa tipi evlerde gecer niyeyse. O evler zaten öcü gibi gorunur. Bu film normal bir apartmanda geciyor; kapicisi, asansoru, terasiyla... Bu haliyle de daha korkunc duruyor. Cunku bizim evimiz gibi, sehirli cocuklarin evleri gibi. Tavanin su akitmasi da ne kadar olagan biseydir, herkesin basina gelir. Asansorler bozulur, elektrikleri kesilir vs...

Demek istedigim bu filmdeki korku, gercek hayatin kendisi aslinda. Yonetmenin dehasi ise fazlaca goze sokmadan, inceden inceye izleyeni gundelik hayatin teroruyle yuzlestirmek gibi geliyor bana. Bu yuzden saygi duyuyor ve ayakta alkisliyorum senaristi ve kendisini. Filmde ozel efekt yok. Kan yok. Seks yok. Ask yok. Karanlik gucler yok. Bir anne var bir de kizi. Olay budur.

Goruntu yonetmenligi, muzik ve oyunculugun birinci sinif oldugunu soylememe gerek bile yoktur sanirim. Amerikan sinemasinin bombardimani arasindan bir nebze de olsa soluk almaniz icin hepinize oneriyorum. Korku sinemasina getirilmis en ozgun yaklasimlardan birini sergileyen Karanlik Sulara hepinizi davet ediyor, geri donusu garanti etmiyorum.

Ulan biraz abarttim mi ne... Neyse boyle olsun bu sefer :))

Tacer. Kritik eder.

Hiç yorum yok: