Ansiklopedik tarzda yazılmış ve başlıktaki üçlünün yanısıra Türkleri ve Arapları da inceleyen bir kitap. Çoğu göçebe ve herhangi bir yerleşik uygarlığa sahip olmayan bu milletlerin nasıl olup da devirlerinin büyük medeniyetlerini dize getirebildiklerini, güçlerinin altında yatan sırrı inceliyor.
Kitap her toplumu fetihlerine başladıkları zamanlardan başlayarak ele almış ve onları geldikleri coğrafyanın özelliklerini de dikkate alarak anlatmış. Diğer unsurlar bir tarafa yalnızca coğrafyanın getirdikleri özelliklerle göçebe ordularının teknik ve disiplin açısında kendilerinden çok daha üstün orduları nasıl altettiklerinin özellikle üstünde durulmuş.
Sözü geçen beş milletten yalnızca biri, Vikingler, göçebe değiller. Ancak tümünün ortak noktası zorlu coğrafyalarda ve iklimlerde yaşıyor olmaları.
Kitapta Türklerden çok ayrıntılı biçimde söz etmiyor. Ancak Orta Doğu'da devlet kurmadan önce İran ve doğusunda kalan hanlıklarda paralı asker olarak görülen Türklerin ata binme ve at üstünde ok atmaki yeteneklerinin onları ne kadar eşsiz savaşçılar yaptığının üzerinde de ayrıntıyla durulmuş.
Avrupayı kasıp kavuran Hunlar ve Moğollara çok yer verilmiş. Hem Hunlar hem de Moğollar yerleşik yaşama hiç önem vermeyen yalnızca yağma odaklı ordular. Fethettikleri yerlerde acımasızlıklarıyla tanınmışlar.
Bunun yanısıra Araplar ele geçirdikleri ülkelerde şehirlerin tekrar kurulmasına izin vermişler. Kentler savaşmadan teslim edildiklerinde merhametli davranmışlar. Kendileri yeni şehirler fazla kurmasalar da varolanları el üstünde tutmuşlar.
Vikingler bu toplumlar arasında ele geçirdiklere yerlere yerleşmeye ve yeni şehirler kurmaya en eğilimli olanları. Gemicilikteki beceriklilikleri ve demir işçilikleri onları üstün kılan özellikleri. Su çekimi çok olmayan drakkarlarıyla nehirleri kullanarak çok içerilere kadar gidebiliyor, gerektiğinde de aynı hızda çıkabiliyorlar. Ayrıca Viking kılıçları o dönemin üstün silahlarından.
Yazar, en büyük göçebe tehdidinin kaynaklandığı Orta Asya'da bu tehdidin nasıl bastırıldığını anlatarak kitabı noktalamış. Rus Çarı Korkunç İvan döneminde Rus orduları kararlı bir şekilde
göçebelerin üzerine gitmişler. Zamanla ateşli silahların gücünü ve demiryolunun sağladığı sürati
de kullanarak göçebe toplulukları bir bir alt etmişler. 1880'de Tekke Türkmenlerinin aldığı yenilgiyle saldırgan göçebe tehdidi Orta Asya'da tamamen son bulmuş.
Genel olarak aydınlatıcı bir kitaptı. Meraklısına tarih anlatmak amacıyla hazırlandığı için bol resimli ve rahat anlatımlıydı. Arada bir bilgi tazelemek için tekrar sayfaları arasında gezilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder