Pazartesi, Temmuz 13, 2009

Tokyo Gore Police

2008 Japonya / Japonca

Geçen hafta Dead Snow’u seyrettikten sonra görmüş olduğum kan yetmemiş olacak ki arkadaş tavsiyesi ile daha kanlı bir türe geçtim. Gore ya da Splatter filmlere çok bayıldığımı söylemem ama Tokyo Gore Police ilginç bir deneyim oldu.

Film Japonya’nın geleceğinde, karmaşa ortamında geçiyor. Öyle bir ortam ki naklen infazlar bir adım öteye taşınarak çevirim içi olarak kurban yakınları evlerinden gerçekleştirerek hem adaleti sağlıyor hem de intikamı tadıyorlar. Özelleştirilmiş polis kuvvetleri, şiddeti özendirecek şekilde topluma hizmet veriyor. Samuray zırhları içerisindeki kolluk kuvvetleri yeri gelince herhangi bir ayrım yapmadan katliama girişip gore filme yakışacak şekilde kopartılmış kafaları istifliyorlar.

Böyle bir ortamda kim olduğu bilinmeyen bir bilim insanının geliştirdiği “Anahtar Geni” insanları değiştirip canavara dönüştürüyor. (nasıl bir gense kocaman, çıplak gözle görülür, elle tutulur ve anahtar şeklinde!) Bu genden dolayı delirip oraya buraya saldırmakla kalmıyorlar, herhangi bir yaralanma durumunda yara garip birr tür mutasyona uğrayıp, gücüne güç katıyor. Kesik koldan çıkan elektrikli testerelerden tutun da kopan cinsel organdan imal topa kadar her şey mevcut. (Fil hortumu görünümlü top kesinlikle favorim.)

Hikaye, polis teşkilatında daha doğrusu şirketinde, esas zanaatı mühendis katli olan Ruka adlı bayan polis memuru etrafında dönüyor. Ruka babadan polis olup bir taraftan görev başında telef olan babasının acısı ile nice Müslümcülere taş çıkarırcasına kendini jiletlediği gibi asabiyetten metroda kendine el marifeti ile sarkıntılık yapan Japon magandaları ikiye biçiyor. Karakterimiz tabi ki Japon sapıklığına uygun olarak mini eteklerle vuruşuyor.

Filmde bahçe fıskiyelerine taş çıkarırcasına akan, fışkıran, sıçrayan kan, havalarda uçuşan beden uzuvları nedeni ile şiddet özendirilmekte olsa da orantısız güç kullanımı, kapitalizm, polis devleti ve şiddeti yeriliyor, göndermeler havalarda uçuşuyor.

Eğer gore/splatter film meraklısı değilseniz, farklı bir tür olarak seyredebilirsiz ancak yok ben açık kırmızı kan sevmem, fıskiyelerden ve bahçe hortumlarından haz etmem derseniz yakınından bile geçmeyin.

5 yorum:

Hakan dedi ki...

Bu filmi kesinlikle izlemem lazim. Nerden buluyoz ustad? :)

EnT dedi ki...

çok yaşa mininova.org! indirdim :)

kansu dedi ki...

Ben de gecenlerde "The Machine Girl" izledim. Cok super degildi bence ama turun meraklilari ilgilenebilir:

http://www.imdb.com/title/tt1050160/

EnT dedi ki...

Yönetmen daha önce mahine girl'in ekibinde çalışıyormuş. Galiba oradan da bu filme transfer olmuş. Wiki'de bahsediyordu.

Hakan dedi ki...

Galiba bunu indirdim, Basar'i kandirabilirsem bi ara izleriz, kandiramazsam ben izlerim artik.