Çarşamba, Aralık 25, 2013

Makine ile insan arasındaki fark nedir?

Bir süredir Almost Human adlı J.J. Abrams'ın prodüktörlüğünü yaptığı ve J. H. Wyman'ın yarattığı diziyi izliyorum. Wyman aynı zamanda Fringe'de yazarlık ve yönetmenlik yapmıştı. Şimdilik altı bölümü yayınlanan dizi gelecekte teknolojinin ilerlediği ve başta suç örgütleri olmak üzere herkesin kolaya erişebildiği bir zamanda geçiyor. Öyle ki suç örgütleri mevcut teknolojiler ile polisin canına okuyorlar. Buna karşılık da devlet sibernetik polisleri işe alıyor. Konusu ilk başta standart sayılabilecek bir dizi gibi gelse de dizide Drn kodlu robotlar bir hayli ilginç. bu modeller hissetmeye programlanmışlar ve aşırı hissiyattan dolayı da ıskartaya çıkartılmışlar.



Son bölümde DRN ya da Dorian adlı sentetik polis memuru bir zaman sonra sorun çıkartan modelleri "Luger Testi" ile ayırmaya başladıklarını anlatıyor. Direk aklıma Do Androids Dream of Electric Sheep / Blade Runner geldi. Dizideki göndermede Dorian testin doğru olup olmadığını sorguluyordu. 


Meşhur ödül avcısı Rick Deckard insan olmayan zeki yaşam formlarını ayırt etmek için Voigt-Kampff testini kullanır. Karşısındaki kişinin tepkilerini ölçen makine, göz bebeğine odaklanır. En sevdiğim detay ise yanında çalışan körüğü. Aşağıda görebileceğiniz gibi her zaman iyi sonuç vermiyor tabi ki.


Sonuç olarak Kurzweil gibiler insanı teknoloji yardımı ile bir sonraki basamağa taşımayı istiyorlar ama o basamakta biz ne kadar insan olacağız. Veyahut insanlığı neler belirliyor. Damarlarda kan akması şart mıdır? Beyaz bir sıvı olsa da olur mu? Bizi insan yapan şey düşünme yetimiz midir yoksa hissetmemiz midir? Hayvanlar da hissederler. Hatta pek çoğu da akıllıdırlar. Bu onları ne yapar. gece gece bu soruları sormak gibi gereksiz bir uğraşa giriştim. soruların cevaplarını bilmiyorum. İnsanüstü/insansonrasını (Transhuman'ın Türkçesini bilmiyorum) arayanların da çok bildiğini düşünmüyorum. 


İşitme cihazı ya da yapay kalp kullanan birisi bir nevi bir robottur. İnsanlıkla bağlarını kopartmak için ilk adımı atmıştır. Bu işin sonu Masamune Shirow'un yarattığı dünya olabilir. Parça üzerine parça değiştirebiliriz. Sibernetik insan parçaları karaborsada, karanlık sokaklarda, küf ve nem içerisindeki bodrumlarda satılır ve takılabilir. Ama sanırım en sonunda bizi makineden ayıran Mamoru Oshii'nin ve Philip K. Dick'in ifade ettiği ya da benim onların söylediğini hayal ettiğim üzere bizi Deckard'ın aşerdiği hayvanlar mı insanlığa bağlayacak.

2 yorum:

Emre Sururi dedi ki...

Tam yerine rast geldi, ben de dayanamadim... 8)

That's Between the Androids and Their Makers

Hakan dedi ki...

HAHAHAHAHAHAH!!!