Thomas Covenant tarihçeleri toplam iki üçleme ve bir dörtlemeden oluşan bir seri. İlk üçleme basıldığı yıllarda (1977) pek çok bk&f severin övgüsünü kazandığı gibi karakterin sıradışılığı nedeniyle bir miktar eleştiri de aldı. İkinci üçleme 1982'de piyasaya sürüldü. Sonuncu seri olan dörtleme ise halen yazılma aşamasında. Dörtlemenin ilk kitabı 2004 yılında çıktı.
Kitapların kahramanı Thomas Covenant cüzzama yakalanmış bir çoksatar yazarıdır. Eşi onu hastalığı yüzünden boşamıştır ve komşuları ve tanıdıkları tarafından dışlanmaktadır. Yalnızlık ve hastalık onu ruhsal çöküşün eşiğine getirmiştir. Ancak geçirdiği araba kazasından gözlerini açtığında kendini, herkesin gözünde bir kahraman olarak görüldüğü farklı bir dünyada bulur. Şimdi roller değişmiştir. Kendi dünyasında bir hilkat garibesi olarak görülürken, bu dünyada ona bir kahraman gözüyle bakılır. Ancak Covenant aynı Covenant'dır. Onu bir kahraman olduğuna ve olabileceğine inandırmak, bu yeni dünyanın iyi niyetli insanları için bile çetin bir sınavdır. Ne de olsa dünyalarının yazgısı Covenant'ın elindedir.
İlk üçleme olan Birinci Thomas Covenant Tarihçeleri'nin ilk kitabı Diyardaki Bela (asıl adı Lord Foul's Bane) Phoenix Yayınevi'nden 2004 yılında çıktı. Kadir Yiğit Us'un usta çevirisi ve Korkut Öztekin'in başarılı kapak resmiyle etkisini gösterdi. Bundan yaklaşık üç yıl sonra, İthaki Yayınevi serinin ikinci kitabını Sayrıtoprak Savaşı (asıl adı Illearth War) adıyla çıkardı. Bu kez çeviri Nejat Eralp Tezcan'a ait.
İlk üçleme piyasaya çıktığı dönemde çok tartışıldı ve sonunda fantastik edebiyatın önde gelen eserleri arasında adı, Yüzüklerin Efendisi'yle birlikte anılan kitaplardan oldu.
Kitapların gönülsüz kahramanı Thomas Covenant ise fantastik eserlerde çoğu zaman karşımıza çıkan baş kahramanlardan oldukça farklı. Her ne kadar hatasının bilincinde olsa da değişmekte gösterdiği dirayetsizlik onu oldukça isteksiz ve inatçı bir kahraman yapıyor. Aynı zamanda, dünyanın geleceği için mücadele ettiği Habis Efendi'nin çetrefilli ve sinsi oyunları onu daha da kendine kapanmaya, bulunduğu dünyayı reddetmeye itiyor. Covenant, Diyar adındaki bu dünyayı asla şifa bulamayacak bir cüzzamlılının sağlık uğruna kurduğu bir düş olarak yorumluyor ve her anında, her fırsatta inkar ediyor. Sonuç olarak ona kendi acizliklerinin üstesinden gelmekte yardımcı olacak bu evrenin uzattığı yardım elini mümkün olan her anda geri çeviriyor. Thomas Covenant'ın bu zor karakteri onun gerçekçiliğini en üst noktaya çıkarıyor.
Thomas Covenant tarihçeleri farklı bir fantastik bakış açısına sahip. Karakter bozukluklarını bireye ve evrene yansıtma biçimiyle türünün diğer örneklerinden ayrılıyor. Covenant'ın düşlediğini düşündüğü Diyar, her yönüyle bir sağlık timsali. Sağlığın her yerden cıvıl cıvıl yeşerdiği bir dünyada iyileşme ümidi olmayan cüzzam gibi bir hastalığa yakalanmış birinin düşeceği umutsuzluk gerek Covenant'ın gözünden gerekse bu doğal sağlığı kaybetme endişesinde olan Diyar halkının gözünden ayrıntısıyla aktarılıyor. Diyar'ın baş düşmanı Habis Efendi'nin Diyar'ı alt etmek için kullandığı silah ise insanların karşılaştıkları karşısında düştükleri umutsuzluk.
Donaldson, 20 yıl önce Thomas Covenant serileriyle fantastik edebiyata farklı bir giriş yapmış. Aynı diziye dönem dönem geri donmüş ve son geri dönüşünü 2004'de yapmış. Geniş zaman aralıklarıyla çıkan üçlemeler öykünün altyapısının ne kadar güçlü olduğunu ve üzerine yazılabileceklerin henüz bitmediğinin iyi bir göstergesi.
Cumartesi, Temmuz 14, 2007
Perşembe, Temmuz 05, 2007
Niye Podcastlar bu kadar aralikli
Cunku ben tembelim.
Nasil bir olaydir bilemem bu.
Ocaktan beri podcast yapacagim diye harcamalara bakiyorum da...
Laptop aldim.
16 kanal mikser aldim.
Simdi kardes'in arkadasina alip yetistiremedigi studyo mikserleri.
Kablolar, mikifonlar, adaptorler, cartlar curtlar...
Ote yandan yilbasindan beri sadece uc adet cikartabildim. Bunlarin da hic birisinde ben icerik sunmuyorum. Nasil bir tembelliktir bu. Harcadigim parayla karsilastirdiginizda o-hooo yani.
Kisacasi bundan sonra editor hayvanlik ederse tepesine cikiniz.
Ayrica cider iciniz. Podcast yapmaya gaza getiriyor adami.
Sherefe... (hick)...
Nasil bir olaydir bilemem bu.
Ocaktan beri podcast yapacagim diye harcamalara bakiyorum da...
Laptop aldim.
16 kanal mikser aldim.
Simdi kardes'in arkadasina alip yetistiremedigi studyo mikserleri.
Kablolar, mikifonlar, adaptorler, cartlar curtlar...
Ote yandan yilbasindan beri sadece uc adet cikartabildim. Bunlarin da hic birisinde ben icerik sunmuyorum. Nasil bir tembelliktir bu. Harcadigim parayla karsilastirdiginizda o-hooo yani.
Kisacasi bundan sonra editor hayvanlik ederse tepesine cikiniz.
Ayrica cider iciniz. Podcast yapmaya gaza getiriyor adami.
Sherefe... (hick)...
Hitit Gunesi MiniMi! TataTa! Epizot 3!
Eralp Tezcan'in Graham Greene'in Istanbul Treni sonunda karsinizda!
Bu kadar uzun surmesinin tek sorumlusu tembel editor.
Bu kadar uzun surmesinin tek sorumlusu tembel editor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)