Perşembe, Nisan 30, 2015

Joker Joker'e karşı


Jared Leto'nun gelecek olan Sucide Squad filminde oynayacağı Joker karakteri için paylaşılan son resminden sonra internet ortamları hareketlendi. Kimi beğendi, kimi beğenmedi. Daha önce belirttiğim gibi tarz olarak vasat geldi ama işin esas kısmı Leto'nun oyunculuğunu görünce belli olacak. Bu arada son çıkan dedikodumsu haberlere göre gelecek olan Batman vs Superman filminde de Joker olarak Leto'yu kısa da olsa göreceğiz. Ne kadar doğru olduğunu ilerleyen günlerde görürüz. Dediğim gibi internette insanlar konu hakkında boş durmuyorlar. Aşağıda Tim Burton'ın Batman filminde Joker'i oynayan Jack Nicholson'un yeni Batman'e verdiği tepki var. Eğlenceli olmuş.

Çarşamba, Nisan 29, 2015

Çılgın Max geliyor

Trafik akıcı yoğun
Mad Max'in yeniden çekilmesi hususunda bulunan şüphelerim tanıtım görüntülerini izledikten sonra büyük ölçüde dağıldı. Film toplamda nasıl bir hikaye anlatacak, tüm gördüklerimizi nasık toparlayacaklar bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ise o da görüntülerin hatti zatında gaza getirici ve heyecan dolu olduğu. Film için hazırlanan son tanıtım bugün yayılandı. Diğerleri gibi lezuzatlı. Ölmek için ne kadar da güzel bir gün. 15 Mayıs'ta.

Ve sihir İngiltere'ye geri döndü!

Sihir ciddi iştir!
Sussana Clarke'ın yazdığı Jonathan Strange & Mr. Norrell kitabından ve çekilmekte olan dizisinden burada çeşitli defalar bahsetmiştik. En sonunda dizinin uzun sayılabilecek bir tanıtımı yayınlandı. BBC'nin çektiği dizinin tanıtımında kitaptan hatırlayacağımız pek çok karakteri görebiliyorum. Tabi ki en başta pek muhterem Norrell Beyefendi'nin kibirini, sevgili Jonathan Strange'in hevesini, coşkusunu, pek centilmen Beyefendi'nin kurnazlığı ve sihirin ihtişamı ile tekinsizliğini izliyoruz. Ben bu diziden umutluyum. Mayıs ayında yayına gireceği söylenmişti ama şu an için ne zaman olacağı net değil. Bakalım nasıl çıkacak?

Salı, Nisan 28, 2015

Yeni Joker Jared Leto

Joker rahmetli Heath Ledger'ın sinemadaki yorumu ile zirve yapmıştı. Sakinliği, çapraşık planları, acımasızlığı, deliliğinin bize gösterdiği farklı tarafları ve tabi ki Ledger'ın oyunculuğu ile yarattığı unutulmaz mimikleri efsanevi idi. Ne yazık ki kendisinin ölümü ile benzer bir Joker yorumundan mahrum kalacağız. Yeni Batman filminde zaten farklı kötüler olacak. Üşenmez isem ilk fısratta onun hakkında da bir iki satır yazacağım.

Merhum oyuncudan sonra yeni çekilmekte olan David Ayer'in (Fury, End of Watch) Sucide Squad filmi için nurtopu gibi bir Jokerimiz oldu. Daha önce Jared Leto'nun açıklanmıştı ama ne tür bir iş çıkartacağı merak ediliyordu. Geçenlerde Ayer twitterdan Leto'nun Joker'ini bizlerle paylaştı. Aşağıda gördüğünüz resim de ahananda bu resim.

Resim üzerinden çeşitli yorumlar yapmak mümkün. Açıkcası Ledger'ın tarzından çok farklı ki zaten benzer bir şey olması beklenemezdi. Zaten Sucide Squad çizgi romanındaki Joker de Dark Knight serisinden farklı. Sanırım yeni filmde Joker çılgın ve deli tarafını daha çok göreceğiz. Açıkcası resim çok da bir şey ifade etmedi bana ancak Leto'nun Dallas Buyers Club'taki oyunculuk performasını göz önünde bulundurursak oyunculuğu görmeden karar vermemek gerekiyor. Muhtemelen izlemek çok daha farklı olacak. 

Bu arada Joker yıllar içerisindeki değişimini görmek isterseniz io9'ın bu yazısı oldukça ilginç ve bilgilendirici.


 

Pazartesi, Nisan 20, 2015

Hugo fırtınasının ardından

Ne ödülmüş bea
Hugo Ödülleri üzerinde kopan fırtınadan yaklaşık iki hafta geçti. Fırtına bitti ama toz duman daha kalkmadı. Ortalığın da yatışması biraz daha sürecek gibi. Sad ve Rabid Puppies olarak adlandırılan kişiler ya da gruplar Hugo Ödüllerine blok olarak aday listeleri dayatmaları ve başarılı olmaları ortamı bir hayli gerdi. Yapılanlar aslında kanun ve kurala tamamen uygun. Hiç bir yerde ödüller için listeler oluşturup, bunun reklamını yapıp, istemediğiniz yazarları liste dışı bırakamazsınız demiyor. Gel gör ki etik olarak yapılanlar ve söylenenler bir hayli şeytani. Çünkü aslında bu kural dışı olmayan hareketi yapan yavru köpekler, üzgün ya da kuduz, kendi yazdıklarının ve beğendikleri yazarların diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünmelerinin nedenleri siyasi. Kendileri gibi muhafazakar, Hristiyan, beyaz ve tercihen erkek, düzeltiyorum eşcinsel olmayan erkek yazarları sadece bu nedenlerle sevilmediklerini ve ödülü kazanamadıkları düşünüyorlar. Sosyal Adalet Savaşçısı (Social Justice Warrior) olarak adlandırdıkları diğer grubun ise kazandıkları ödülü hak etmediklerini beyan ediyorlar. Ancak ne kendi edebi maharetlerinden ödül kazanan diğerlerinin edebi maharetsizliklerinden bahsetmiyorlar. Ne de olsa onların kazanması için iyi yazıyor, diğerlerinin de kazanmaması için kötü yazıyorlar olması gerekiyor. Ya da şöyle düzelteyim, denk gelmesem de, elbet bahseden vardır ama hiç birinin ana argümanı bu değil. Özetle tüm kavga biz muhafazakarız ve muhafazakar değerleri temsil ediyoruz diye bizim gibi düşünmeyen diğerleri (aslında dar bir grubu hedef alsalar da bu söylemleri ile kendileri dışındaki herkesi tarif ediyorlar, yazarları ve onlara oy veren okuyucuları da) bizim Hugo Ödüllerini almamıza izin vermiyorlar. Yapılan haksızlık. Biz de bu haksızlığa son vermek için, çok da haklı ve doğru yöntem olan blok liste ile cevap veririz diyorlar.

Pazar, Nisan 19, 2015

Ve bir daha...

Gün geçmiyor ki hala etik kemiği kırılmamış ama kendisinden habersiz bir şekilde Kuduz veya Üzgün Köpek listesinde listelenmiş birileri daha Hugo'dan adaylığını çekmiyor.

Black Gate Fantazi blogu 'Tanrının Sesi' Theodore Beale tarafından Kuduz Köpek listesinden Hugo adaylarına sokulmuştu. Black Gate elemanları aralarında konuşup zaten kazanan yok kategorisini desteklerken bir yandan kendilerinin aday olmalarının etiksel bir saçmalık olduğuna, daha önce bahsettiğim gibi Connie Willis'in de dediği gibi bu işin tehdit altında olmayacağına kanaat getirerek az önce adaylıktan çekildiklerini açıkladılar.

Kendilerini tebrik ediyoruz ve Beale'nin attığı bokların umarım yapışmadığını umuyoruz.

Bu arada 'Tanrının Sesi' Beale, aşağıdaki resmi yayınlamış durumda:


Kısacası eğer kendisine ödül vermezsek 2016'yı da bok edeceğini garantiliyor.

Ben de diyorum ki... YERSE ULAN!


İmparatorluk Keşif Birliği 1919'un Dehşetengiz Maceraları

Beyaz zırhlılar. İmparatorluğun en iyisi.
Kum, deniz ve eser miktarda yeşillik ile kaplı esrarengiz bir gezegen. Bu gezegene karanlık bir görev için gönderilen  İmparatorluk Keşif Birliği 1919. Birliğin peşine düştüğü meşum bir Direniş silahı. Askerlerin sürekli işlediği savaş suçları. Sonrası meçhul ve kanlı.

White Armour ya da İmparatorluk Keşif Birliği 1919'un  Dehşetengiz Maceraları gayretkar bir grup genç tarafından çekilen Yıldız Savaşları filmi. Ciddi bir uğraş vermişler.Uzun sayılabilecek bir kısa film çekmişler. Bir çizgi roman tadında geçişler yapmışlar. Standart bir Yıldız Savaşları havasından çok Amerikan soslu bir Guy Ritchie filmini anımsatıyor. Konusu da ilginç. Arada kullandıkları detayların bir kısmı komik ve zekice olmuş. Fakat özel efektler filmden çok bilgisayar oyunu gibi. Hafif kalmış. Bazı konuşmaları uzatmışlar. Müzik ilk başta eğlenceli de gelse bir yerden sonra sıkıyor. Genelde ise güzel bir çalışma olmuş. Seyretmekte fayda var. Fikirlerinizi de filmin altında Youtube'a eklemenizi istiyorlar. İmparatorluğun karanlık tarafına merhaba deyin.

Cumartesi, Nisan 18, 2015

"Ayların en zalimidir Nisan"


 Kıştan bile daha soğuk seyreden zalim (Başlıkta kullandığım dize T.S. Eliot'ın çok sevdiğim başyapıtı The Waste Land -Çorak Ülke'den- alıntıdır.) Nisan ayının getirdiği bahar yorgunluğu, perhizim, diyetim, tayin kararım ve bürokratik işlemleri derken ne yeni  bir film izleyebildim ne de kitap okuyabildim. Ta ki bugüne kadar. Bugün youtube'da kısa filmleri şöyle bir gözden geçirirken görüntüleri ve atmosferinden çok hoşlandığım sizin de hoşlanacağınızı ümit ettiğim "The Gift" isimli kısa bir bilim kurgu filmine rastladım. Konusu, fütüristik görüntüler eşliğinde Moskova'da geçen filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Carl Rinsch yapmış. İyi eğlenceler...

Film mi? Oyun mu?

Perşembe akşamı yaklaşmakta olan yedinci Yıldız Savaşları filmi Güç Uyanıyor'un ikinci tanıtım görüntüleri yayınlandı. Genelde olumlu olmak üzere pek çok farklı tepki aldı. Açıkcası ilk tanıtım kadar beni etkilemedi. Kötü olduğunu düşünmüyorum ama çeşitli enstantanenin art arda sıralanması gibiydi. Han Solo'yu da halen aynı kıyafetlerle ve aynı şekilde görmek biraz ben de hayal kırıklığı yarattı. Hani biraz daha değişik olsa daha iyi olabilirdi. 

Her neyse, esas bahsetmek istediğim EA şirketinin tam da yaş günümde piyasaya sürecek olduğu Star Wars Battlefront oyunu. Klasik, yani dördüncü ile altıncı filmler arasında, Yıldız Savaşları evreninde geçen birinci ya da üçüncü şahıs bilgisayar oyunu serisi. 2004 yılından bu yana çeşitli oyunlar piyasaya çıkıyor. 2009 yılından bu yana yeni oyun çıkmamıştı. Bu yıl yeni oyunu oynayabileceğiz. Cuma günü EA son oyun için tanıtım görüntülerini yayınladı. Oyundaki yazılım ile oluşturulan görüntülerden oluşan bu tanıtımda Endor'a benzeyen bir coğrafyada Direniş güçlerinin İmparatorluk birlikleri ile savaşı var. AT, AT-AT, Y-Wing ve Speeder Bike gibi klasik araçların yanı sıra personel kalkanı, bazuka gibi daha önce görmediğimiz silahlar da çatışmalarda gözüküyor. Ne yalan söyleyeyim oyunun tanıtımı bana filmin son tanıtımından daha çok zevk verdi. Görüntüler aşağıda. İkisi ayrı kategorilerde olsa da karar sizin.

Cuma, Nisan 17, 2015

Haftanın Resmi

Yeni çıkan Yıldız Savaşları tanıtım görüntülerinin hatırına bu hafta Deviant Art'tan Atheist Nation'ın posterini koyduk. 


Perşembe, Nisan 16, 2015

Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor Tanıtım İki

Aralık'da seyretme şansına ereceğimiz yeni Yıldız Savaşları filminin son tanıtım filmi bu akşam yayınlandı. İlgniç detaylar var. Yeni İmparatorluk askerleri, gümüşi kişi, Darth Vader'dan kalanlar ve fazlası. Açıkcası ilk tanıtım kadar beni heyecanlandırmadı. Nedenini bilmiyorum. Ama en sonunda bir sürpriz var diyebilirim. Neyse çok uzatmayayım da siz izleyin.

Çarşamba, Nisan 15, 2015

Hugo ve üzgün yavrucuklar

Gün geçmiyor bu skandalda yeni bir gelişme olmadan.

Bu gün Marko Kloos ve Annie Bellet eserlerini adaylıktan çekti ve kendilerini yavru köpeklerden uzaklaştırdılar açık sözlerle.

Geçen gün Hugo adayı yöneticileri 6 defa aday gösterilen John C. Wright'ın eserlerinden birisini daha önce yayınlandığı için listeden çıkartmıştı.

Bütün bunlar 'üzgün' ve 'kuduz' köpeklerinden listelenmiş eserler.

Connie Willis dün aday seremonisini sunmayacağını açıklamıştı. Açıklamasının sonunda yazdıkları dikkate değer:

“You may have been able to cheat your way onto the ballot. (And don’t talk to me about how this isn’t against the rules–doing anything except nominating the works you personally liked best is cheating in my book.) You may even be able to bully and intimidate people into voting for you. But you can’t make me hand you the Hugo and say “Congratulations,” just as if you’d actually won it. And you can’t make me appear onstage and tell jokes and act like this year’s Hugo ceremony is business as usual and what you’ve done is okay. I’m not going to help you get away with this. I love the Hugo Awards too much.”

Bu iş daha bitmedi...

Pazar, Nisan 12, 2015

Benjen Stark'ın Öyküsü

Benjamin Von Wong adlı sanatçı neredeyse iki yıl önce merhum Ned Stark'ın kardeşi, merhum Robb Stark'ın amcası Benjen Stark'ın Duvarın ötesinde başından geçenlerle ilgili bir kısa film çekmiş. Von Wong bir hayli uğraşmış bu kısa film üzerinde. Oyunculuk ve efektler olmuş. Yeni sezonun arifesinde yalnız kolcu Benjen Strark'ın öyküsüne buyurunuz. 

Taht Oyunları için tek kesin bilgi: Ölüm. Yayalım.

Ned Stark, King's Landing'de kılıç ile. İpucu gibi yauv :)
Taht Oyunlarının yeni sezonunun başlaması eli kulağındayken dedikodular ve okuyucu teorileri gırla gidiyor. Hangilerinin doğru çıkacağını bilmiyorum ama bu kitaplarda tek gerçek var, o da ölüm. Martin haddi zatinda efektif bir şekilde karakterleri öldürüyor. Adamda hiç acıma yok. Bir bir düşüyor canım karakterler. Daha önce Hitit Güneşi'nde paylaştığımı sandığım ancak paylaşmadığım (gri hücre sayısı giderek azalıyor olmalı) görüntüler eşliğinde şekillerle Taht Oyunlarındaki tüm ölümler. Yere, türe, aileye göre sınıflandırılmış. Kuşe kağıda basılmış. Gıcır gıcır. Aşağıda hem tüm ölümleri görüntülü olarak görebilir, sayabilirsiniz hem de site üzerinden sınıflandırılmış bir şekilde inceleyebilirsiniz. Türkiye'deki gazetelerin yıllarca yapamadığı bu dev hizmeti elin Amerikanya gazete yapmış. Ne diyelim bükmediğin bileği öpeceksin.

Kış biter Taht Oyunları başlar

Taht Oyunlarının yeni sezonu Amerika'da yarın başlıyor. Gösterime girmesinden sonra da saat farkından dolayı Pazartesi'de Türkiye'de yayınlanacak. Tyrion'un Odedipus Kompleksini yenmesinden, Arya'nın intikam zincirini tamamlamak üzere denize açılmasından, Daenerys'in fetihlerine devam etmesinden, Tywin'in Demir Taht yerine klozetin üzerinde taç giymesinden, Stark'ların sayısının azalmaya devam etmesinden, Duvar muhaberesi ve nicesinden bu yana bir yıl geçti. Hatırlıyor musunuz neler olduğunu? Hafızanızda boşluklar varsa ya da bir kere daha üzerinden geçmekten bir zarar gelmez diyorsanız aşağıda iki dakikada size her şeyi hatırlatacak şekillerle görüntüler var. Kış geldi, geçti ama Taht Oyunları yeniden geliyor.

Cumartesi, Nisan 11, 2015

Esas Hafiye geri dönüyor

True Dedective beni hatti zatinda etkileyen bir dizi idi. Oyuncuların performansının yanı sıra, karanlık havası ve Lovecraft temaları muazzam bir eser ortaya çıkarttı. Dizinin genel başarısından sonra HBO iki sezon için daha dizinin yaratıcısı Nic Pizzolatto anlaştı. Yeni sezonda yeni karakterler ve öykü olacaktı. Pek çok oyuncunun ismi geçtikten sonra esas kadro olarak Colin Farrell, Rachel McAdams, Taylor Kitsch ve Vince Vaughn açıklandı. Konusu hakkında fazla bir şey bulamadım ama ilk tanıtım görüntüsü yayınlandı. Oyuncuların görüntülerine eşlik eden müziğin sahibini bulamadım. Farell'ın bıyıkları beni benden aldı ancak. Yeni sezon 21 Haziran'da başlıyor.

Kazananlar Tie Fighter kullanır!

2014'ün yazında seksenlerin animeleri tadında çizilmiş bir Yıldız Savaşları çizgi filminden bahsetmiştik. Paul Michael Johnson en sonunda bu çalışmasını tamamladı ve bize yedi dakikalık bir çizgi film sundu. Ancak bu çizgi film Tie Figher adında ve İmparatorluk tarafını anlatıyor. Benim çok hoşuma gitti. Eskinin animeleri gözümde canladı. Nerede o Robotechler, Cobralar ve daha niceleri. Neyse yeni film gelene kadar bununla ya da Star Wars Rebels ile idare edeceğiz. Seçim sizin.

Cuma, Nisan 10, 2015

Haftanın Resmi

Bu resimi görünce hoşuma gitti. Sanırım belirsizliği cezbetti. J. Otto Szatmari çizmiş. O kocaman geminin neden olduğu bilinmeyen devasa balonları, o kadının meçhuliyeti ve aşağıdaki nehir kasabasının gizemi.





Perşembe, Nisan 09, 2015

Kızıl Tepe

Guillermo del Toro'yu Deliliğin Dağlarında'yı çekmese de severim. Çekse daha çok sevecektim. Pasific Rim'i hatırlamak istemiyorum. Hiç bahsetmeyeceğim. Toro'nun yeni filmi, Kızıl Tepe/Crimson Peak Ekim ayında vizyona girecek. Bu sefer yönetmen gotik bir korku filmi çekmiş. Bir hayli de etkileyici duruyor. Filmde bir hayli tanıdık yüz var. Tom Hiddleston, (Thor, Avengers) Mia Wasikowska, (Alice in Wonderland)  Jessica Chastain, (Interstellar ama hatırlamıyorum) ve Charlie Hunnam. (Sons of Anarchy ve yeni King Arthur) 

Filmin ilk görüntüleri tekinsiz bir köşkte yaşanan ürpertici olayları gösteriyor. Hiddleston'ın karakteri rahatsız edici olmuş. Gerilimli ve dehşetli bir film bizi bekliyor gibi. Toro ilk çektiği yetişkin filmi olduğunu ifade etmiş. Bakalım ne kadar ürpereceğiz. Görüntüler aşağıda. Siz karar verin.

Çarşamba, Nisan 08, 2015

Hugolar ve Dünyadaki en yaygın element

Bu hafta sonu Hugo Ödülü adayları açıklandı. Hugo Gernsbeck adına düzenlenen bu ödül dünya çapında bilim kurgu ve fantezinin en eski ve en itibarlı ödülü olarak kabul ediliyor. (Nebula felan da var tabii.) Adayları ve kazananları Worldcon’lara katılanların oyları ile belirleniyor. Yani yaklaşık 40 USD karşılığı bir bilet aldıktan sonra oy kullanma hakkına erişiyorsunuz. Özetle her sene dünyanın önceden katılımcılar tarafından belirlenmiş bir yerinde yapılan Worldcon’a katılan kişiler belirli bir süre zarfında aday gösterme ve gösterilen adayların hangisinin ödüle layık olduğunu belirleme hakkına erişiyor. Bahsettiğimiz katılımcı sayısı ise yaklaşık iki bin civarında. Misal bu sene 2.122 oy kullanılmış.

Bu girişi öncelikle Hugo Ödülleri nedir, nasıl yapılır kısmına açıklık getirmek için yaptım. Zira bu sene ki ödüller hiç olmadığı karar tartışmalı ve politik olacak. Bunla ilgili girizgâhı Hakan hafta başında Hugo adayları hakkındaki yazının yorum bölümünde pek güzel yaptı. Aslında onun üzerine fazla bir yorum yapmaya gerek yok. Sadece biraz daha detay vermeye çalışacağım.

Buhulu Yuvarlak Masa Şövalyeleri

İstimpunk akımı (Akım lafını şimdi attım. Tam olarak nasıl adlandıracağımı bilemiyorum) giderek pek çok yerde karşımıza çıkıyor. Ben estetik olarak seviyorum. Estetik derken kitapların, oyunların geri planında olması hoşuma gidiyor. Yoksa müzikte, günlük giyimde, ev tekstilinde, ev aletlerinde, aksesuarlarda ve daha pek çok yerde abartılarak kullanılması bana biraz gereksiz geliyor. Geçen gün kuzenimin düğünde bir çift şapka, ceket, gözlük, saat, felan takıp takıştırıp gelmişlerdi. Bunu biraz fazla buluyorum. Neyse bir gün belki daha detaylı olarak Yiğit bu konu üzerinde burada yazar. Onun çok daha acımasız fikirleri var.

Neyse lafı fazla uzatmayım. Geçenlerde The Order: 1886 adlı bir bilgisayar oyunu çıktı. Aslından ondan bahsetmeye çalışıyorum. Ulen güzel midir? Yeni bir makine alıp oynasam mı? gibi sorular ile boğuşmaya bile kalmadan oyunu bitirdiler. İnternete meze ettiler. Bana bir hayli Dishonored'ı anımsatmıştı. (Halen müziğini mırıldanıyorum.) Ancak dediğim gibi oyunu oynamaya bile heveslenemeden her tarafta yazıp çizip parça pinçik ettiler. Oyun Viktorya dönemi İngilteresi benzeri alternatif bir Londra'da Kral Arthur ile Yuvarlak Masa Şövalyelerinin mücadelelerini anlatıyor. Ortamda zeplinler, elektrik silahları, Tesla, (tabi ki) hilkat garibeleri, istim makineleri ve tabi ki günümüz teknolojileri var. 


Konusu ilginç duruyordu. Hakkına bir yığın şey okuduktan hiç oynayasım kalmadı. Hatta burada uzun uzun yazasım da yok. Sadece görselleri hoşuma gittiği için açılış görüntülerini ve yazmamak için de Honest Trailer yorumunu aşağıya koydum. İlgilenen buyursun.

Salı, Nisan 07, 2015

2015 Ödül Mevsimi başladı: BSFA Ödülleri

Britanya Bilim Kurgu Derneği'nin (BSFA) her yıl verdiği ödülleri sahiplerini buldu. Bir Birleşik Krallık yerlisi olarak, ikametgahı orada, kendisi ödüller hakkında bir kaç çift laf edecektir. Ödüllerle ilgili geçen yıl yaşanan bazı sorunlar tekrarlandı. Hatta aştı gibi gözüküyor. Fazlasını o yazar. Yaşasın kaos. Kazanlar aşağıda.

2015 Ödül Mevsimi başladı: Philip K. Dick Ödülü

En sevdiğimiz paranoyak, depresif yazar olan Philip K. Dick adına verilen ödülün kazananı açıklandı. Bu sene ayrıca bir de özel ödül verildi. Ödülü The Book of the Unnamed Midwife ile Meg Elison kazandı. Ayrıca Jennifer Marie Brissett de Elysium adlı kitabı ile özel ödülü kaptı. Ne yazık ki ne yazarları ne de kitapları biliyorum. The Book of the Unnamed Midwife için Goodreads'ten bir şeyler okuyabilirsiniz.Elysium için de Goodreads bilgileri mevcut. Okuyan, bilen varsa da beri gelsin.

Zindanlar ve Ejderhaların kısa tarihi

PAX East 2013'deki masaüstü çılgınlığı
Hitit Güneşi tayfası gençlik yıllarının ciddi bir kısmını masaların başında zarlar sallayarak heder etmiştir. Pişmanız derseniz değişik cevaplar alabilirsiniz. Ben de ne düşündüğümü pek bilmiyorum. Anlatması, açıklaması zor düşünceler içerisindeyim. Özetle gençliğimi yedi ama itiraf edemediğim gibi halen gizliden özlüyorum. Yani mallık baki :)

Kayıp gençlik (temsili)

Nedir masa üstü oyunlar Zindanlar ve Ejderhalar bu gençlerin dimağlarına nasıl girdi? Ocakları nasıl söndürdü derseniz. Aşağıda bu işin Gary Gygax'ten başlayarak günümüze kadar kısa bir tarihi var. Hemi de görüntülü. Merak ediyorsanız buyurun. Ne yalan ikibinlerin başından sonra ben de ne olduğunu kaçırdım.

Pazartesi, Nisan 06, 2015

2015 Ödül Mevsimi başladı: Hugo Adayları

2015 yılı Hugo Ödülü adayları açıklandı. Her zaman ki gibi hiç birini okumadım. Bu konuda yurt dışında ikamet eden arkadaşlarımıza güveniyorum. Seçilen adayları aşağıda bulabilirsiniz. Bir kısmı biraz alakasız geldi. Çevirmekle uğraşmayacağım. Kazananları 22 Ağustos 2015'de öğreneceğiz. Hakan'ın genel olarak bu ödüller konusunda kelamları olacak. O bir ara ayrıca yazar.

Kış Rüzgarları geleyazdı

Kış Rüzgarları/Winds of Winter G.R.R. Martin'in dört gözle, sabırsızlıkla ve tedirginlikle beklenen son romanı. Taht Oyunları adı verilen Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin altıncı ve sondan bir önceki kitabı olarak şimdiye kadar okurken ve izlerken aklımıza takılan pek çok sorunun cevabını, en azından önemli bir kısmının, bulabileceğimizi umduğumuz kitap. Aynı şekilde Martin'in sorulmasından hiç haz etmediği, aceleye getirmediği, tadına vararak, suyunu çıkartarak yazdığı kitap. Yazar serinin yedinci kitap ile son bulacağı konusunda ısrarlı olduğu için sona bir adım kalacak bu kitap ile. Çabuk yazmasını pek insan gibi ben de diliyorum. Gelin görün ki bu konularda net mesajları da var Martin'in :) Kızdırmaya gelmez. 

Ama Martin bizi kızdırmayı seviyor. Herkesin altıncı kitabı beklediğini bildiği halde Ekim ayında Targaryen dönemini anlatan bir kitap çıkartıyor. Adı da Yedi Krallığın Şövalyesi. Kitap resimli ayrıca. Bir çocuk kitabı olma ihtimali var. Bence daha çok bizi kandırıyor.

Bizi kandırırken de ağzımıza bir parmak bal sürmeyi ihmal etmiyor. Yazmakta rahvan davrandığı Kış Rüzgarlı kitabından bir bölümü de sitesinden paylaşmış. Bu bölüm Alayne hakkında. Kim olduğu konusunda bilmeyenlerin tadını kaçırmamak için fazla yorum yapmayacağım. Ancak kendisinin davranışları yüzünden ölmesini beklediğim fakat Martin'in bize eziyet olsun diye hayatta tuttuğu biri. Aşağıdaki bağlantıdan bu bölümü okuyabilirsiniz. Afiyet olsun.

Pazar, Nisan 05, 2015

Suçlular ıslah edilebilir mi?

Başlık biraz sosyolojik oldu. Sanırım bunula ilgili Tacer uzun uzun konuşabilir. Ben pek sosyolojiden anlamam. Burada derin bir tartışmaya girip Foucault'dan felan da bahsetme niyetim. Tüm derdim Immersion adlı bir kısa filmden dem vurmak. Bir nevi Inception modeli telkin ile suçluluların rehabilite edilmeye çalışdığı bir gelecekte geçiyor bu kısa film. Suç oranının yükseliği nedeni ile farklı yöntemler deneniyor ve Immersion adlı şirket, şirket olduğunu düşünüyorum, bunu sanal gerçeklik gibi bir yöntem ile suçlunun zihinini değiştirdiğini iddia ediyor. Bazen değişimler farklı boyutlarda olabilir. Dikkat etmek lazım.

Cuma, Nisan 03, 2015

HAFTANIN RESMİ


ELVEDA

AB3ND

Interstellar - Honest Trailer

Interstellar'ı çoğumuz seyretmişizdir. Çoğumuzda farklı duygular uyandırdığını düşündüğüm bir film. Daha podcastte de Hakan ile üzerine biraz konuşmuştuk. Bilimsel olarak ne kadar doğruları içerse de nedense benim çok hoşuma gitmemişti.  Belki öykü ilgimi çekmediğinden, belki anlatımı abartılı bulduğumdan. Ya da basitçe huysuz olduğumdan da olabilir. Neyse benim düşündüklerimden çok Honest Trailer serisinde film için söylenenler daha önemli şu anda. Aşağıda izleyebilirsiniz. Sanırım Contact'i ve Event Horizon'ı daha çok sevdiğim için bu filme ısınamadım :)

Perşembe, Nisan 02, 2015

Karşılaşacağın yabancılara dikkat et

Büyük halk ozanı ve feylezof Ronnie James Dio demiş ki "Yabancılarla konuşma, sadece sana zarar verirler" İddialı bir laf. Tabi ki otobüste, trende yanınıza oturan yabancıların ikramını almak tehlikeli. Eskiden TRT'de dönen ilaçlı ayranlı uyarı filmlerini hatırlayanlar vardır elbet. Fakat bana göre ilaçlı ayrandan daha tehlikelisi o yabancının "Hemşehrim yolculuk nereye?" sorusu ile başlayan muhabbettin bir nevi Sarlacc'ın avını yemesi kadar uzun bir işkenceye dönmesidir. Bir anda yanınızdaki kişinin torunundan  torbasına, siatiğiniden romatizmasına, manitasından okuluna kadar öldürücü bir monoloğun içerisinde kalırsınız. Dibi olmaz bunun. Düştükçe düşersiniz. O karanlık benliğinizi ele geçirirken, sıkıntı en ufak hücrenizi ezer geçer.

Joe R. Lansdale'in aynısı olmasa da benzer içerikli öyküsünden yola çıkarak bir kısa film çekmişler. Barda içen bir kişinin yanına gelen yabancı ile girişilen, her ne kadar direnilirse de, sohbet nereye kadar gider? Peki ya bu yabancı bu gezegene yabacı ise? Bu soruların cevabını aşağıda bulabilirsiniz. Öykü Bumper Crop adlı antolojide yer alıyor .

Çarşamba, Nisan 01, 2015

Mad Max'e geri sayım

Mad Max eskininbeni etkileyen filmlerindendir. Belki de Fallout'u gördüğümde aklımın çıkmasının, Borderlands serisini nefessiz oynamamın nedeni onlarda felaket sonrası ortamından başka Mad Max'deki vahşiliği, vahşeti, kendine has tiplemeleri görmem olmuştur. Mad Max üçlemeye ulaştıktan sonra zirvede bıraktı. Sanırım da iyi yaptı. Şimdi yeni film çekildi ve Mayıs ayında gösterime girecek. İlk başta pek umutlu değildim. Ama gördüğüm her resim, seyrettiğim her tanıtım beni ayrı iştahlandırdı. En son bugün denk geldiğim, aşağıdaki görüntüler ise iyice iştahımı kabarttı, gaza getirdi. Umarım film geldiğinde hayal kırıklığına uğramam. Mayıs 15'e az kaldı. 

Not: Tanıtımın başında koşanlar acayip Borderlands'teki tiplere benziyor, bayıldım.

Bart + Akira = Bartkira

Akira'yı ne kadar sevdiğimizi bilirsiniz. Arada Simpsons'a da gönderme yapığımız oluyor. Hitit Güneşi olarak pek sevdiğimiz bu iki eser ile alakalı olarak yaklaşık bir yıl gibi bir süredir (Yani bir yıldır yazacağım ama üşeniyorum) James Harvey öncülüğünde pek çok sayıda çizer Akira ve Simpsons'ın birleşimi olan Bartkira projesi üzerinde çalışıyorlar. Tüm bu çalışma Harvey'in Ryan Humphreyin yaptığı Bartkira çizimi ile başlamış. Şekil 1A bu çizimi gösteriyor. Akabinde pek çok çizerin kendi tarzlarında yaptıkları katkı ile büyümüş. Tüm bu emek Akira'yı Simpsons'daki karakterler ile birleştirmek için veriliyor. Bu arada çok sayıda derken beş yüzden fazla demek istiyorum.