Salı, Mayıs 27, 2014

Kitap bağımlılığı nedir, ne değildir?

"Merhaba, ben Mert, ben bir kitap bağımlısıyım." Sanırım bir isimsiz kitap bağımlıları destek grubu olsa konuşmaya bu şekilde başlardım, izbe bir odada, katlanabilir metal sandalyeler üzerinde, garip bakışlı insanlar beni izlerken. Kitaplara olan bağım sırf okuma isteğimden kaynaklanmıyor. Benden çok daha fazla ve daha hızlı okuyan kişiler var. Benimkisi biraz da toplama, koleksiyon edinme ve sahip olma takıntım kaynaklanıyor. Doktor şart mı derseniz aslında bir gözüksem hiç de fena olmaz. Her neyse bu konuda Radikal Kitap'ta kitap kurtlarını teşhis etmek için kısa bir yazı var. Ben kendi durumumu biliyorum. Cevaplarımı da yazdım. Sorular sizler için faydalı olabilir.
 
 
1) Kitabın sayfalarından birini öylesine yırtıp uçak yapma fikri size deliye döndürüyorsa.
Cehennemde kitaplara zarar verenler için ayrı bir bölüm olduğuna inanıyorum. 
 
2) Kendinizi sahafların arka koridorlarında eski kitapları koklarken buluyorsanız.
Kitap kokusu candır, en tatlı parfümdür. (Izgaraya attığın etten sonra) 
 
3) Artık yetişkin olsanız da, “okul kitap fuarı” kelimeleri size bugün bile heyecanlandırabiliyorsa.
Kitap fuarlarını severim ama okul kitap fuarını yaşamadım. Bilemedim bu soruyu. 
 
4) Kitaplardan uyarlama filmlere gitmekten nefret ediyorsanız -çünkü hiçbir zaman aklınızdaki hayalini kurduğunuz kitapla örtüşmez.
Kitapları filmlere uyarlayanlar için de cehennemde ayrı bir kat var. Büyük günah. Dokunmayın kitaplarıma.
 
 
5) İkinci el satışlarda gözünüz sürekli kitapları arıyorsa -onları satın almak için değil, aynı zamanda “kurtarmak” da istiyorsanız.
Kitap güzeldir. İkinci el okunmuş kitap da güzeldir. Üzerine okunmuşluk sinmiştir. 
 
6) Okunacaklar Listesi’nin devrilip uykunuzda sizi ezmesi endişesi varsa.
Uykumda değil de gerçek hayatta ezilme tehlikem var. Rafta okunacak kitaplardan kule yapıyorum. 
 
7) Pop kültürü sloganlarındansa, klasik yazarların sözlerine daha hâkimseniz.
İdare ederim. Büyüklerimin eline su dökemem.
 
8) Yalnızca kitaplardaki indirimden ötürü bir kütüphaneci ile birlikte olmuşsanız.
Şükür ne böylesini yaşadım ne de fantezim oldu. 
 
9) Bir kitabı bitirdikten çok uzun süre sonra bile hâlâ karakterlerin etkisinden çıkamayıp, onları düşünüyorsanız.
Kitapları, karakterleri ve olay örgülerini severim ama karakterlere karşı böyle bir saplantım olmadı.

İtiraf edin güzel değil mi?
 
10) Kitaplarınıza etiket yapıştırıp, kime nerede ödünç verdiğinizi sürekli takip 
ediyorsanız.
Hiç böyle huylarım yoktur. Direk kimseye vermeyip sorunu kökünden çözüyorum. Kıymetliiiiim.
 
11) Her türlü ortama, hatta buluşmalarınıza bile, bir kitap getiriyorsanız – ne zaman kitap okuma şansı yakalayacağınızı bilemezsiniz.
Vakit dar. Mümkün olan her yerde okumakta fayda var tabii. Ne var bunda.
 
12) Sevdiğiniz bir yazara tweet attıp o da size cevap verdiğinde odanızda dans etmeye başlıyorsanız.
Valla dans olayına karşıyım. O yazar buraya gelecek, cevap verecek. 
 
13) Ve eğer onlar sizi Twitter’dan takibe başladıklarında aklınızı kaybedecek gibi oluyorsanız.
Aklımın durumu doktorların tartışma konusu ama Moorcock beni takip ediyor :)
 
14) En sevdiğiniz kitabın sizde birkaç farklı kopyası varsa çünkü çekici bir kitap kapağına dayanamıyorsunuz.
Ne var bunda. Her basımda farklı bir tat oluyor. Alan Lee'nin çizdiği Yüzüklerin Efendisi serisi süperdir. Onu da alın. Daha da alın. Yine alın.
 
15) Her çeşit kitabı elektronik de olsa kâğıt da olsa seviyorsanız.
Hepsinin tadı başka. Ben ikisini de alıyorum. Kağıt ve elektronik. Okuması kolay oluyor. Kindle da candır.
 
16) Bu akşam televizyonda ne olduğuna dair en ufak bir fikriniz bile yoksa.
Öğlen ne yediğimi hatırlamıyorum ama kitapla bu durumun bir alakası yok valla. Ook.

3 yorum:

Hakan dedi ki...

Bu konudan daha once bahsetmistik: http://hititgunesi.blogspot.co.uk/2012/11/sirkeli-kitap-tursusu.html :)

EnT dedi ki...

Baba bu ne sürat, bu ne hafıza? Daha yazıyı koyalı 2 dakika olmuş. Önceki yazıya bir bakayım.

EnT dedi ki...

Valla sorun bizde ortak zaten. Benim derdim teşhis konusunda bir sistematik getirmek :P