Bu film bana ODTÜ Felsefe bölümünün
değerli hocalarından Tahir Hoca’nın zaman zaman ders esnasında bizlere yönelttiği şu soruyu anımsattı. “Söyleyin bakalım, ne menem bir şeydir şu aşk aşk dedikleri”
Evet nedir şu aşk aşk denilen
şey? “Ben”e inen yolun türlü tuzak ve ıstıraplarla döşenmiş basamakları mı? Yahut, olma halinden sıkılan “Ben”in
“Sen”le hemhal olup kendini yitirme çabaları mı? Belki de tüm bu absürdlüğün
ortasında dişe dokunur, anlamlı bir şeyler bulabilme arzusudur yalnızca insanoğlunun. Ya da kimilerinin iddia ettiği gibi, modern insanı iyiden iyiye delirttiğine inandığım Freudyen teorinin üzerine konduğu temel
içgüdümüzün yanlış isimlendirilmesi durumundan ibarettir.
Kavram kargaşası yaşayan bir birey olarak artık neyi bildiğim, neyi bilmediğim hususunda ciddi şüphelerim var açıkçası. Ayrıca buradan selam ediyor ve şunu söylemek istiyorum “Ben”e kendini bilmesini salık veren filozofa. “Zaman makinesine bin gel de kolaysa bu çağda sen biliver kendini” Gerçi bahsi geçen filozof “Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” gibi nihai bir laf da etmişti sanırım aynı zamanda. Neyse güzel bir film La Jetee. Alın elinize bir fincan çayınızı, kurulun koltuğunuza, izleyin ve dilerseniz siz de sorun kendinize. “Evet, ne menem bir şeydir bakalım şu aşk aşk dedikleri?”…
Kavram kargaşası yaşayan bir birey olarak artık neyi bildiğim, neyi bilmediğim hususunda ciddi şüphelerim var açıkçası. Ayrıca buradan selam ediyor ve şunu söylemek istiyorum “Ben”e kendini bilmesini salık veren filozofa. “Zaman makinesine bin gel de kolaysa bu çağda sen biliver kendini” Gerçi bahsi geçen filozof “Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” gibi nihai bir laf da etmişti sanırım aynı zamanda. Neyse güzel bir film La Jetee. Alın elinize bir fincan çayınızı, kurulun koltuğunuza, izleyin ve dilerseniz siz de sorun kendinize. “Evet, ne menem bir şeydir bakalım şu aşk aşk dedikleri?”…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder