Star Wars Exhibition, Brüksel,
16 Şubat - 1 Haziran 2008
Daha önce hiç böyle şeyler görmemiş biri için heyecan verici bir olay. Ne göreceğini de tam olarak kestiremiyorsan hele fikir iyice insanın içini pır pır ettiriyor.
Bu sergi ilk olarak Lizbon'da açılmış. Çok tutulmuş, şimdi de dünyayı dolaşıyor. Benim gibi meraklılara Star Wars olayını bir kez daha sevdirmeyi (biraz da bu uğurda para harcatmayı) amaçlıyor. Para harcamayı zaten göze almışım, içeride neler olduğunu bir an önce görmek istiyorum.
Doğal olarak bu kadar heyecan, şişmiş, balon olmuş bir beklenti de doğruyor. Sonunda tüm olaya burun kıvırma, beğenmeme, bir hor görme oluşabiliyor. Madem tüm bu zaafların ortaya çıkabileceğinden iyi kötü bilinçliyiz, onları geri plana iterek gözlemlerimi aktarayım.
Sergiye Star Wars olayının bilincinde, hatta kitap nevinden her yeni ürünü yakından takip eden bir arkadaşla gittim. Bilgisi filmlerle sınırlı biri olan bendenizi cahil kaldığım noktalarda aydınlatacağını umuyordum. Nitekim çok da işe yaradı.
Sergi salonuna girerken güzel bir karşılama vardı. Giriş holüne gerçek boyutlarında bir Naboo N-1 Starfighter yerleştirilmişti ve gemi sarı bir zerafetle önümüzde duruyordu. Doğrusu düşündüğümden daha küçüktü ama yine de keyifli bir karşılamaydı. Kokpitte bir çocuk mankeninin oturduğunu herhalde söylememe gerek yoktur.
En baştan söyleyeyim, sergide fotoğraf çekmedim. Hatta merceği oğlumun parmak izleriyle dolu dijital kamerayi yanıma bile almadım. Pek de hata etmemişim çünkü tümü loş bir ortamda hazırlanmış sergide ne çeksem çıkmazdı. Pişman değilim. Ama öteki arkadaş bir kaç fotoğraf çekti, ama fotoğrafları ondan bir tülü alamadığım bu resimsiz, yavan yazıyla idare edeceksiniz.
Biletleri kestirip serginin derinlerine yöneldiğimizde yolumuzu iki Stormtrooper kesti ve aralarından sızan ufak tefek bir adam Yoda'nın posteriyle fotoğraf çektirmek isteyip istemediğimizi sordu. Stormtrooperlara yan gözle bakarak adama nasıl hayır diyeceğimizi düşünürken ortama aniden katılan Darth Vader bizim fotoğrafçının elinden seri hareketlerle sıvışmamıza yardımcı oldu. Ona müteşekkiriz.
Odalara bölünmüş sergi alanının ilk odası bütünüyle birinci bölümdeki pod yarışlarına ayrılmıştı. Pod yarışı sahneleri Tunus'da çekilmiş. Çöle gerçek boyutlarında podlar kurulmuş ve ilgili sahneler orada çekilmiş. Doğrusu pod yarışı sahnelerinin nasıl çekildiklerini görmek sahnenin kendisinden çok daha ilginçti.
Asıl boyutlarındaki podlara filmin çekimlerinde kullanılan seyirci oturakları gibi aksesuarlar da eşlik ediyordu. Filmde fonda sesleri duyulan ve küçük renkli noktalar olarak görünen seyirci yığınlarının aslında renkli pamuk topakları olduğunu öğrenmek de oldukça matraktı.
Her odada sergilenenler, filmden ilgili sahneleri ve o sahnelerin nasıl çekildiklerini anlatan kısa filmleri gösteren videolarla destekleniyordu. Üşenmedim tümünü seyrettim. Kısaydılar, ama konuyu başarıyla özetliyorlardı.
Toplam altı ya da yedi odadan her birinin teması filmin başka bir öğesiydi: Naboo mimarisi, Ewoklar, Jabba the Hut, Darth Vader, Jedilar vb. Örneğin Return of the Jedi'da Jabba the Hutt kuklasının her bir köşesini başka bir adamın hareket ettirdiğini, kuyruğunu da kuyruğun içine girmiş bir cücenin idare ettiğini bilmiyordum. Jabba the Hutt'a (ve onu tasarlayanlara) saygım arttı.
Serginin bitiminde meraklılarına jedi kostümleriyle resim ve film çekme olanağı vardı. Film çekimleri özellikle eğlenceliydi. Darth Vader'la Obi Van Kenobi'nin hangardaki çarpışmalarının bir parodisi niteliğinde benzer kıyafetler giyinmiş iki veledin aynı fon üzerinde kahkahalarla birbirlerine girmeleri görülecek bir manzaraydı.
Sergi çocuklara ve büyüklere yönelik oyuncakların, kitapların ve tişörtlerin satıldığı bir satış yeriyle sona eriyor. Çok uzun sürmeyen bir sergiden sonra ne yapacağını bilmeyenlerin de toplandığı bu nokta oldukça kalabalıktı. Meraklıları için en özenlisinden, en kabasına pek çok figür vardı.
Bir de saatli yapılan jedi gösterisi vardı. Ancak gösteri çok da etkileyici olmayan bir jedi kapışması ve bar bar bağıran bir sunucu nedeniyle pek cazip değildi.
Yeni nesillerin de iyi bilmesi nedeniyle sergi odalarında ağırlık yeni filmlerdeydi. Öte yandan eski filmlerin nasıl yapıldığını görmek daha etkileyiciydi. Koskoca imparatorluk kruvazörlerinin siyah tişörtlü bir adamın elinde bidilik bir maket olduğunu öğrenmek oldukça keyifli oldu.
Etkilendiğim diğer bir konu da bilim kurgu ve fantazi filmlerinde oynayan oyuncuların mavi bir perdenin önünde hayali yaratıklara mücadele verdiklerini görmekti. Buna da sıkı bir hayalgücü gerektiğine karar verdim. O insanlara da saygım arttı.
Sergiyle ilgili görüşlerim biraz karmaşık. Tek tek her odayı suratımda mutlu bir gülümsemeyle gezdim. Ama her nasılda pek yetmedi. Çok çabuk bitti gibi geldi.
Jedi gösterisi biraz zorlama olmakla beraber, sanırım çocuklar için etkileyiciydi.
İlk defa bir Star Wars sergisine gittim ve aktivitelerden değil ama serginin kendisinden etkilendim. Güzel bir deneyimdi. Ancak bir kez daha fırsat çıkar da böyle bir şeye gidecek olursam gitmeden bütün filmleri baştan sona bir daha seyredeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder