Çarşamba, Aralık 11, 2013

Kick-Ass 2 geldi ve geçti


Ne yazık ki iş yoğunluğu ve diğer gerekli/gereksiz işler Hitit Güneşi’ni dönem dönem ihmal etmemize neden olduğu gibi hayatı da ıskalamamıza sebep oluyor. Bir süredir izlemek istediğim filmlerin hiç birini sinemada seyredemedim. İki haftadır artık zar zor bulunan torrent siteleri sayesinde bir kaç film seyrederek eksiğimi gidermeye çalışıyorum. Fırsat bulursam bu filmler hakkındaki görüşlerimi yazacağım Gönül podcast olsun ister ancak bu kadar farklı kıtaya yayılmış kişiyi bir araya getirmek zor oluyor. (Tabi ki bütün suç zaman diliminin. Tembellikle hiiiiç alakası yok.)

Her neyse kaç zamandır dört gözle beklediğim Kick-Ass’in ikinci filmi sinemalara geldi, geçti ve en sonunda DVD/Blue Ray olarak piyasaya çıkınca ben de zor da olsa ayıldım ve filmi izledim. (Acep beklemediğim bir filmde ne yapacağım.)

 
 
Bilmeyenler için daha önce burada bir kaç kez Kick-Ass hakkında bir şeyler karaladım oradan da bakabilirler veyahut özet de geçebilirim. Özetle Kick-Ass Mark Millar’ın (Millar’ın okumadıysanız Red Son’ını kesin okuyun, hastasıym) 2008 ile 2010 yılları arasında çizdiği 8 bölümlük çizgi roman. Millar, süper kahraman olma hevesi ile yanıp tutuşurken herhangi bir süper gücü olmadan kendine köstüm dikip, kendini sokaklara atan Dave’in hikayesini anlatıyor. Dave’in yarattığı kahraman Kick-Ass diğerlerine de ilhan veriyor. Ancak Kick-Ass’in en önemli özelliklerinden biri vaz geçememsi. Dayak yemesine, bıçaklanmasına, araba ile ezilmesine, eşcinsel bir fahişe olduğuna inanılmasına rağmen mücadeleyi bırakmıyor. Belki de bu bir süper güçtür. Belki de aptallık:)
 
 2010 yılında çizgi romanın film uyarlaması gösterime girdi. Açıkcası gördüğüm bir çok çizgi roman uyarlamasından daha iyiydi. Millar’ın mizahi yönü ile süper kahraman olayına gerçekci yaklaşımını çok güzel anlatıyordu. Filmin eğlenceli ancak bir yandan da gerçekçi (araba çalan hırsızları tek başına yenebilir misin?) anlatımı benim gönlümü fethetti.

 Film çekilirken Millar da serinin ikinci kısmını yazmaya başladı. 7 bölümlük seri 2012 yılında bitti. Akabinde ilki bir hayli başarılı olan (96 Milyon USD gişe) filmin derhal ikincisi de çekildi. Nacizane bendeniz bir miktar gecikmeyle de olsa ikinci filmi seyretme şansına eriştim. (Herkes kutsal torrent azizesini selamlasın!)


 
Bu kadar laf salatasından sonra bari biraz filmden bahsediyim. Anlatacaklarım ilk filmi izleyemenler için birazdan yazacaklarım ilk filmin tadını kaçırabilir, uyarmadı demeyin. Filmin hemen hemen ilk filmin bittiği yerden başlıyor. Hit Girl Big Daddy’nin ölümünden sonra babasının ortağı vesayeti ile yaşarken gizli gizli antreman yapmaya devam ediyor. Bu sırada Dave ise kahramanlığa ara vermiş, gerçek hayatına devam ediyor. Sokaklar ise bir yığın süper kahraman ile kaynıyor. Diğer yanda babası ölen Red Mist annesi ile örnek! Bir hayat yaşıyor. Böyle bir ortamda Hit Girl’ün gerçek hayata adapte olma çabalarını ve ikilemlerini, Dave’in daha gerçek bir kahraman olmak için verdiği mücadeleyi ve Red Mist’in daha, en bi kötü, gerçek kötü olma öyküsünü izliyoruz.

Açıkcası ilk filme göre daha az vurucu, daha az komik. Ancak daha çok vahşet içeriyor. Hatta Colonel Star and Stripes’i oynayan Jim Carrey filmdeki şiddetten rahatsız olduğunu ve ortaya çıkan filmin kendisinde hayal kırıklığı yarattığını söylemiş. Bence fazlası ile abartılı bir yorum. Ama bende hayal kırıklığı yaratan kısım gösterilen pek çok süper kahramanın üzerinde çok fazla durulmaması ya da tasvirlerininin zayıf kalması. Eşcinsel olduğu için maske takmayan çocuk ile kayıp oğulları için sokaklara düşen çift ilginç karakterler ama yeterince işlenmemişler gibi. Hit Girl’in ergenleşmesi ve bunun kendisinde yarattığı ikilemler, okulda yaşadıkları süper kahraman olma tercihi ve kötülere karşı verdiği mücadeleden daha izlemeye değer. Dave/Kick-Ass ise ilk filmde daha şirin ve şapşaldı. Bu sefer fazlası ile ortalama/vasat olmuş. Red Mist’in ilk filmdeki özentilikleri bu filmde Motherfucker olarak devam etse de yavanlaşmış. Bütün bu yazdıklarıma ve huysuzluğuma rağmen filmden zevk aldım. İzlerken eğlendim. İlki kadar orjinal olmasa da izlenmesi gereken bir film. Bu arada filmin başarısına göre çizgi romanın 3. Bölümünün de filmi gelecekmiş. 56 Milyon USD’lik gişeden sonra devamını da seyrederiz.

Hiç yorum yok: