Oğuz Atay’ın Günlüğünü okuyorum birkaç gündür. Ve bir bölüm beni öylesine etkiledi ki blogda da
paylaşmadan edemedim. Uzun yıllar önce Kafka’yı ilk okuduğumda bana haftalarca
duyumsattığı bir türlü isimlendiremediğim o duygunun nedenini daha iyi
anlıyorum şimdi. Bir sanatçıyı benzersiz kılan asıl şey sezgileri ve kehanet
gücünün yanında evrensel bakış açısı ve
analiz yeteneği değil midir? Oğuz Atay’ın aşağıda bulacağınız fizikteki entropi
kavramı ve Kafka eserleri arasında kurduğu bağlantı dilerim size de farklı
pencereler aralar.
Eddington'u (The Nature of the Physical World) okuyorum. Yıllar önce okumuş olduğum enropi' sorunu yine ilgimi çekti. Benjamin'in Kafka'yı anlatırken, Eddington'un sözleriyle benzetme yapması ve entropi. Einstein'a göre milyarlarca yıl sonra evren bir ısı ölümüyle karşılaşacak –maksimum entropiye ulaşacak. Bize ne? denebilir. Kafka'nın dehşetinde entropiyi sezmesinin payı var. Ayrıca insan yaşarken 'sezgi' ile bu, milyarlarca yıl sonra olacak sıcak ölümün dehşetini duyabilir. Bence en korkuncu enerjinin her noktada aynı olması; 'Dehumanization' denilen şey gerçekte bu olmalı. Kafka'nın insanlarında gittikçe bir ilgisizlik, farksızlık başlar. Entropi başlar yani. Kafka evrendeki keyfi unsurun (random element) artışını sezmiş olmalı. Kafka'nın duyduğu dehşet, metafizik bir dehşet değildi yani. Son derece düzenli görünen, ama aslında akıl dışı olan toplumda, gerçeküstü -ya da dışı- keyfilikler yer alır. İnsanlar evrendeki baş aşağı gidişin farkındadırlar sanki; bu yüzden bir yere ulaşılamayacağını (olumlu bir yere) bilirler.
Aslında K. (romanların kahramanı) olumlu bir tiptir; ümitlidir, savaşır kazanamayacağını bildiği halde. Bu, asil bir savaştır. Ümitsizliğe karşı savaştır. Entropiye karşı savaştır. Kafka'nın karşısında olanlar, aslında onun bu derin sezgisine karşı çıkıyorlar; yani bu sezgiye sahip olmadıkları için onu yanlış yorumluyorlar.
Entropi, bireyler için sözkonusu bir yasa değil. Toplulukları yöneten fizik yasalarda keyfiliğin zamanla artışına dayanıyor; buna göre bireyin entropik sezgisi topluma karşı tepkileriyle gelişebilir bence. Gene Kafka buna örnek. Böylece Kafka'nın bireyci olmadığı, evreni algılarken 'insanın yalnızlığı ve Tanrı karşısında güçsüzlüğü' gibi yorumların tutarsızlığı ortaya çıkıyor. Nitekim Dostoyevski de toplumla, özellikle kendi toplumuyla derinden ilgili. (Bizim 'inteligentici' toplumla gerçek ilişki kurmayı nasıl farklı yorumluyorlar.)
Evrenin düzeninde keyfi eleman zaman +ì'a doğru gittikçe arttığına göre, geriye zamanın başlangıcına doğru gidildikçe entropinin azalması ve yok olması gerekiyor. Yani her şeyin kesin ve belirli bir düzene bağlı olduğu bir dönem vardı. Bu Tanrının varlığını kanıtlamak için kullanılmış bir zamanlar. (Cennet ve Cennetten kovulma da aynı esasa bağlanabilir.) Fakat ihtimal kanunları da başlangıca doğru gittikçe nasıl kesinlik kazanır? Yani bir zar atılınca şeş gelmesi ihtimali 1/6'dan 1'e gidebilir mi? Olamaz. Bu kesinlik taşır. +ì zamana doğru da 1/6 yerine nasıl 1/12 olmayacaksa geriye doğru da değişemez. Fakat böyle olunca da bu ihtimal kanunlarına bağlı keyfilik nasıl artar ya da azalır? Ya da biz bunun artıp azaldığını nasıl bilebiliriz?
Aslında K. (romanların kahramanı) olumlu bir tiptir; ümitlidir, savaşır kazanamayacağını bildiği halde. Bu, asil bir savaştır. Ümitsizliğe karşı savaştır. Entropiye karşı savaştır. Kafka'nın karşısında olanlar, aslında onun bu derin sezgisine karşı çıkıyorlar; yani bu sezgiye sahip olmadıkları için onu yanlış yorumluyorlar.
Entropi, bireyler için sözkonusu bir yasa değil. Toplulukları yöneten fizik yasalarda keyfiliğin zamanla artışına dayanıyor; buna göre bireyin entropik sezgisi topluma karşı tepkileriyle gelişebilir bence. Gene Kafka buna örnek. Böylece Kafka'nın bireyci olmadığı, evreni algılarken 'insanın yalnızlığı ve Tanrı karşısında güçsüzlüğü' gibi yorumların tutarsızlığı ortaya çıkıyor. Nitekim Dostoyevski de toplumla, özellikle kendi toplumuyla derinden ilgili. (Bizim 'inteligentici' toplumla gerçek ilişki kurmayı nasıl farklı yorumluyorlar.)
Evrenin düzeninde keyfi eleman zaman +ì'a doğru gittikçe arttığına göre, geriye zamanın başlangıcına doğru gidildikçe entropinin azalması ve yok olması gerekiyor. Yani her şeyin kesin ve belirli bir düzene bağlı olduğu bir dönem vardı. Bu Tanrının varlığını kanıtlamak için kullanılmış bir zamanlar. (Cennet ve Cennetten kovulma da aynı esasa bağlanabilir.) Fakat ihtimal kanunları da başlangıca doğru gittikçe nasıl kesinlik kazanır? Yani bir zar atılınca şeş gelmesi ihtimali 1/6'dan 1'e gidebilir mi? Olamaz. Bu kesinlik taşır. +ì zamana doğru da 1/6 yerine nasıl 1/12 olmayacaksa geriye doğru da değişemez. Fakat böyle olunca da bu ihtimal kanunlarına bağlı keyfilik nasıl artar ya da azalır? Ya da biz bunun artıp azaldığını nasıl bilebiliriz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder