Çarşamba, Mart 19, 2008

ANCIENT LIGHT

"Chronicles of Carrick V"
Mary Gentle

Gollancz 2002
Omnibus Edition

Daha önce Carrick V serisinin ilk kitabi Golden Witchbreed'le ilgili bir yorum yazmıştım. İlk kitapta, Lynne Christie adında Dünya Birliğinden bir elçi, Carrick V güneş sisteminde üzerinde yaşam olan tek gezegene gelir ve Orthe adındaki bu gezegende yaşayan halkla Dünyalılar arasında olumlu ilişkiler kurmak üzere işe koyulur.

İkinci kitap, Ancient Light, Lynne Christie'nin on yıl aradan sonra Orthe'ye dönüşünü anlatıyor. Ancak bu kez bir Dünya Birliği elçisi değil, ticari fırsatlar bulma amacıyla bu gezegeni keşfetme izni almış bir şirkete danışman olarak gelir. Şirketin amacı Orthe'nin geçmişinden kalan teknolojileri elde edip bunlardan yeni teknolojiler üretmektir.

Orthe, geçmişte büyük bir teknolojik yıkım yaşamış bir gezegendir. Teknoloji kullanmada başı çeken ve “Golden Witchbreed” adı verilen bir ırkın güç ihtirası bu yıkıma neden olmuştur. Yıkımdan dersini alan Ortheliler Tabiat Ana'nın ve toprağın evlatları olduklarını kabullenmişler ve ona sadık bir yaşam düzeni kurmuşlardır.

Yeni yaşam düzenleri doğrultusunda Orthe halkı teknolojiyi bir yıkım aracı olarak görür ve uzak dururlar. Dünya Birliğinin, Orthe'nin eski teknolojilerine karşılık yeni teknoloji vererek ticaret yapma taleplerine olumlu bakmazlar. Orthe deneyimi nedeniyle işe alınan Lynne Christie, şirketin bu amacı yüzünden on yıl önce edindiği Ortheli dostları ile görevi arasında kalır. Dostları yeni görevinin Orthe'nin huzurunu kaçıracağı düşüncesiyle Lynne'e sırt çevirirler.

Orthe kıtalara göre özellikleri değişen küçük topluluklardan oluşmuş bir toplumsal yapıya sahiptir. Ayrı ayrı her topluluğun bir lideri olsa da ihtiyaç görülmediği sürece bu toplulukları biraraya getirecek bir önder seçilmez. Her toplulukta bünyesinde Tabiat Ana dininin ruhbanları da büyük ölçüde söz sahibidirler. Bunca küçük topluluk olması Orthelileri politik ilişkileri etkili kullanan bir yapıya büründürmüştür. Halkın her tabakası politik sürecin bir parçasıdır.

Orthe'de savaş ve kavga yadırganmaz. Ataları arasında Golden Witchbreed olanlar hariç herkes geçmiş yaşamını hatırlar. Bu yüzden ölüm onlar için bir belirsizlik değildir. Dolayısıyla savaşmaktan çekinmezler. Savaşlar onlar için yaşamın doğal bir parçasıdır ve kılıç savaşta kullanılan başlıca silahtır. Yüzyıllardır süregelen bu düzen, bir şirket görevlisinin her zaman sürtüşen iki toplumdan birine gelişmiş dünya silahları sağlamasıyla bozulur ve olaylar çığırında çıkar.

İlk yıkıma neden olan ve sonradan tükendiği sanılan gizemli enerjinin varlığını sürdürdüğünün ortaya çıkmasıyla da dengeler büsbütün sarsılır.

Ancient Light bir yıkım öyküsü. İnsansı varlıklara özgü açgözlülüğün ve hırsın, gücün verdiği sahte güven duygusuyla birleşip bunlardan uzun süre uzak durmayı başarmış bir uygarlığı sona erdirişini anlatıyor. Bu anlamda bir miktar da karamsar.

Kitabın dünya tasarımı ve karakterleri oldukça güçlü. Geçmişi ve bugünüyle ayrıntılı tasarlanmış, güçlü bir uzay medeniyetini gözler önüne seriyor.

Kitap uzaylı bir toplumu ve bu toplumun yaşamını eski teknolojilerinden oluşan bir labirentte gezdirir gibi anlatıyor. Aynı teknoloji Dünyalılarda olduğu kadar Orthelilerde de benzer bir hayranlık etkisi oluşturuyor. Ancak bu hayranlığı her iki toplumun yorumlayışı farklı. Dünyalılarda sahiplenme dürtüsü ağır basarken, Orthelilerde uzak durma eğilimi artıyor.

Anlatımlar okuyanı karakterle özdeşleştirmeye yetecek kadar ayrıntılı. Ancak ayrıntıların çokluğu yer yer kurgunun ağır gelişmesine neden oluyor. Yaratılan hava neredeyse kusursuz. Orthelilerin tavırları, Dünyalılara özgü taleplere verdikleri tepkiler özgün ve tutarlı. Politik altyapı o kadar karmaşık ki kurgu mu gerçek mi olduğu zaman zaman karışıyor. Politik görüşler de tutarsızlık göstermiyorlar. Bu özellikleri kitabı kurgu evrenlerdeki politikaları anlatan bilim kurgular arasında üst raflara koyuyor.

Kitapta, yazılış tarzından ve iyi tasarlanmış yabancı bir dünyanın anlatımından gelen çekici bir taraf var. Mary Gentle, Orthe'de saklı gizemi okuyucuya Lynne Christie'nin gözlemlediği şekliyle sunuyor ve bunu iyi başarıyor.

Sağlam altyapısına ve güçlü kurgusuna karşın okumayı zorlaştırıcı birkaç ayrıntı da yok değil.

İlk kitapta olduğu gibi politik ilişkiler bu kitapta da ön planda. Lynne çoğu zaman olayların içinde değil ve olan biteni bir şirket temsilcisi olarak dışarıdan gözlemliyor. Bütün kitap Lynne Christie'nin ağzından anlatılan olayların politik yansımalarına odaklanmış. Farklı bir tarz olsa da öyküye biraz hantallık katmış. Olaylar olup biterken her şeyi Lynne'in gözünden takip eden okuyucu, karakterle aynı sıkıntılı bekleyişlere, konuya ya da karaktere doğrudan bir katkısı olmayan diyaloglar eşliğinde katılmak zorunda kalıyor.

Öykünün en can alıcı ve önemli sayılabilecek bilim kurgusal unsurlarından biri sürekli geri planda kalmış. İlk kitapta gerçekleşen ve eski Orthe teknolojisini kullanmayı sürdüren Golden Witchbreed kalıntısı bir adamla Lynne Christie arasında gerçekleşen hafıza aktarımı bu kitapta, özellikle başlarda, oldukça silik kalıyor. Daha da tuhafı tüm olan bitenler arasında, bu hafıza aktarımının, bütünüyle yabancı bir kültüre ait anıların bir dünyalı üzerinde bıraktığı etkilerden neredeyse hiç söz edilmiyor. Tüm öyküyü ana karakterin ağzından okusak da bu akıl almaz ayrıntı onun üzerinde birkaç sıkıntılı düş ve bir iki tutarsız davranış olarak ortaya çıkmaktan öteye gitmiyor. Her ne kadar yazarın sürekli bundan bahsedip konuyu daraltmaktan kaçındığı hissedilse de böyle geniş potansiyele sahip bir ayrıntının hakkını veremediği de bir gerçek.

Bunun dışında, konuşmaların arasına mantıklı olamayacak kadar uzun gözlem ve düşünce tasvirleri sokulmuş. Olaylar birinci tekil ağızdan anlatılırken ve bir diyalog sürerken araya giren tasvirler 'bunlar hiç bitmeyecek mi?' sorusunu sık sık sormanıza neden oluyor.

Anlatımın duygusal iniş çıkışları aktarmadaki yetersizliği de ayrı bir sorun. Olaylar gelişiyor, hem yeni hem eski karakterler sahneye girip çıkıyorlar, kavgalar kopuyor, sinsi politikalar uygulamaya konuyor ve baş kahramanlar, ya kurnazlıkla ya da yardım görerek, her zaman olayları denetim altında tutuyorlar. Tüm bunlar olup biterken kitabın ritmi aynı kalıyor. En yakın dostlar ölümün eşiğine geldiklerinde bile anlatım, herkesin bir masa başına oturup Orthe çayı içtiği bir sohbet sahnesinden çok fazla farklılık göstermiyor.

İyi tasarımına ve başarılı kurgusuna karşın olayların odağını bir miktar yitirmiş bir roman. Temelinde yatan sağlam hayalgücüne karşın okuması zor. Hem bilim kurguyu hem de politik entrikaların öne çıktığı kitapları beğenenler için fena bir eser sayılmayabilir. Ama bundan hazzetmeyenlere, seçme şansları varsa yazarın diğer kitaplarına yönelmelerini tavsiye ederim.

Hiç yorum yok: